Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/623 E. 2023/741 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/623 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
ESAS-KARAR NO : 2013/317 E – 2021/124 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ….Şti. arasında müvekkilinin sahibi olduğu arsa üzerinde yapılacak 97.500,00 TL bedelle toplam 9 adet apart daire yapmak üzere Eskişehir 7. Noterliğinin 18/04/2011 tarih ve 7297 yevmiye numaralı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin inşaat karşılığının tamamını davalı şirkete ödemesine rağmen davalı şirketin inşaata başlamadığını ve edimini yerine getirmediğini, aynı şekilde davalı şirket ile müvekkilinin oğlu … arasında yapılan bir inşaat sözleşmesinin de mevcut olduğunu, müvekkilinin oğlu tarafından da ödemeler yapılmış olmasına rağmen bu dairelerin de teslim edilmediğini, davalı şirket yetkilileri tarafından müvekkiline tehdit ve hile yoluyla toplamda 1.218.000,00-TL miktarında bono imzalatıldığını, müvekkilinin bu nedenle Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/29568 soruşturma numarası ile soruşturma başlattığını, bu soruşturma kapsamında müvekkillinin tehdit yoluyla dolandırıldığının rapor edildiğini, davalı şirket yetkililerince de müvekkilinin borcunun bulunmadığının doğrulandığını ve bu durumun düzeltileceği senetlerin toplanarak müvekkiline iade edileceği sözü verildiğini, tehdit ve baskı kullanılarak gasp edilen ve dolandırılan davacıdan alınan her biri 17.500,00-TL bedelli vade tarihleri ise 12/10/2012 ve 05/10/2012 olan iki adet senedin davalı şirket tarafından diğer davalıya ciro edildiğini, senetlerin Eskişehir 5. İcra Dairesinin 2012/10988 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, davalı …’ın ayrıca hiçbir alacağı olmamasına rağmen diğer davalı şirket ile birlikte hareket edip kendi adına 30.000,00-TL bedelli bir adet senedi daha müvekkiline imzalattığını, bunun da Eskişehir 1. İcra Dairesinin 2013/1028 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, davalı …’nin yine … Şirketi ile birlikte hareket edip 3 adet daha senet imzalattığını, bunların ise 57.500,00-TL bedelli, 15/01/2013 vadeli, lehtarı …, yine 110.000,00-TL bedelli, 05/11/2012 vadeli, lehtarı … ve 30.000,00-TL bedelli, 15/01/2013 vadeli, lehtarı … olan bonolar olduğunu, … ve diğer lehtarlarla davacının hiçbir ticari ilişki ve mal veya nakit alışverişi olmadığını, davacının davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, tehdit baskı kullanılarak davacının dolandırıldığını belirterek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, baskı ve tehdit ile alınan Eskişehir 5. İcra Dairesinin 2012/10988 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen her biri 17.500,00-TL bedelli toplam 35.000,00-TL bedelli, lehtarı davalı şirket, cirantası davalı gerçek kişi olan, 2 adet senetten dolayı ve Eskişehir 1. İcra Dairesinin 2013/1028 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 30.000,00-TL bedelli lehtarı davalı gerçek kişi olan ve yine davalı …’da bulunan lehtar … adına düzenlenmiş 09/10/2012 tanzim 15/01/2013 vade ve 57.500,00-TL bedelli senetlerin iptaline, davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalıların kötü niyetli olmaları nedeniyle %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı gerçek kişi vekili, davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki hakkında bilgilerinin olmadığını, senetlerin silah zoru ve hileli yollarla alınmadığını, senetlerin diğer davalıya ait çeklerin iade edilerek alındığını, 17.500,00-TL lik iki adet senetleri de diğer davalı şirketin kefil olarak imzaladığını, davalı şirketinde senetten müteselsil sorumlu olduğunu, … lehine düzenlenen senedin de davacının rızası ile …’e verdiğini, …’in ödeme garantisi olmadığından bu senedi … Yapıya iade edilmek üzere kendisine verdiğini, kendisinin de … Yapıya iade ettiğini, senetle kendisinin ilgisinin olmadığını, senet vadeleri geldiğinde davacının mal varlığını muvazaalı olarak devrettiğini, davacının kendisi ve birçok esnafı kandırdığını, hileli yollarla çek toplayıp kendi senedini dağıttığını belirterek davanın reddine karar verilmesi ile %20 den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket,tebligata rağmen cevap sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, menfi tespit davalarında ispat yükünün kural olarak davacı borçluya ait olduğu, davacı keşide ettiği davaya konu bonoların baskı ve tehdit yolu ile kendisinden alındığını iddia etmiş olup, bu konuda cumhuriyet savcılığına yaptığı şikayete