Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/779 E. 2023/1301 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/779 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1301

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/524 E 2020/444 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili aleyhine takip dayanağı yapılan teminat amaçlı verilen çekin bedelsiz olduğunu, ciro eden lehtar…’a borçlu olmadığını, alacağın temel gerekçesi olan sözleşmenin yerine getirilmediğini, çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediğini, kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, müvekkilini ilk ciro edene karşı sorumluluğunun ortadan kalktığını, diğer cirantalara karşı illiyet bağının kesildiğini ve borcun doğmadığını belirterek, müvekkilinin Ankara 18. İcra Dairesi’nin 2018/5550 sayılı dosyasında davalılara borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyetli davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili; müvekkilinin kendisinden önce gelen ciranta ….Ltd.Şti ile ticari ilişkiye girdiğini ve bu firmadan alacağı sebebiyle keşideciye karşı icra takibi başlattığını, çekin arkasının muhattap bankaca yazılmamasının keşideciye karşı icra takibi yapılamayacağı anlamına gelmeyeceğini, davacının bu güne kadar çek iptali veya zayi davası açmadığını, basiretli bir iş adamı gibi davranmadığını, dava dilekçesine ekli sözleşmenin her zaman düzenlenebileceğini, kambiyo vasfına haiz çekin geçerliliğini etkilemeyeceğini, senet metninden anlaşılamayan defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, teminat senedi olduğuna ilişkin iddianın müvekkilini bağlamadığını belirterek, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
II-)Davalı …; davacı keşideci şirket ile aralarında servis aracı temin edilip kiralamak için anlaştıklarını, işe karşılık kendisine söz konusu çekin teminat amaçlı olarak düzenlenip verildiğini, kendisinin akrabası olan … sahibi …’a araç temini için teslim ettiğini, daha sonra … ile arasında husumet çıktığını, … ve çekte cirosu bulunan üstü çizili … sahibi … aleyhinde organize suç örgütü üyeliğinden dolayı Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada tutuklandıklarını, bu aşamada çekin iadesi için … a ulaşamadığını, hapse girdiği için onun şirketi ve de keşideci davacı şirket ile ticari iş yapılamadığını, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere salıverildiklerini, kendisinden çeki istediğini, çeki vereceğini söylediğini ancak vermediğini, çeki elinde bulunduran … ile ticari iş yapmasının imkansız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-)Diğer davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı halde yargılamaya katılmadığı gibi davaya karşı yazılı veya sözlü bir beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; takip konusu edilen ve yukarıda ayrıntıları belirtilen çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını yitirdiği, delil başlangıcı vasfında olduğu, borçlunun TK 35’e göre yapılan takip nedeniyle süresinde takibe itiraz edemediğinden takibin kesinleştiği bu nedenle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, dava ve takip dayanağı teminat amaçlı olarak lehtarına verilen çekin, bankaya süresinde ibraz edilememesi nedeniyle kambiyo vasfını yitirdiği, takibi yapan son ciranta alacaklı açısında yazılı delil başlangıcı vasfını dahi yitirdiği ,bu nedenle söz konusu menfi tespit davasında alacağın varlığını ispat etmesi gereken takip alacaklısı davalı hamil …’ün, alacağının varlığını ve miktarını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, ancak alacaklı davalı …’ün alacağını ispat edemediği, yine çek vasfını yitiren belgeye dayalı olarak iyiniyetli yetkili hamil alacaklı olunduğu itirazının kabul edilmeyeceği, açılan davanın takip alacaklısı davalı … yönünden kabulü ile davacının adı geçene borçlu olmadığının tespitine, diğer davalıların kambiyo vasfını yitiren çekten dolayı ciro zincirindeki, ciroların etkisini kaybettiği, kambiyo hukuku yönünden herhangi bir sıfatlarının bulunmadığı, davacı aleyhinde takip başlatmadıklarından anılan davalılara karşı pasif husumetin bulunmadığı aleyhlerindeki davanın husumet yokluğundan reddine, davalının takibi kötü niyetli olarak başlattığı hususu tam ve kesin olarak ispat edilmediğine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili; davacının davada sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamadığını, takibin kesinleşmesine kendi kusuru ile sebebiyet veren davacının menfi tespit açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle keşideci davacının hamil davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, zamanaşımına uğraması nedeniyle çek niteliğini kaybeden belgeye dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine, belgeyi düzenleyenin (keşidecinin) süresinde itiraz etmemesi ve kesinleşmesi sonucu açılan menfi tesbit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5550 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından, davacı …. Şti. aleyhinde; (… şubesine ait 8006490 numaralı 30/08/2014 keşide tarihli, 160.000,00-TL bedelli, keşidecesi …. Şti. Tarafından hamiline düzenlenen , ilk cironun …’a, sonraki cironun … İnş. …. Ltd. Şti.’ye, sonrasında …’a , bilahare …. .. Ltd. Şti. Ve son olarak da …’e ciro edilen ve bankaya ibraz şerhini içermeyen 1 adet belgeye dayalı olarak) 160.000,00-TL asıl alacak olmak üzere toplam 212.707,95-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin TK 35’e göre 10/07/2018 tarihinde tebliğatın yapıldığı, davacı vekili vasıtasıyla ödeme emrine 26/10/2018’de itiraz ettiği, icra dairesince süresi geçtikten sonra itiraz ettiğinden bahisle itirazı reddedip takibe devam edildiği ve takibin bu şekilde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/5550 sayılı dosyasında keşidecisi davacı, ciro yoluyla hamili davalı olan, 30/03/2014 keşide tarihli, 160.000,00 TL bedelli hamiline düzenlenen çek’e (süresinde ibraz edilmeyen yazılı delil başlangıcı olan çeke) istinaden tarihinde son hamil tarafından, keşideci aleyhinde ilamsız icra takibi yapılmış, takibin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine keşideci tarafından 03.12.2018 tarihinde eldeki menfi tespit davası açılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ispat külfetinin davalı hamilde olduğu, davalının yasal delillerle alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra takibine konu edilen belgenin (zamanaşımına uğramış çek) yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Nitekim ciro yoluyla hamil tarafından ilamsız icra takibi yapılmış olup, düzenleyenin (keşideci) süresinde icra takibine itiraz etmemesi nedeniyle takip kesinleşmiş ve eldeki menfi tespit davası açılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 6102 sayılı TTK 732 maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olup, maddenin 4. fıkrası hükmüne göre ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden tarafa aittir.
Davacı, dava konusu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini ve çek zamanaşımı süresinden sonra takibe konulduğundan zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ve bu iddianın yanında ayrıca çekin teminat çeki olduğunu ve bedelsiz bulunduğunu ileri sürmüştür.
Menfi tespit davalarında, zamanaşımı iddiasına dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunulamaz. Ne var ki davacı, iddiaları arasında ayrıca çekin teminat çeki olduğunu da ileri sürmektedir. Somut olayda dava konusu çekte davacı keşideci, davalılar ise çeke ciro yoluyla hamil ve lehtar olan kişilerdir. Süresinde ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğramış olan çek yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde keşideci ile hamil arasındaki ilişkinin 6102 sayılı TTK.’nun 732. maddesi çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetildiğinde ispat külfeti keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece somut olayda ispat külfeti davacıda olduğu halde, ispat külfeti tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde davacıya iddiasını ispatlama olanağı tanınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünde yanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/524Esas, 2020/444Karar ve 18/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”