Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/736 E. 2023/979 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/736 – 2023/979

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/736 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/702 E – 2021/169 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalıların oluşturmuş olduğu ortaklık arasında temizlik malzemesi temini konusunda anlaşma sağlandığı ve müvekkilinin edimlerini ifa etmeye başladığını, müvekkilinin kendisinden istenilen ürünleri teslim ettikten sonra 30/03/2019 tarihinde teamülleri gereği ürünleri iş ortaklığına fatura ile bildirdiğini, ancak davalıların fatura bedelini ödemediğini alacağın tahsili için girişilen takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … ….. Ltd. Şti vekili; davacının dava dilekçesinde taraflar arasında temizlik malzemesi alımı sözleşmesi yapıldığını beyan ettiğini, buna ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadıklarını, söz konusu malzemenin teslim edildiğine dair irsaliye belgesi de sunmadıklarını, aynı şekilde davacının iddia ettiği gibi söz konusu malzemenin farklı bir yere teslim edilmesi yönünde yazılı bir talimatın olduğunu da ispatlayamadığına, bu nedenle davacının söz konusu iddialarını ispatlaması gerektiğini, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. adına usulüne uygun yapılan tebligata rağmen yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; taraflar arasında ticari satış ilişkisi mevcut olup, sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda akdi ilişkinin varlığını ve işin yapılıp teslim edildiğini kanıtlama mükellefiyeti bunu iddia eden kişiye ait olduğu, akti ilişkinin varlığı ile faturalara konu malların /hizmetin davalıya teslim edildiği hususunda ispat yükünün kural olarak davacı üzerinde olduğu, davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde tanzim olunan bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, davacı tarafından tanzim olunan faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ilgili dönemlerde bağlı oldukları Vergi Dairelerine BA-BS Formları ile beyan edildiği, davalı tarafın bu faturalara süresinde itiraz ettiğine ilişkin savunma ve delil de ileri sürülmediği belirlenmiş olmasına göre, davacı tarafça faturalara ve davaya konu hizmetin/malın davalı tarafa teslim edilmiş olduğu hususunun ispatlandığı, davalı tarafın faturalara konu bedelin ödendiğini ispatlamadığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalıların Ankara 27.İcra Dairesi’nin 2019/11241 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 160.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,alacağın likit olduğu 160.000,00 TL üzerinden davacı lehine hesaplanacak % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalılardan … … …. A.Ş. vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … …. A.Ş. Vekili; takibin adi ortaklık adına yapıldığını, mahkemece buna rağmen iki ayrı takip borçlusu varmış gibi karar verdiğini, iş ortaklığının faaliyetlerinden doğan borcundan dolayı doğrudan sorumlu olmayacağına o hâlde adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu oldukları ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabilir ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceğini, diğer yandan adi ortaklığın kuruluş sözleşmesine göre yaptığı ticari faaliyet sonucu doğan hak ve alacaklar ile borçlar adi ortaklığa ait olduğunu, iş ortaklığından hiç söz edilmemesi ve davalı olarak iş ortaklığı olduğu belirlenmeden yargılamanın yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; adi ortaklığı oluşturan şirketlerden her birine karşı ayrı ayrı takip yapılması ve dava açılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe yönelik itiraz iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava itirazın iptali davası olup, alacağın dayanağı olan borç ve faturalar adi ortaklığa aittir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı söz konusudur. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda yapılacak olan takiplerde ve açılacak olan davada, ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur.
Somut olayda davacı tarafından adi ortaklığı oluşturan ortaklardan her biri olan davalılar aleyhine takip yapıldığı gibi bu davanın da adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açıldığı anlaşılmış olup, mahkemece davanın esasına girişilerek her bir davalı hakkında hüküm kurması yerindedir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle benimsenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.929,60TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.733,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.196,30 TL harcın istinaf eden dava.. alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 23/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”