Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/686 E. 2021/1996 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Elatmanın Önlenmesi
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı… A.Ş. arasında…… parselde kayıtlı taşınmazın 17/09/2010 tarihinden başlamak üzere 15 yıl süreyle müvekkiline kiralanmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan akaryakıt satış ve servis istasyonunun işletmeciliğine konu bayilik anlaşmasının feshedildiğini, davalının artık akaryakıt istasyonunda faaliyet göstermesinin mümkün olmadığını, davalının bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle …. başvuruda bulunduğunu, dağıtım şirketi olarak ….’nin bayisi sıfatıyla almış olduğu bayilik lisansının iptal edildiğini, davalının ….’nin kirasını ödediği akaryakıt istasyonunu işgal ederek ve …. haricinde başka akaryakıt dağıtım şirketinden mal/akaryakıt alarak haksız kazanç sağladığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız el atmasının önlenmesine, taşınmazın üzerindeki mütemmim cüzleri ile birlikte müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; 2010 yılında tapuya şerh edilen kira sözleşmesine istinaden müvekkili ile kira sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin ….. Kurulu kararları ve tebliği gereğince taşınmazdaki hukuki ilişkinin tarafı olmadığını, 2010 yılında tesis edilen kira şerhinin 2015 yılı itibariyle yok hükmünde olduğunu, bundan dolayı davacının müvekkiline yönelik husumet yöneltmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından tahliye talebinde bulunulduğunu, dava dilekçesinde harca esas değerin taşınmazın değeri üzerinden belirlenmediğini ve harcın ikmal edilmediğini, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının sunmuş olduğu dayanak belgenin 15 yıl süresi kira şerhli olduğunu, tapu kayıtlarının celbi sonrasında da kiracılık ilişkisinin devam ettiğini, sözleşmenin tek taraflı feshinin mümkün olmadığını, davacı kira ilişkisi olmadığını iddia etmiş ise de bayilik sözleşmesinin başlangıcından feshedildiği tarihe kadar aylık olarak kira bedelinin ödendiğini, istasyonun işletilmesi için zorunlu olan … ruhsatı yani işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı için …. kayıtlarında kira sözleşmesinin bulunduğunu, müvekkilinin davacı ile yapmış olduğu anlaşmaya dayalı olarak işlerine devam etmek istediğini, ancak davacı …’nin sözleşmeye aykırı ve rekabeti engelleyici fiyat politikası sonrasında, müvekkili şirketin sözleşmeyi fesh ettiğini, davacının sunmuş olduğu sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, davacı beyanında kira sözleşmesinde dayanmakta ise de bu hususta Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu bİildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı … AŞ lehine, dava konusu taşınmaz üzerinde 04.11.2010 tarihinden itibaren 15 yıl süreyle kira şerhinin bulunduğu, davalı şirket vekilinin, taraflar arasında kira ilişkisi bulunması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu savunulmuş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin bayilik anlaşmasına ilişkin olduğu, salt kira sözleşmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın bayilik sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği ve mahkemenin görevli olduğu, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş olmakla, dava konusu taşınmazı kullanmasının bir dayanağının kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Ankara …. taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt ve …. servis ve satış istasyonu ve bu istasyona ait tesislere yönelik el atmanın önlenmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca müvekkiline husumet de yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça tapuya şerh edilmiş kira sözleşmesine dayalı hak iddia ederek alt kira sözleşmesinin feshinden bahisle müvekkil şirket aleyhine şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemli dava açılmış ise de istasyonun işletilmesi için zorunlu olan GSM ruhsatı olarak bilinen işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı için …. ….. Belediyesi kayıtları incelendiğinde yine kira sözleşmesinin bulunduğu ve istasyonun kiracı müvekkili tarafından işletilmekte olduğunu, sözleşmenin haklı sebeple feshi sonrasında o güne kadar kiracı sıfatıyla akaryakıt istasyonunda bulunan müvekkilinin bu defa işgalci gibi gösterilmesinin hatalı olduğu gibi, davacının gerçek dışı beyanlarla hareket etmiş olduğunu, aldığı kira bedellerine rağmen kiracılık ilişkisini kabul etmeyip huzurdaki dava yoluna başvurduğunu, müvekkilinin işgalci değil, kiracı olduğunu, kira sözleşmesine rağmen işgalci gibi değerlendirilerek verilen kararın kabulü mümkün olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; bayilik Sözleşmesi nedeniyle tapuya şerh edilen kira sözleşmesinden kaynaklanan müdahalenin men’i talebinin yerinde olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi, taşınmazın mütemmim cüzleri ile birlikte teslimi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık Bayilik Sözleşmesi nedeniyle tesis edilen kira hakkından kaynaklanan müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında 01.10.2016 tarihinde bayilik sözleşmesinin düzenlendiği, ancak davalı şirketin davacıya ….. 23. Noterliği’nin 28.10.2019 tarihli …. yevmiye no’lu ihtarı çekerek bayilik sözleşmesini feshettiği, bu arada davalının dava konusu taşınmazda başka akaryakıt şirketine ait akaryakıt satışına başladığı anlaşılmaktadır.
Tapuya şerh edilmiş kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir kişisel hak türüdür. Bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Hak sahibi tam yararlanma yetkisi kapsamında haksız el atmanın önlenmesini isteme olanağına sahiptir. Bu isteği ise kullanım hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım, kullanım hakkı sahibini o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir.
Somut olaya gelince; davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunmaktadır. Tapuya şerh edilmiş kira hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi olan davalıya devretmiştir.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi ve davalının dava dışı başka bir akaryakıt dağıtıcı firma ile anlaşarak aynı adreste faaliyet göstermeye devam etmektedir.
Görülüyor ki, davalı şirketin davacının 15 yıllık tapuya şerh edilen kira hakkı sahibi olduğu petrol istasyonuna aktif bir el atması mevcuttur. Davacı tarafından şahsi hakka dayalı olarak davalıya karşı el atmanın önlenmesi isteminde bulunabilir.
Yapılan tüm bu açıklamalar karşısında, mahkemece davalının davada pasif dava ehliyetinin bulunması nedeniyle davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 120.908,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 30.227,30TL harcın mahsubu ile bakiye 90.681,40TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….