Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
ESAS NO : …..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında müvekkili … doğalgaz fatura bedellerinin tahsilatını yaparak davalı kuruma aktardığını, yapılan hesap incelemesi sonucunda fazla aktarım yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından fazla ödenen bedelin taksit taksit ve gecikmeli olarak geri ödendiğini, faiz alacağı için başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fazla ödeme yapılmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı tarafından fazla ödeme yapıldığının 29/06/2015 tarihli yazı ile bildirildikten sonra ilgili belgeler alınarak yapılan inceleme sonucunda iade ödemelerinin yapıldığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya 04/05/2015-08/06/2015 tarihleri arasında 800.480,54 TL fazla ödeme yapıldığı ve bu fazla ödemenin davalı şirkete 29/06/2015 tarihli yazı ile bildirildiği konularında ihtilaf bulunmadığı, davalı şirket tarafından fazla ödemenin 330.635,65 TL’si 31/12/2015 tarihinde, 250.000,00 TL’si 31/12/2015 tarihinde, 219.844,89TL’si 08/01/2016 tarihinde davacıya iade edildiği, davalının fazla yapılan ödemeyi 29/06/2015 tarihinde öğrendiği, sebepsiz zenginleşmeye neden olan haksız kullanılan paranın faizinin talep edilebileceği, bilirkişi raporunda kısmi ödemeler dikkate alınarak ödeme faizden mahsup edilmek suretiyle takip tarihi itibariyle faiz miktarının 37.641,02 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle taleple bağlılık kuralı gereğince davanın kabulüne, takibin asıl alacak üzerinden faiz uygulanmaksızın devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; fazla ödenen asıl alacak yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, asıl alacak likid olduğundan icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, ileri sürülen iddiaların değerlendirilmediğini, fazla ödeme yapılmasında davacının kusurunun bulunduğunu, müvekkili tarafından yapılan incelemelerden sonra fazla ödeme olduğu anlaşıldıktan sonra iade işleminin gerçekleştirildiğini, protokolün 5 ve 7.maddeleri gereğince davacının maddi hatasından dolayı sorumlu olduğunu, faiz istenebileceği düşünülse dahi müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının davalıya yaptığı fazla ödemenin davalı tarafından geç iade edilmesi nedeniyle faiz alacağı talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/7082 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesine göre, 22/03/2016 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 36.690,71 TL gecikme faizinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde takibe ve borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davacının davalıya fazla ödeme yaptığı ihtilafsız olup davalının fazla ödeme yapıldığı hususundan haberdar edilmesine ve temerrüde düşmesine rağmen geç ve taksitler halinde iade yapması nedeniyle davacının gecikme faizi talep etme hakkının bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafın istinaf itirazı yönünden yapılan değerlendirmede, takibe konu işlemiş faiz alacağının dayanağı olan fazla ödemenin likid ve hesaplanabilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/177 Esas 2020/356 Karar sayılı 03/07/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a- Davanın KABULÜNE,
Ankara 19. İcra Dairesinin 2016/7082 sayılı icra dosyasında takibe yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden faiz uygulanmaksızın devamına,
Hüküm altına alınan 36.690,71 TL’nin %20’sine karşılık gelen 7.338,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.506,34 TL harçtan peşin alınan 626,59 TL harcın düşümü ile eksik alınan 1.879,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 626,59 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 88,20 TL tebligat ve posta gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.850,79 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.503,61 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 2.506,34 TL harçtan peşin alınan 627,00TL harcın mahsubu ile bakiye 1.879,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 27,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
e-imzalıdır
e-imzalıdır
e-imzalıdır
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”