Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/804 E. 2023/1305 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/797 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1251

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/315 E – 2020/572 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekilinin hiçbir şekilde tanımadığı davalı tarafından 19.07.2013 tanzim ve 19.09.2013 vadeli 400.000,00 USD tutarındaki bonoya dayanılması suretiyle müvekkili aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nü 2013/16826 E, sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkilinin bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı düşüncesiyle suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin 20 yıl önce akdettiği taksitle satış sözleşmesi ekinde bulunan açığa imza şeklinde düzenlenmiş bononun davalı tarafından hukuka aykırı yollardan ele geçirilmesi suretiyle doldurulduktan sonra da icra takibine konu edildiğini, müvekkiline ödeme emrinin tebliği üzerine icra takibine konu bonoda lehtar sıfatıyla yer alan davalı … …’ı hiçbir şekilde tanımadığını, müvekkilinin 15-20yıl önce … İlçesinde bulunan maliki olduğu dükkanı… isimli şahsa kiraya verdiğini, müvekkili tarafından…’ın anılan dönemde kiraladığı dükkanda konfeksiyon ürünlerinin perakende satışıyla ilgili ticari faaliyette bulunduğunu ve taksitle sattığı konfeksiyon ürünleri karşılığında da müşterilerinden taksitle satış sözleşmeleri ve ekinde açığa imzalı şekilde düzenlenmiş bonolar aldığını, icra takibine konu bononun ismi geçen dava dışı… tarafından yaklaşık 20 yıl önce bedelsiz kalmış taksitle satış sözleşmesinin ekinden ayrılarak davalı vasıtasıyla icra takibine konu edilen bir bono olduğunu, müvekkilinin şikayeti üzerine ifadesi alınan davalının 12.02.2014 tarihli ifadesi ile ortaya çıktığını, davalı tarafın 12.02.2014 tarihli ifadesi ile… ile 20 yıl önce tanıştığını, yaklaşık 3 yıl beraberlik yaşadıklarını, bu beraberlikten 2 çocukları olduğunu, halen görüştüklerini ancak ikamet ettiği yerini bilmediğini beyan ettiğini, belirterek müvekkilinin Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16826 E, sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davalının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; takibe konu senedin kambiyo senedi olduğunu, davacının hileye dayalı davasını hak düşürücü süre içinde açmadığını bildirerek davanın reddine, icra takibinin devamını, davacının asıl alacağa %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı … ve dava dışı… hakkında, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçlarından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 10. Ceza Dairesi, 2018/809 E, 2019/256 K, sayılı dosyasında yapılan yargılamada; davaya konu senedin kağıt yapısı, ölçüleri bağlamında günümüz ticari hayatında kullanılan senetlerden farklı olduğu, borçlu kısmındaki iki imzanın farklı iki kişi tarafından atıldığı, alt kısmında bulunan imzanın müşteki …’a ait olduğu, üst kısımdaki imzanın ise müşteki …’a ait olmadığı, sanıklardan …’ın katılanın kendisinden uzun yıllar önce yaptığı taksitli alışveriş nedeniyle verdiği imzalı boş senedi geri vermeyerek senedi diğer sanık … ile birlikte tahsile koyduğu, sanıkların bu eylemlerinin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu belirtilerek, sanıkları … ve…’ın mahkumiyetlerine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 01.06.2020 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen yargı kararı ile, menfi tespit istemine konu bononun davalı tarafından hukuka aykırı olarak ele geçirildiği ve icra takibine konu edildiği anlaşılmış olup, söz konusu bono ve icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı, kesinleşen yargı kararı içeriği dikkate alındığında, davalının söz konusu bononun bedelsiz olduğunu bildiği (bilmesi gerektiği), bonoyu kötü niyetle icra takibine konu ettiği anlaşılmakla, davacı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce dava konusu senet üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde senet üzerindeki yazıların müvekkilin eli ürünü olmadığını, davacının senedin boş olduğu ve sonradan doldurulduğu yönündeki iddialarının da gerçek dışı olduğunu, ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde takip dayanağı senedin 20 yıl önce boş olarak imzalanmış olduğu yönünde haksız şekilde iddialar ortaya attığını, ancak kabul anlamına gelmemekle birlikte, ne senedin kağıt yapısı ne de günümüz ticari hayatında kullanılanlardan farklı ölçütleri olması üzerinde yazılanların 20 yıl önce yazıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, senedin kağıt yapısından yola çıkılarak varılacak bir sonucun sağlıklı olmayacağını bu iddia doğru olmamakla birlikte bir an için kağıdın eski olduğu düşünülse dahi senedin sıhhatini ve kıymetli evrak niteliğini etkilemeyeceği sözleşme yerine saman kağıdına daktilo ile yazılan bir sözleşmenin tarihi dikkate alınmadan nasıl 20 yıl önce yazıldığı söylenemezse, davaya konu bononun da 20 yıl önce düzenlendiği söylenemeyeceğini, davacı tarafın davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının afaki iddialar içeren haksız ve mesnetsiz davasının reddi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun davalı tarafından sonradan ele geçirilerek anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı ve bononun bedelsiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe konu kambiyo senedinin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ve bedelsiz olduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle ceza yargılaması sırasında resmi belgede sahtecilik suçunun kesinleşen ceza mahkemesi kararı nedeniyle sabit olduğunun ve senedin bedelsizliğinin anlaşılmış bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 56.651,00TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.958,02TL harcın mahsubu ile bakiye 48.692,98TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 05/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”