Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/675 E. 2021/929 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

… HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019
ESAS NO …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalının borçlu olduğu toplam 378.788,00 TL bedelli bonoların vade tarihleri geçmiş olmasına rağmen davalı tarafından ödenmediğini, söz konusu alacaklarla ilgili olarak arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu belirterek, bono bedellerinin 3095 sayılı Kanununun 2/2 maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi ve % 03 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nun 5/a. Maddesinde yer alan “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; ile dava konusu hakkında arabuluculuk başvurusunun yapıldığını, sırf son tutanağın sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usul ekonomisine ve taraf menfaatlerine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin…. Karar sayılı 01/02/2021 tarihli ilam ile; ” …Somut olayda, davacının işbu davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurduğu ancak arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılmadığına dair tutanağı ibraz etmediği uyuşmazlık konusu değildir. 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre, bu durumda, davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibrazı için bir haftalık kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir. Yasa hükmünün emredici nitelikte olduğu ve anılan hükümle, anlaşmazlık tutanağının dava dilekçesi ekinde sunulmaması durumunda ibrazı için kesin süre verilmesinin zorunlu tutulduğu açıkça görülmektedir. Nitekim bu durumda yasa hükmünde belirtildiği şekilde işlem yapılması gerektiği bölge adliye mahkemesinin de kabulündedir. Ancak mahkemece, davacının yargılamanın hiçbir aşamasında anlaşmazlık tutanağının var olduğunu dahi iddia etmediğinden bahisle anlaşmazlık tutanağının ibrazı için süre verilmeksizin davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Yasa hükmünün emredici niteliği gözetildiğinde, davacının anlaşmazlık tutanağının varlığını iddia etmemesi bu yoldaki tutanağın ibraz edilmeyeceğine ilişkin açık bir irade ortaya konulması niteliğinde olmadığından verilecek süreyi “nafile” kılacak mahiyette olmayıp salt bu sebeple davanın reddi sonucuna varılmasını gerektirmez. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, davacıya anlaşmazlık tutanağını sunması için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, çelişkili gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle Dairemiz kararı oy çokluğuyla bozulmuştur.
Bozma üzerine duruşma açılmış, Davacı vekili bozma ilamına uyulmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
Dairemizce önceki kararında direnilmesine karar vermiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; zorunlu arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddinin isabetli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; bonoya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Belirtilmelidir ki 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
Davacı yan, kambiyo senedine dayalı alacak talebinde bulunduğundan, dava 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususu ve buna uyulmaması HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebidir.
Davacı taraf, arabuluculuğa başvuru yapıldığını belirtip, başvuru numarasını bildirerek eldeki davayı açmıştır. Ne var ki arabuluculuğa salt başvurmak dava şartının yerine getirilmesi için yeterli olmayıp, sürecin tamamlanması da gereklidir.
6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun(HUAK) 16.maddesinde,”(1)Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar….” hükmü ile sürecin başlangıcını;
HUAK madde 17/1’de belirtilen haller olan;
“a) Tarafların anlaşmaya varması.
b)Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c)Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d)(Değişik: ….) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.”
Arabuluculuk sürecinin sona erme hallerini düzenlemiştir.
6325 sayılı Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesi ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” hükmünü içerir.
Davacı yanın, dava açılırken dava dilekçesine son tutanağı(anlaşmazlık) ekleyerek davayı açması gerekirse de başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul 18/A maddesinde düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece, arabulucuya başvuru yapıldığı anlaşılıyor ancak son tutanak eklenmemişse davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilmesi gereklidir.
Arabuluculuk dava şartına yönelik ortaya konulan irade doğrultusunda: Somut olay değerlendirildiğinde arabulucuya başvuru dava şartının sonradan tamamlanabilen dava şartı olmadığı, kesin dava şartı olduğu gözetildiğinde, davacı tarafın davayı 25.02.2019 tarihinde arabulucuya başvurarak süreç tamamlanmadan aynı gün eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, her ne kadar davacı tarafa yukarıda değinilen son tutanağın (anlaşmazlık tutanağı) sunulması için kesin süre verilmeden davanın reddedilmesi doğru olmamışsa da davacı vekilince, gerek yargılama sırasında gerekse istinaf incelemesi aşamasında bu tutanağın varlığını iddia etmediği gibi tutanağı da sunmuş değildir.
Yukarıda açıklanan ilave gerekçe ile, mahkemece verilen karar sonucu itibariyle doğru olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; Dairemizce tesis edilen kararın yerinde ve doğru olduğu düşünülerek Dairemizin….Karar sayılı ve 14/10/2019 tarihli kararında direnilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin…Karar sayılı, 01/02/2021 tarihli bozma ilamına uyulmamasına, Dairemizin …. Karar sayılı, 14/10/2019 tarihli önceki kararında DİRENİLMESİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin,….Karar sayılı ve 27/02/2019 tarihli kararının HMK’nin 356/2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
4-YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
5-a-Davanın, TTK’nin 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40TL harcın, peşin alınan 6.622,45TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.578,05TL harcın kararın kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının kararın kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında davacı tarafça yapılan 189,50.-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda HMK’nin 356/2maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere,08/06/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip … e-imzalıdır