Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/640 E. 2023/1310 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/640 – 2023/1310

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/640 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1310

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/168 E 2021/132 K

DAVACI :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 17/01/2018 tarihli sözleşmenin feshedilerek 26/12/2018 tarihli fesih protokolü düzenlendiğini, fesih ve ibra protokolüne göre davalının 4.259.550,00 TL olarak ödenmesi gereken fesih tazminatının 3.300.000,00 TL olarak taksitli ödeneceği, ilk taksitin 29/01/2019 tarihinde yatırılacağı öngörülmesine rağmen ilk taksit tarihinin üzerinden 8 gün geçmesine rağmen hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine 29/01/2019 tarihli ihtarname ile davalının temerrüde düşürülerek sözleşmede belirtilen tutar yerine 4.259.550,00 TL’nin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ilk taksitin gecikmeli olarak 29/01/2019 tarihinde ödendiğini, ihtarnamenin 30/01/2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, fesih ve ibra protokolüne göre bakiye alacağın 20 iş günü içerisinde ödenmesi gerektiğini, borçlunun belirlenen sürede bakiye borcu ödemeyip sadece 275.000 TL ödeme yaptığını, bu ödeme düşürüldükten sonra bakiye 3.709.550,00 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2019/2702 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe borçlunun yasal süreç içerisinde itiraz ettiğini, itirazdan sonra davalının 10 taksit halinde 2.750.000 TL daha ödeme yaptığını, bu tarihten sonra ödemeleri kestiğini, icra dairesinden yapılan hesaplamaya göre 1.910.617,40 TL borç kaldığını, ana alacağın 959.550,00 TL olduğunu, iyi niyet göstergesi olarak karşı tarafa 1.132.777,76 TL’nin belirtilen tarihlerde taksitlerle ödenmesi halinde bakiye alacaktan vazgeçileceğinin bildirildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını belirterek davalının asıl alacak borç miktarı olan 959.550,00 TL’ye ilişkin yapmış olduğu itirazın iptaline, borçlunun bu miktar asıl alacağın icra dosyasına tahakkuk eden diğer tüm ferileri ile birlikte ayrıca haksız itiraz sebebiyle takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında elektrik alım satımına ilişkin 26/12/2018 tarihli fesih ve ibra protokolü düzenlendiğini, bu protokol kapsamında tarafların anlaştığı 3.300.000,00 TL fesih tazminatının 12 taksit halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, ilk takside ilişkin faturanın 29/01/2019 tarihinde düzenlenmesi nedeniyle ödemenin bu tarihte yapıldığını, davacının çektiği ihtarnamenin 30/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede ilk taksidin bir gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ödenmemesi halinde 4.259.550,00 TL’nin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin gönderdiği cevabi ihtarnamede ilk taksit ödemesi için fatura düzenlenmesinin beklendiğini, faturanın düzenlenmesi üzerine ödemenin yapıldığını, davacı yanın gönderdiği ihtar ile yeni bir vade belirlendiğini, fesih protokolünün ihlal edilmediğini ve tazminatın mutabık kalındığı şekilde ödeneceğinin ihtar edildiğini, ikinci taksitin ödenmesinde ihtilaf yaşanmaması için 19/02/2019 tarihinde ikinci takside ilişkin faturanın düzenlenmesi halinde ödemenin vadesinde gerçekleştirileceğinin bildirildiğini, davacı yan tarafından fatura düzenlenmesi üzerine ikinci taksitin 20/02/2019 tarihinde ödendiğini, üçüncü taksitin de süresinde ödendiğini, hal böyle iken davacının fesih protokolünün ihlal edildiği gerekçesi ile takip başlattığını, arabuluculuk sürecinde uzlaşmaya varılamadığını, ödemelerin süresinde yapıldığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, sözleşme hükümlerinin geçerli olmaya devam ettiğini bildirerek haksız davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; taraflar arasında fesih ve ibra protokolünün 3/3.maddesinde belirlenen taksitin vade tarihinden itibaren 2 iş günü içerisinde taksit bedelinin tam olarak ödenmemesi halinde tarafların mutabık kaldığı tutar yerine belirlenen bedelin ödeneceği yönünde hüküm olmasına rağmen davalı tarafından belirlenen vadenin 8 gün geçmesine rağmen ilk taksit ödenmemiş ve 29/ Ocak 2019 tarihli ihtarın 3.maddesinde süresinde ödeme yapılmadığından sözleşmeye göre ödenmesi gereken miktarın 4.259.550,00 TL olarak ödenmesi talep edilmesine rağmen ihtarnamenin 4.maddesinde ise ilk taksit tutarının ihtarı takip eden 1 gün içerisinde ödenmesi talep edilmiş ve ihtarın tebliğinden önce 29/01/2019 tarihinde ilk taksit ödemesi, diğer taksitler de belirtilen vadelerde aynı banka hesabına ödemeleri yapıldığı, davacının hem ilk takside hem de diğer ödemelere herhangi bir itirazı olmadığı, davacı, 29 Ocak 2019 tarihli ihtarda ilk taksit tutarının ödenmesi yönünde süre verdiği bu yeni bir süre olup, bu süre içerisinde ödeme yapıldığı, davalının temerrüde düştüğünün kabulü ile fesih ve ibra protokolünün geçersiz olduğu ileri sürüp, belirlenen miktar yerine 4.259.550,00 TL’den davalının sorumlu olduğu belirtilip, ödemeler düşürüldükten sonra bakiye miktarı davalıdan isteyemeyeceği, taraflar arasındaki 17/01/2018 tarihli elektrik alım satım sözleşmesinin 26/12/2018 tarihli fesih ve ibra protokolü başlıklı anlaşmaya istinaden feshedildiği, fesih tazminatı olarak 3.300.000,00 TL’nin öngörüldüğü, sözleşmede fatura kesildikten sonra ödeneceğine ilişkin hükmün olmadığı, fakat ilk ödemede 8 gün gecikilmesine rağmen davacının ilk taksit ödemesi için yeni bir süre verdiği, bu süreden önce de ödeme yapılması nedeniyle davalının borcunu ödemekte temerrüde düştüğü iddiasıyla protokolde belirtilen yeni tutarın tamamının 20 gün içerisinde ödenmesinin talep edilemeyeceği, davalının süresinde borcunu ödediği, davalının taksit ödemesi açıklaması ile yatırdığı paraları ihtirazi kayıt koymadan kabul ettiği, takip tarihi itibariyle davalının herhangi bir borcunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine, takip başlatmakta davacı haksız ve kötü niyetli olduğundan harcı ödenen tutara göre belirlenen kötü niyet tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmiş hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; fesih Protokolü kapsamında müvekkilin 12 taksit halinde ödemesi gereken toplam 3.300.000 TL fesih tazminatı bedeli ilk taksitinin zamanında ödenmediği ve bu nedenle Fesih Protokolü Madde 3.3. uyarınca fesih tazminatı olarak 3.300.000 TL yerine 4.259.550 TL ödemesi gerektiği, bu nedenle 29.01.2019 tarihli ihtarnameyi keşide ederek davalının temerrüde düştüğünü, 275.000 TL tutarındaki ilk taksit ödemesinin 1 gün içerisinde yapılmasının ihtar edildiğini, ilaveten bakiye borcun artık 4.259.550 TL olduğunun ve 20 gün içerisinde ödenmesinin bildirildiğini, ilk taksit ödemesi açısından davalının mütemerrit olduğunu,Keşide edilen Ankara 63. Noterliği 29.01.2020 tarihli 03119 yevmiye nolu ihtarnamede ilk taksit ödemesinin yapılması için 1 günlük ek süre verilmesinin icra takibi kapsamında ek masraf ve ödemelere maruz kalmaması amacına dayandığına, yeni bir ödeme zamanı belirlenmediğini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesi için şartların oluşmadığı ve kötü niyetin ispatlanamadığı, dosyaya sunulan uzman mütalaasına itibar edildiği ve yapılan değerlendirmenin eksik ve hatalı olduğunu ,belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, elektrik alım satım sözleşmesinin fesihi nedeniyle fesih protokolü kapsamında bakiye alacağın bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bakiye fesih tazminatının tahsiline yönelik başlatılan takibe itirazın haksızlığı iddiasıyla açılan itirazın iptali davasıdır.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2019/2702 esas sayılı dosya suretinin incelenmesinde; davacının davalı şirket hakkında 22/02/2019 tarihli asıl alacak sebebi yazılarak 3.709.550,00 TL diğer asıl alacağa 9.909,00 TL işlemiş faiz, 3.719.459,07 TL alacağın 27/02/2019 tarihi itibariyle tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, davalı şirketin süresinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, i davanın ise süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 26/12/2018 tarihli elektrik alım satım sözleşmesine ilişkin fesih ve ibra protokolünde fesih tazminatı olarak KDV ödenmeyeceği belirtilip 3.300.000,00 TL fesih tazminatı bedelinin 12 taksit halinde her bir taksit tutarı 275.000 TL olmak üzere ödeneceği kararlaştırılmış, protokolün 3/3.maddesinde ise ödeme