Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/727 E. 2023/1076 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/727 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1076

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıdan cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olduğunu alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini, belirterek davalının itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında süregelen ticari ilişki sırasında satın alınan davaya konu mala istinaden vadeli döviz cinsinden 16.700 USD’lik ödemenin çekle yapıldığını, çekin verildiği 08.01.2018 tarihinde TL cinsinden karşılığının 3,7578 TL, davacı tarafından tahsil edildiği 25.05.2018 tarihinde ise 4,7363 TL olduğunu, davacıya 4,7363 – 3,7578 – 0,978 fark x 16.700 USD = 16.332,60 TL’lik davacı lehine oluşmuş fazla ödemenin mevcut olduğunu, bu nedenle davacıya faturanın kesildiğini, dava konusu ihtilafın da bu noktada ortaya çıktığını, davacının haksız kazancı inkar ederek faturayı geri çevirmekte olduğunu, bildirerek davanın reddine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi sebebiyle 2017 yılı kapanışında davacının davalıdan 89.613,52TL alacaklı olduğu, davalının ise borca mahsuben 08/01/2018 tarihinde 16.700 USD bedelli 25/05/2018 vade tarihli çeki ciro ettiği, davacının bunu 05/01/2018 tarihinde kayıtlarına işlediği, çekin TL karşılığının her iki tarafın da kayıtlarında 62.551,52TL olarak kaydedildiği ve davalının çek ile ödeme sonrası bakiye borcunun 27.062,00TL olduğu, daha sonra davacı tarafça 4 adet fatura düzenlediği ve bu faturalar sonrası 20/02/2018 tarihi itibariyle davalının bakiye borcunun 41.079,18TL olduğu, davalı yan 26/06/2018 tarihli 16.284,17 TL bedelli kur farkı faturası düzenleyerek kayıtlarına işlemiş ve bakiye borcunun 24.795,01TL olduğunu savunmuşsa da; çek bir ödeme aracı olup verildiği gün ödeme olarak kabul edildiğinden çeklerle yapılan ödemeler için de tahsil tarihi gözetilerek kur farkı talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili ; bilirkişi raporunun müvekkili lehine olduğunu ; davanın başından beri tekrarladığımız savunma doğrulanmış, müvekkilce yapılan ödemedeki kur farkının ödeme tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiğini doğruladığını, alacağın likit olmadığı icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının cari hesap alacağı nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle cari hesap alacağına konu faturaların davalı ticari defterinde kayıtlı olması nedeniyle mal teslim olgusunun kanıtlanmasına, ayrıntılı inceleme ve araştırma sonuçlarına göre davalı iddialarının ispatlanamamış olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.806,11TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 701,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.104,59 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”