ilişkin davacının şikayeti konusunda sonuç olarak cumhuriyet savcılığınca 14/02/2020 tarih 2020/5769 soruşturma, 2020/5590 karar numaralı kararla davacının iddiaları ve şikayetleri konusunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olup bu kararın da kesinleştiği, dosya kapsamında ve bu karardan anlaşılacağı üzere davacı ile … Malz. Petrol … Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya konu davalı gerçek kişinin lehtarı bulunduğu toplam 30.000,00-TL bedelli 1 adet senedi keşide edip davalı gerçek kişiye verdiği gibi her biri 17.500,00-TL bedelli 2 adet senedide keşide edip davalı şirkete lehtar olarak verdiği, davalı şirketin de bu senetleri davalı gerçek kişiye ciro ettiği, davacının uzun süreli olarak alıkonulması ve zorla birden çok senet imzalatılması ve bu senetlerin değişik şahıslarla irtibatlandırılmasına ilişkin iddiasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, bu nedenle davaya konu bu senetlerden dolayı davacının sorumluluğunun bulunduğu, davacının iddialarını ve davasını bu senetler yönünden kanıtlayamadığı, dava konusu edilen ve lehtarı … olduğu iddia edilen diğer bononun ise lehtarı veya cirantasının davalı olduğunun kanıtlamadığı ve davalının bu senetle irtibatının ispat edilemediği bu nedenle bu senetten dolayı davalının husumet ehliyetinin olmadığı anlaşıldığından;
-Davanın 57.500,00-TL lik lehtarı … olan senet yönünden davalının husumet ehliyeti olmaması, diğer senetler yönünden ise esastan Reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; İddialarını tekrarlayarak müvekkilinin davalılara borcu olmadığı, baskı ve tehdit yoluyla söz konusu senetlerin zorla imzalattırıldığı, davalıların ticari defterleri incelenirse bu hususun görüleceği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu senetten borçlu olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2012/10988 esas sayılı dosyasında; Davalı alacaklı … tarafından, …, …. Şti ve davacı borçlu … aleyhine 12/10/2012 tanzim tarihli, 05/12/2012 vade tarihli, 17.500,00-TL şer bedelli 2 adet bono nedeniyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2013/1028 esas sayılı dosyasında da; Davalı alacaklı … tarafından, …. Şti ve davacı borçlu … aleyhine 09/12/2012 tanzim tarihli, 15/01/2013 vade tarihli, 30.000,00-TL bedelli 1 adet bono nedeniyle 07.02.2013 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen bonoların incelenmesinde; tanzim tarihi 09/10/2012, vade tarihi 15/01/2013 olan keşidecisi …, lehtarı dava dışı … adına düzenlenen senedin 57.500,00-TL bedelli olduğu, senet üzerinde davalı gerçek kişinin lehtar olarak yer almadığı, ciro imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Takibe konu dava konusu diğer bonoların da; 09.12.2012 tanzim tarihli 15.01.2013 vadeli lehdarı … olan 30.000,0TL tutarlı keşidecisi … olan senedin, ihdas nedeninin boş olduğu;kefil olarak … Şirketinin de yer aldığı;
12.10.2012 tanzim tarihli 05.12.2012 vadeli 17.500,0 TL tutarlı lehtarı … şirketi olan keşidecisi …, ihdas nedeni mal karşılığı yazılı olan, … Şirketince …’a,onun tarafından da davalı …’a ciro edildiği;
12.10.2012 tanzim tarihli 05.12.2012 vadeli 17.500 TL tutarlı lehtarı … şirketi olan keşidecisi …, ihdas nedeni mal karşılığı yazılı olan … Şirketince …’a, onun tarafından da davalı …’a ciro edildiği anlaşılmıştır.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/29568 S. – 2016/3667 K. numaralı dosyanın incelenmesinde; davaya konu kambiyo senetlerinin de aralarında bulunduğu senetlere ilişkin olarak müşteki … tarafından Davulga/Emirdağ Jandarma Komutanlığının ilk etapta tehdit ile senet imzalatma suçundan şikayetçi olduğu, Emirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma üzerine yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/29568 S. numarasını aldığı, bu dosya üzerinde müşteki – …, … ifadelerinin alındığı, yine bu kişilerin müşteki – şüpheli sıfatında bulundukları, yine bu dosyada … vb. birçok şüpheli hakkında soruşturma yapıldığı, bir kısım tanıkların dinlendiği, tarafların dosyaya sundukları görüntülü ve konuşma CD’lerinin çözümlerinin bilirkişiye yaptırıldığı, 1.218.000.000,00 TL bedelli bonolara ilişkin olduğu, davamıza konu kambiyo senetlerinin de Savcılık dosyasında soruşturmaya konu olduğu, yapılan soruşturma sonucunda; kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı 07.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile Sulh Ceza hakimliğine itirazda bulunulduğu, Eskişehir 1. Sulh Ceza hakimliğinin 16.11.2016 tarih 2016/1635 D.