planında belirtilen herhangi bir taksitin ödenmesinin vade tarihinden itibaren en geç 2 iş günü içerisinde yapılmaması veya taksit bedelinin tam olarak ödenmemesi halinde davacı alacaklıya ödenecek olan fesih tazminatı bedelinin tarafların mutabık kaldığı 3.300.000,00 TL yerine 4.259.550,00 TL’nin ödeneceği, ödeme planına uyulmadığı taktirde o güne kadar yapılan ödemelerin 4.259.550,00 TL’den düşülerek kalan tüm bakiye tutarın 20 iş günü içerisinde davacıya peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı, 29/01/2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin ilk taksitin vadesi olan 21/01/2019 tarihinin üzerinden 8 gün geçmesine rağmen hiçbir ödeme yapılmadığı, bu nedenle sözleşmede belirtilen tutarı ödeyerek borçtan kurtulma imkanının hukuken kalmadığı, ödenmesi gereken tutarın 4.259.550,00 TL olduğu belirtildikten sonra aynı ihtarnamede ödenmesi gereken ilk taksit tutarı olan 275.000 TL’nin bu ihtarnamenin tebliğini takip eden bir gün içinde belirtilen banka hesabına yatırılması, kalan kısmın ise 20 iş günü içerisinde belirtilen banka hesabına yatırılması istenmiş, ihtarname davalıya 30/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından ilk taksit ödemesi 21/01/2019 tarihi olmasına rağmen 29/01/2019 tarihinde yapılmış, davalı tarafından karşı ihtarname ile ilk taksit ödemesinin yapılması için faturanın düzenlenerek taraflarına gönderilmesi gerektiği, faturanın 29/01/2019 tarihi olarak düzenlendiğini, bunun üzerine de aynı gün ödemenin yapıldığı, faturanın düzenlenmesi halinde diğer ödemelerin de yapılacağı belirterek davacı alacaklı tarafın çektiği ihtarnamenin içeriğini kabul etmemiştir. 20/02/2019 tarihli ikinci taksit de süresinde ödenmiş, 27/02/2019 tarihinde ise 4.259.550,00 TL’den ödeme düşülmek suretiyle fesih protokolünün yürürlükten kalktığı iddiasıyla bakiye alacağın tahsili yönünde ilamsız takip başlatılarak, borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davadan önce kalan tüm taksitlerin ödendiği, davacının ise daha sonra davayı açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 26/12/2018 tarihli sözleşme ile fesih protokolünün bağıtlanarak fesih ve ibra protokolü ile 4.259.550,00 TL olarak ödenmesi gereken bedelin 3.300.000,00TL olarak eşit taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı ilk taksitin de 21/01/2019 tarihinde ödeneceği termin planına uyulmaması halinde borç bedelinin 3.300.000,00 TL yerine asıl ödenmesi gereken 4.259.550,00 TL ödeneceği açıkça kararlaştırılmıştır.
Eski ve yeni borçlar arasındaki hukuki sebep bakımından bir fark mevcut değildir. Eski borcun yerine yeni bir borç yaratılırken taraflar birinci borçta bazı değişiklikler yaparak protokolü düzenlemişlerdir. Bu düzenleme ile eskisini ortadan kaldırmak amacıyla hareket edilmemiştir. Mevcut bir borç için taraflar yeni bir alacak belgesi (ibra protokolü) vermiştir.
Somut uyuşmazlıkta 26.12.2018 tarihli fesih ve ibra protokolü adı altında düzenlenen belge içeriğinde; bu itfa planının davacı-alacaklının gerçek alacağı belirlenerek protokol hükümleri uyarınca 21.01.2019 tarihinde ilk taksitin termin planına göre ödenmesi halinde borç miktarı 3.300.000 TL olarak belirlenerek gerçek alacağın bir kısmından feragat anlamına gelmeden bu itfa planına aykırı olarak taksitlerin zamanında ödenmemesi halinde taraflar arasında ittifak halinde belirlenen 4.259.550,00 TL’nin esas alınacağı kararlaştırıldığı, davalının borcun ifa edileceği gün taraflarca ittifak halinde belirlendiği ve davalının belirlenen bu süre içerisinde borcunu ödemediği sabit olduğuna göre ibra protokolünün hükümleri doğrultusunda bakiye alacağın tespiti gerekir.
O halde ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlık 26.12.2018 tarihli ibra protokolü hükümleri uygulanmak suretiyle alacak borç ilişkisinin belirlenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davalı yana ihtarname keşide edilmesi ve yeniden atıfet tanınması fesih protokolünde belirlenen asıl alacak tutarından vazgeçildiği şeklinde yorumlanarak hatalı tespit ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacının istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/168 Esas, 2021/132 Karar ve 10/03/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”