Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/846 E. 2021/1486 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının davalıya mal satılıp teslim ettiğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça satılan malların ayıplı olduğunu, bazı malların geç teslim edildiğini belirterek, davanın reddini istemiş, süresinde açtığı karşı dava ile de; davalı şirketin zararının tazminini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ve toplanan deliller doğrultusunda; davacı tarafın TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince davaya konu malların ayıplı olduğuna yönelik süresinde ayıp ihbarının bulunmadığı, davacı tarafça davalıya gönderilen mailde sadece üretim hatasından bahsedildiği, herhangi bir ayıp ihbarının yapılmadığı, bu nedenle davacının alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayıplı ihbarının süresinde yapıldığını, davaya konu malların ayıplı olduğunu, tüm delillerin toplanmadığını, tanıkların dinlenilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; somut olayda davacının takip nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde; davacı tarafın davalıdan satın almış olduğu malların ayıplı ve eksik olduğunu belirterek, alacak talebinde bulunduğu, itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, davalı tarafça süresinde verilen cevap ile karşı dava olarak zararlarının tazminini talep ettiği, mahkemece kısa ve gerekçeli kararda sadece davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.
Davacı tarafın istinaf itirazlarına geçmeden mahkemece karşı dava hakkında hüküm kurulmaması üzerinde durulması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK 297/2.maddesinde; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Bir dosyada birleştirilen davalar veya karşı dava var ise bu davalar birbirinden “bağımsız” olup her dava için “ayrı hüküm” kurulmalı, birleşen ve birleşen davalarda taleplerdeki haklılık veya haksızlık durumları denkleştirilerek tek hüküm kurma yoluna gidilmemelidir.
Somut olayda mahkemece “davanın reddine denilerek, tek bir hüküm kurulmuş olup, bu durum HMK’nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğundan, davacının istinaf itirazları değerlendirilmeksizin yerel mahkemece verilen karar HMK’nın 355.maddesi uyarınca kaldırılmış, karşı dava yönünden ayrıca hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Kaldırma nedenine göre istinafa başvuranın istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 01/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”