İş sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin verilen karara karşı yapılan itirazın reddine karar verildiği;buna müteakip müşteki … vekilinin C.Başsavcılığına sunduğu 22.02.2017 tarihli ve 04.10.2017 tarihli dilekçeleri ile bir kısım deliller bildirilip toplanmasının istendiği, bu dilekçe üzerine C.Başsavcılığınca dosyanın yeniden Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğine gönderildiği, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 13.06.2017 tarih ve 3117 D.İş sayılı kararı ile daha önce verilen ve yukarıda belirtilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar üzerine müştekinin itirazının reddine karar verildiği, kesinleşmiş bir KYOK kararı olduğu, müşteki vekilinin sunduğu delillerin yeni delil mahiyetinde olup olmadığının C.Başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu dosyanın C.Başsavcılığına gelmesi üzerine yeni bir soruşturma numarası verilmeden aynı dosya üzerinden müşteki vekilinin delil olarak yeni sunduğu tanıkların dinlenildiği, bir kısım araştırmalar yapıldığı, yeni delil elde edildiğinden bahisle Eskişehir CBS’nın 2017/6773 sayılı dosyası üzerinden de soruşturma yapıldığı, yapılan soruşturma sonucunda 2017/5233 k numarasıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara da müşteki vekili tarafından itiraz edildiği, itirazın reddine karar verilmesi üzerine yazılı emir yoluna başvurulduğu, Yargıtay 6. CD’nin 27.03.2019 tarih ve 2019/853 e – 2030 k sayılı kararı ile tanık …’in dinlenmesi gerektiğinden söz edilerek Eskişehir 1. Sulh ceza hakimliğinin 16.11.2011 tarih ve 2016/1635 d.iş ve Eskişehir 2. Sulh ceza hakimliğinin 16.06.2017 tarih ve 2017/2943 d.iş sayılı kararlarının kanun yararına bozulduğu, C.Savcılığınca bu bozma üzerine dosyanın 2019/33234 esasa kaydedildiği, Eskişehir C.Başsavcılığının 2019/33234 soruşturma numaralı dosyası üzerinde yazılı emirden bozma sonucu toplanan delillere göre 15.10.2019 tarih ve 2019/30152 kararla kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de 1. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz sonucu Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 24.01.2020 tarih ve 2019/5148 d.iş sayılı kararla anılan KYOK kararının kaldırıldığı, tanık …’in ifadesinin ayrıntılı alınmasının istendiği Savcılık ve zabıta ifadelerindeki çelişkinin giderilmesinin ve bu konunun açıklığa kavuşturulmasının ve buna göre şüphelilerin teşhisinin yapılıp buna göre yeniden değerlendirme yapılmasının istendiği, buna mütaakip dosyanın Eskişehir CBS nin 2020/5769 soruşturma sayılı dosya numarasını aldığı, 14/02/2020 tarih ve 2020/5769 soruşturma, 2020/5590 karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karar karşı müşteki vekilince itiraz edilmesi üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/06/2020 tarih ve 2020/1354 d.iş sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcılığınca verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek müşteki vekilinin itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyasında ve KYOK kararı,itiraz üzerine verilen kararda; şüphelilerle birlikte giden müşteki …’ın “Ben ortaklarıyım, borçlarını ben üstleniyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, şüphelilerle müştekiler arasında daha önceden alacak verecek meselesi olduğu, şüphelilerin müştekiye apart ve arsa karşılığı bina yapmak üzere anlaşma yaptıkları, müşteki …’ın 1-10 Kasım tarihleri arasında 10 gün süreyle zorla alıkonulmasının ve bu süre içerisinde 3 gün çeşitli yerlere götürülerek zorla senet imzalattırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüphelilerin müsnet suçları işlediklerine dair haklarında kamu davası açılması için yeterli derecede delil elde edilemediği hususlarının belirlendiği anlaşılmıştır.
Yine savcılık dosyasında, davacının düzenlediği 21 adet bono lehtarları dinlenmiş, bu kişilerin de ifadelerinde davacı ile senet tanzim öncesinde hukuki ilişkilerinin olmadığı, davacının, … şirketinden olan alacaklarını bizzat gelerek ödemek istediğini söyleyip senedi düzenleyip verdiğini, senedin düzenlenmesi ve verilmesi sırasında davacının tehdit veya baskı ile senedi vermesinin sağlandığı yolunda bir izlenim oluşturacak durumun söz konusu olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacı yanın dava konusu senetlerin tehdit, hile ve baskı yolu ile imzalattırıldığı iddiasının kanıtlanamamasına ve tanzim tarihi 09/10/2012, vade tarihi 15/01/2013 olan keşidecisi …, lehtarı dava dışı … adına düzenlenen 57.500,00-TL bedelli senet yönünden de davalıya husumet yöneltilememesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”