Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/889 E. 2023/1636 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/889 (KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/1636 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
ESAS NO : 2020/243 E 2021/86 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/12/2023
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4301 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu cari hesap ekstresinde son tarihin 23/01/2018 olduğunu, yine davacı tarafın dosyaya sunduğu 036527 nolu faturanın da aynı tarihte düzenlendiği ve faturaya son cari bakiyenin yazıldığının görüldüğünü, faturanın alt tarafında “Son Cari Bakiyeniz 14.818,20 TL, (A)” şeklinde belirtildiğini, 23/01/2018 tarihli son cari bakiyeye göre müvekkilinin 14.818,20 TL alacaklı olduğunu, davacı tarafın da kabul etmiş olduğunu, müvekkili borçlu olsa idi (B) borçlu yazması gerektiğini, müvekkilinin borçlu olmadığını, davacı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 13 adet faturanın davalı taraf açılış ve kapanış noter tasdikleri yaptırılmış olan defterlerine kayıt edildiği, toplamı 15.181,80 TL olan 13 faturanın davacının resmi ticari defterlerinde veresiye (açık hesap) satış geliri olarak davalının borcuna kayıt edildiği, ancak bu defter kayıtlarına göre 17/02/2017 tarihli, 6.733,25 TL bedelli ilk faturadan iki gün sonra (19/02/2017) davalıdan 30.000,00 TL bedelli çek alındığı, davacının davalı taraftan icra dosyası kapsamında alacağı olmadığı belirtilerek davacı tarafın icra takibini kötüniyetli olarak yapmış olduğuna dair yeterli delilin olmadığı ve yasal koşulları da oluşmadığı belirtilerek davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece müvekkiline ait ticari defter kayıtlarının hatalı yorumlandığı, ticari defterlerde yer alan 30.000,00 TL çek ödemesinin dava dışı ……Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan … … ile imzalanan 14/02/2017 tarihli makina satış sözleşmesi nedeniyle verilen çek olduğu, dava konusu faturalara konu teslim edilen mal bedelinin ödenmesi için düzenlenen bir çek olmadığı, müvekkili tarafından bu sözleşmeye istinaden kahve makinası teslim edildiği, davacı yanın henüz almadığı malların parasını peşin olarak ödemesinin söz konusu olamayacağı,
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2018/4301 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı …. Şti., borçlu …- … Otel olup 15.181,80-TL asıl alacak, 4,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.185,86-TL toplam alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, borcun sebebinin 29/03/2018 tarihli, 15.181,80-TL bir adet cari hesap olduğu, borçlu vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, 17/02/2017 tarihi ile 23/01/2018 tarihleri arasında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu tarihler arasında davalı firmanın davacı firmadan 13 fatura ile toplam 15.181,80-TL’lik ürün aldığı, ticari mallar hesabına kaydedildiği, alınan malların bedeli peşin ve nakit ödenmiş gibi kasa hesabına alacak kaydedildiği, alacağın dayanağı olarak gösterilen faturaların, tahsilatların dökümü yapıldığı, bu haliyle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin faturaların davalının ticari defterlerine kapalı (bedeli nakit ödenmiş) şeklinde kayıt edildiği, alacaklı tarafından tahsil edilmeyen bir bedelin tahsil edilmiş gibi fatura altındaki açıklamalara yansıtılmış bulunması ve bunun yıl boyunca düzenli olarak devam etmesinin hayatın doğal akışına uygun olmadığı, uygun olan tahsilatın yapılmış olması ihtimali olduğu, davacı faturalarının altındaki açıklamalar üzerinden hareketle yapılan incelemede ödendiği düşünülen 30.000,00-TL’ye ait bir kaydın davalı defterlerinde olmadığı, takip ya da dava tarihi itibariyle davalı defterlerine göre davacıya ödenmesi gereken herhangi bir borcun olmadığı bildirilmiştir.
Davacı taraf ticari kayıt ve defterlerinin incelenmesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davalıdan 19/02/2017 tarihinde 30.000,00-TL bedelli çek alındığı, cari hesap alacağının dayanağı olarak dosyaya sunulan 17/02/2017-23/01/2018 tarihleri arasında düzenlenen ve toplam KDV dahil 15.181,80-TL olan 13 faturadan KDV dahil toplamı 13.927,92-TL olan ilk 12 faturanın açık hesap satış geliri olarak davalının borcuna kayıt edildiği, 23/01/2018 tarihli KDV dahil 1.253,88-TL bedelli son faturanın da deftere kayıt edildiği, ancak bedelinin peşin ödendiği, bu durumda davacının resmi ticari defter kayıtlarına göre davalı … Otel’in takip tarihi itibariyle borçlu olmadığı gibi (30.000,00-TL-13.927,92-TL=) 16.072,08-TL alacaklı olduğu, 2301/2018 tarihi itibariyle son fatura bedeli düşülerek davalının 14.818,20-TL alacaklı olduğu belirtildiği, dolayısıyla davacı defter kayıtlarıyla faturalarda belirtilen borç/alacak miktarlarının birbiriyle uyumlu olduğu, icra dosyasına sunulan cari hesap ekstresinde görülen alacak miktarıyla (15.181,80-TL) davacı defter kayıtları ve faturalarda görülen davalının alacağı (14.818,20-TL) arasında 30.000,00-TL fark mevcut olup bu fark davalıdan 19/02/2017 tarihinde alınan 30.000,00-TL bedelli çekten kaynaklandığı, davacı vekilinin çeklerden birinin … Otel’e yapılan satışlara karşılık alındığını kabul ettiği, davacı defterleri … … firması yönünden de incelendiği ve hem davalı … (… Otel) hem de … … firmalarından aynı tarihte (19/02/2017) her biri 30.000,00-TL olan iki ayrı çek alındığı ve ayrı ayrı kayıt edildiği, her iki firmaya da malzeme satışı yapılmış olup davacı tarafın bu iki adet 30.000,00-TL bedelli çekler nedeniyle her iki firmaya da borçlu olduğu, sonuç olarak davalı …’dan (… Otel) alınan 30.000,00-TL’lik çekin dava konusu faturalar karşılığında alındığı, bu durumda dosya kapsamı, dosyaya sunulan 13 fatura ve tarafların resmi ticari defter kayıtları dikkate alındığında davacı tarafın icra dosyası yönünden bir alacağının olmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davacı yan kayıtlarında dava dışı şirket ile yapılan 14/02/2017 tarihli fatura kapsamında dava konusu çekin alındığı hususunun anlaşılamamasına, davacı yanca bu iddianın ispat edilememiş olmasına, davalı yan defterlerinde de fatura bedellerinin davacı kayıtları ile uyumlu olarak peşin ödeme olarak kaydedilmesine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, itirazın iptali davalarında kötüniyet tazminatına karar verilmesi için alacaklı davacının haksız olması tek koşul olmayıp davacı alacaklının haksız olduğu icra takibinde kötüniyetli olduğunun da anlaşılması gerekir. Somut olayda davacı yanca ödenen bir bedelin tahsili talep edildiğinden davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gözetilerek mahkemece davalı lehine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde bu kalem talebin reddi doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/02/2021 tarih ve 2020/243 Esas, 2021/86 Karar sayılı kararın HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın REDDİNE,
b)Davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından harçlandırılan miktarın %20’si olan 3.036,36TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
c)İşbu dava nedeniyle peşin alınan 183,34 TL harçtan, alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile, bakiye 124,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
ç)Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85TL harçtan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55TL harcın davacıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi aşamasında davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesi aşamasında davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 04/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”