Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/582 E. 2021/2198 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılardan …, …, … vekilleri ile 3.kişi vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kurumun dava dışı … …. Ltd. Şti’ne franchising sözleşmesi ile bayilik verdiğini, davalıladan …’un şirketin müdürü olduğunu, ancak bu şirketin davacı kuruma bakiye borcunu ödemediğini, bundan dolayı davalı … ile kurum çalışanı olan diğer davalıların müteselsil olarak sorumlu olduklarını, bu durumun …. ile de belirlendiğini belirterek, alacak talebinde bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin tarafı olmadığını, vermiş olduğu kefaletin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekilleri de; dava dışı şirketin işlemi nedeniyle kurum çalışanlarının sorumlu olamayacağını, Teftiş Kurulu Raporunun henüz kesinleşmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince dava dışı şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle kurumun 94.429,55TL zarara uğradığı, davalılardan …’un sözleşmeden dolayı bu borçtan sorumlu olduğu, diğer davalıların ise 399 sayılı KHK’nun 11. maddesi kapsamında TBK’nun 49. maddesine göre kurum zararından sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davalılardan …, …, … vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkilinin sağlanmadığını, …. kesinleşmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalıların borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Kararı Tedbir Kararı yönünden istinaf eden 3. Kişi … vekili ise; tedbir kararının kararın kesinleşinceye kadar devam etmesinin telafisi imkansız zarar doğuracağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu, sonrasında davalıların davacı kurumun zararından sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; franchising sözleşmesinden kaynaklanan kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Tarafların istinaf itirazlarına geçmeden önce mahkemenin görevli olup olmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi davacı kurum, davalıların sebebiyet vermiş olduğu zararını haksız fiil hükümleri çerçevesinde davalılardan tahsilini istemektedir. Davalılardan … dava dışı şirketin müdürüdür. Diğer davalılar ise davacı kurumun memur çalışanlarıdır. Davacı tarafın, davacı kurum ile dava dışı şirket arasında imzalanan franchising sözleşmesine dayanarak ortaya çıkan kurum zararını, dava dışı şirketin yetkilisi olan … ve davacı kurum çalışanı olan diğer davalıların eylem birliği halinde hareket etmesinin sonucunda meydana geldiğini belirterek haksız fiil hükümlerine dayanarak alacak talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK’nun 4. maddesinde belirtildiği şekilde mutlak ya da nispi nitelikte ticari dava niteliğinde değildir. Dolayısıyla asliye ticaret mahkemeside uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme olmayacaktır. Açıklanan bu nedenlerle tarafların istinaf itirazları incelenmeksizin HMK’nun 355. maddesi gereğince görev kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, Dairemizce resen istinaf incelemesi yapılmış, mahkemece verilen karar kaldırılarak, görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinafa başvuran davalılar vekilinin istinaf başvurusunun re’sen gözetilen nedenlerle KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/163 Esas, 2017/1062 Karar sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-3.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”