Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2021/547 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/987 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
ESAS NO :…
DAVANIN KONUSU : Bayilik Sözleşmesinin İptali, Kar Mahrumiyeti, Cezai Şart
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ…..A.Ş. ili … ilçesi yakınlarında bulunduğunu ve zor bir duruma girdiğini, gaz temini için 21/11/2016 tarihinde davalıya fax çekildiğini, benzinlikte gaz bulunmadığına dair 22/11/2016 tarihinde noter tespit tutanağı düzenlendiğini, 23/11/2016 tarihinde haklı nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek şimdilik 9.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 1.000,00 TL cezai şartın 23/11/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı …Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 08/07/2013 tarihinde 5 yıllık otogaz … bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme imzalandıktan sonra derhal gaz ikmaline başlandığını, davalının sözleşmeyi geçerli bir nedene dayalı olmadan fesih ettiğini belirterek HMK 107.maddesi gereğince belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL cezai şart ve 5.000,00 TL kar mahrumiyeti talebinde bulunmuş, yargılama sırasında cezai şart talebini 88.465,02 TL’ye yükseltmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her talebinde gazın karşılandığını, sözleşmeyi ihlal eden yanın gerçekte davacı olduğunu, tüm gaz bedellerini hep aksatarak veya ödememe yolunu seçerek sözleşmede kendisine verilen yetkiyi kötüye kullandığını, faksın çekildiği 21/11/2016 tarihi saat 15.37 olup sözleşmenin 23/11/2016 tarihinde feshedildiğini, aynı saatte gaz ikmalinin olanaksız olduğunu, TMK’nın 2.madde hükmüne aykırı hareket ve ihtar gerekçesiyle haklı feshin varlığının ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacı tarafından açıklanan hukuki olguların kanıtlanamadığı, feshin haklı olmadığı, bu nedenle asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden, fesih haksız olduğundan davacının taleplerinin yerinde olduğunu, bilirkişi tarafından hesaplanan cezai şartın ticari defter içerik ve işleyen kalemlerine göre ekonomik yönünden mahfa neden olup olamayacağı hakkında ayrıca araştırma yapılmasına gerek görülmediği, zamanaşımı itirazının birleşen davanın açılış tarihi ve fesih tarihi dikkate alındığında yerinde olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ticari ilişkinin başından beri sözlü siparişle mal alındığını, son siparişin de sözlü olarak istendiğini, mal gelmeyince faks çekildiğini, feshin haklı olduğunu, bilirkişinin yetkisini aşarak rapor düzenlendiğini, hukuki değerlendirmenin hakime ait olduğunu, davalının cezai şart yönünden belirsiz alacak davası açamayacağını, sözleşmenin 9/3-1 göre cezai şartın nasıl hesaplanacağının belirlendiğini, basit bir hesaplama ile alacağın tespit edilebileceğini, davalının haklı olduğu kabul edilse dahi dayanağın haksız fesih olması nedeniyle haksız fiil olacağından 2 yıllık zamanışımı süresinin süresinin dolduğunu, mahkeme cezai şartın mahva neden olup olmayacağı yönünde ayrıca araştırma yapılmasına yer olmadığına dair kararın yerinde olmadığını, cezai şart miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının bayilik sözleşmesini feshetmesinin haklı nedene dayanıp dayanamadığı, birleşen davada cezai şartın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, cezai şart ve kar mahrumiyeti talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, feshin haklı olduğu iddiasına dayalı cezai şart ve kar mahrumiyeti, birleşen dava feshin haksız olduğu iddiasına dayalı cezai şart ve kar mahrumiyeti talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davacının sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedene dayandığının ispat edilememiş olması nedeniyle asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan incelemede, asıl davada davacı birleşen davada davalı taraf birleşen davaya yönelik cevap dilekçesi sunmadığı gibi taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunması nedeniyle zamanaşımı süresinin TBK 146.maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle dolmadığı anlaşıldığından bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Birleşen davada davacı sözleşmenin 9.maddesi uyarınca cezai şart ve kar mahrumiyeti talebinde bulunmuş, dava dilekçesinde açıkça davanın HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde açıldığının açıklanmış, mahkemece 88.465,02 TL cezai şart ve 5.000,00 TL kar mahrumiyeti talebi kabul edilmiş olup kabul edilen kar mahrumiyeti mahkeme karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında kalmakla birleşen davada davalı kabul edilen cezai şart alacağı yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağını iddia edilmiştir.
Sözleşmenin 9.maddesinde; “İşbu sözleşmenin taraflarca belirlenen süresinden önce
bayii tarafından haksız ve hukuka aykırı nedenlerle tek taraflı feshedilmesi halinde; Bayii ve garantör …… şart olarak sözleşmenin feshi tarihinden itibaren geriye doğru bir tam yıllık (12 ay) sattığı otogazın (…’nin) feshi tarihindeki rafineri çıkış (KDV’li) fiyatı kadar parayı ve sözleşme feshedilmemiş olsaydı ifa edileceği süre sonuna kadarki döneme ait olmak üzere ileriye dönük olarak … kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ve taahhüt eder.(Taraflar Kar mahrumiyetinin hesaplanmasında fesihten önceki bir yıl içinde bayiice gerçekleştirilen … otogaz satışından … elde ettiği brüt karı, sözleşmenin bitimine kadar olan her bir yıl için kar mahrumiyeti olarak vasıflandırmayı kabul ederler.)” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince belirsiz alacak davası ancak davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde açılabilir. Aksi halde belirsiz alacak davası açılamaz.
Somut olayda sözleşmenin 9.maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle cezai şart miktarının tam ve kesin olarak belirlenebileceği dikkate alındığında belirsiz alacak davası için gerekli şartların bulunmadığı, belirsiz alacak davası açılamayacağı, hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, istinafa konu olmayan kar mahrumiyetine yönelik karar aynen korunmak suretiyle cezai şart alacağı yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca talebin hukuki yarardan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/116 Esas 2021/43 Karar sayılı 26/01/2021 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-A-Asıl davada;
a-Davanın reddine,
B-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
d-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
B-Birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/164 Esas sayılı dava dosyasında;
a-Davanın cezai şart alacağı yönünden hukuki yarar yokluğunda reddine, kar mahrumiyeti talebinin kabulü ile 5.000,00 TL kar mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile bakiye 170,77 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç olmak üzere toplam 202,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 1.183,15 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 9,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
h- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ı-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-Asıl dava yönünden, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,50 TL harcın asıl davada davacı birleşen davada davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Birleşen dava yönünden, istinaf kanun yoluna başvuran asıl davada davacı birleşen davada davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf eden asıl davada davacı birleşen davada davalı tarafından yapılan 45,50 TL istinaf yargılama giderinin asıl davada davalı birleşen davada davacıdan alınarak asıl davada davacı birleşen davada davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”