Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/812 E. 2023/1302 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/812 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/307 E – 2021/73 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : ..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı, davalı ile arasında 2007 yılında gerçekleşmiş bir borç/alacak ilişkisi bulunan …’ün bir kısmı davacı tarafça ödenmiş olan bu borcun son bakiyesini saptama ve yeni bir geri ödeme planı çıkarmak amacıyla 09/03/2014 tarihinde şartlı bir tutanak imzaladığını, bir süre sonra tekrar bir görüşme talebi ile davacı ile bir araya geldiğini, söz konusu şartlı tutanak üzerindeki meblağı belirten bir senet imzalamasını istediğini, bu talebini geri çevirmediğini şartlı tutanak üzerindeki meblağı yazarak,davalının önerdiği tarihi de belirterek bir senet tanzim ettiğini, hesabın gerçek durumu ortaya çıkarılması beklenemeden tutanak ve senedi icra takibine koyduğunu belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında 2007 yılının aralık ayında farklı zamanlara borç ilişkisinin doğduğunu, müvekkilinin bu ilişkinin alacaklısı konumunda bulunduğunu, bu ilişkiye dayanarak 09.03.2014 tarihinde bir tutanak düzenlendiğini, müvekkili ile davacı arasında 09.03.2014 tanzim 09.05.2014 vade tarihli 43.920,00-TL bedelli bono düzenlendiğini, bono bedelinin davalıya ödenmediğini ve bu sebeple icra dosyası üzeriden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacının başlatılmış olan takip konusu borca itiraz ettiğini, takip dayanağı bononun teminat senedi amacıyla verildiğini iddia etmiş ise de tutanakta senetle ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: tarafların ortak iradesi ile… ve Polis Sandığı üzerinden davalı adına alınan kredilerin davacı tarafından kullanıldığı, buna ilişkin olarak tarafların 09/03/2014 tarihli tutanak ile “banka hesap detayları da araştırılarak, geri ödemelerin tespitini sağlamak üzere…,”şerhi düşülerek, davacı tarafça elden yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle 43.920,00 TL tutarında bakiye borç kaldığı imza altına alınmış ve bu tutar üzerinden takip ve davaya konu bono düzenlendiği davalı tarafın takibe konu senedin dayanağı olarak tutanağı dayanak göstermek suretiyle tutanakla belirtilen borcun teminatı olarak senedin verildiğini kabul etmiş sayıldığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davalı yan 01/12/2020 tarihli dilekçesinde, “her iki tarafça kabul edilerek imzalanan tutanak ile davacının 43.920,00 TL borcu kaldığı ve nitekim davaya konu bono da 43.920,00 TL miktarlı olarak düzenlendiği” ifade etmek suretiyle tutanak ile belirlenen borcun teminatı olarak senedin düzenlendiğini ikrar ettiği, bu durum karşısında, davacının bankaya yaptığı ödemeler düşüldüğünde davaya konu borcun 33.432,42 TL’sinden sorumluluğunun devam edeceği, her ne kadar, davalı taraf, bilirkişi tarafından tutanak tarihinden önce yapılan ödemelerin dikkate alındığını ileri sürmüş ise de, her iki tarafın kabulünde olan tutanakta “banka hesap detayları da araştırılarak, geri ödemelerin tespitini sağlamak üzere…,”şerhi düşüldüğü ve davalının beyanları doğrultusunda tutanağın düzenlendiği dikkate alınarak, davacı tarafça tutanak ve senede konu borcun 10.487,58 TL tutarında ödendiği ve bu tutarda borcu kalmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının takip konusu 09/03/2014 keşide tarihli, 09/05/2014 vadeli, 43.920,00 TL bedelli bono nedeni ile 10.487,58 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
I-)Davacı vekili; dava konusu yapılan teminat senedi olduğu da açıkça ispatlanmış olan senet üzerinde rakam ve yazı ile farklı tutarlar içerdiği, cra takibine konu edilen teminat senedi üzerinde borç miktarı yazılı olarak kırk bin dokuz yüz yirmi (40.920,00-TL) iken rakam bölümünde 43.920,00-TL olarak yazılmış olduğu ve bu durumda da hukuken yazının geçerli olduğu tartışmasız iken karar verilirken bu hususun dikkate alınmadığını, dava konusu döneme ait kredilerin erken kapamalarının bulunup bulunmadığı bulunması halinde kapama bakiyelerinin sorulması yönünde mahkemeden talepte bulunulmuş ancak bu konuda mahkeme tarafından karar verilmediğini, bankalar ve … tarafından bu konuda bir belge gönderilmemesi halinde ise yemin deliline dayanıldığını davalıya konuyla ilgili olarak yemin teklif edilmesi talep edilmiş ise de bu delile de itibar edilmediğini, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
II-)Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 2007 yılının aralık ayında farklı zamanlarda borç ilişkisi doğduğunu, dilekçesinde de takip dayanağı bononun teminat senedi amacıyla verildiğini iddia etmiş ise de tutanakta senet ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığını, davacı yan bono üzerindeki imzaya itiraz etmemiştir ve dava dilekçesinde de belirtmiş olduğu gibi bonoyu müvekkilim lehine düzenlediğini kabul ettiğini, davacı bononun tutanağa dayalı olarak verilen bir teminat senedi olduğunu davacının herhangi bir ödeme yapmadığını bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacının takibe konu senedin bedelsizliğini ve teminat olarak düzenlendiği iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlanıp kanıtlanamadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıya teminat olarak verilen senedin teminat fonksiyonun kalmadığı bedelsiz olduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davacının senede yönelik ödemelerini ve senedin teminat fonksiyonun bulunmadığına yönelik iddialarını usulüne uygun delillerle ispatlayamamış ise de taraflar arasında borcun temini için düzenlenen senede yönelik kısmi ödemelerin tespitiyle bakiye bedel yönünden davacının kısmen sorumlu olduğunun anlaşılmasına mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 716,40TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 657,10 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,

3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”