Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/502 E. 2023/1319 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/502 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/188 E 2021/40 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacının araç elektro beyin yazılımı üzerine çalıştığını, davalı ile aralarında bayilik talebi nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalı ile İstanbul’da açılacak bayi hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, davalının gerekli hazırlığı yaptığını, ancak kredinin çıkmaması nedeniyle davacıdan ekstra süre istediğini, davalının bir miktar ödeme yaptığını ve davacının bayisi izlemini verecek şekilde tabela asarak çalışmaya başladığını, bu şekilde bayi olarak çalıştığını, ancak sözleşme imzalamaya yanaşmadığını, davalıya bayilik ücreti bakiyesi ile sözleşme kapsamında yapılan işe karşılık bedelin ödenmesi konusunda ihtarname gönderildiğini, davalının sözlü anlaşma uyarınca bir kısım araçlar üzerinde davacının yazılımını kullandığını, daha sonra anlaşma imzalanmaması nedeniyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonlandırıldığını belirterek 10.000,00 TL bayi ve isim hakkı ücreti ile 5.000,00 TL yazılım ücreti alacağının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davalının davacı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalıya ait şirket ile davacının yetkilisi olduğu şirket arasında ticari ilişki kurulmaya çalışıldığını, sözlü anlaşma gereğince davacıya 50.000,00 TL ödeme yapıldığını, ayrıca araç yazılım işlemi için davacıdan kontör alındığını, davacıya elden 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının davalının ticari çevresini kullanmak suretiyle bayiye gelen talepleri kendisinin değerlendirdiğini, bu nedenle davalının herhangi bir şey yapamadığını, akabinde davacının kendisinde bulunan anahtar ile davalıya ait iş yerindeki ekipmanları aldığını, sözleşme hükümlerine uymamasına rağmen bayilik ücreti ile yazılım ücretinin ödenmesi hususunda ihtarname gönderdiğini, davacının davasının haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davacıya ait … isimli araç yazılım işi ile ilgili olarak İstanbul bayiliği hususunda sözlü olarak anlaşma yapılması hususunda mutabık kalındığı, sözleşme uyarınca davalının davacının İstanbul bayii olmasının ve sonrasında yazılı olarak taraflar arasında bayilik sözleşmesinin imzalanmasının kararlaştırıldığı, 10 ay süre ile taraflar arasında yazılı bayilik sözleşmesi olmaksızın ticari ilişkinin devam ettiği, dosyaya sunulan ihtarname ve diğer belgelerdeki tarafların kabulüne göre sözlü olarak yapılan sözleşme uyarınca davalı tarafından davacıya 25.250,00 TL ödeme yapıldığı, ancak daha sonra yapılan ödemenin 20.000,00 TL’sinin davacı tarafından davalıya iade edildiği, sözlü olarak kurulan ve sonrasında yazılı olarak yapılmayan ticari ilişki kapsamında davalı tarafından davacıya ait yazılım kullanılmak suretiyle 138 adet araca yazılım yüklemesinin yapıldığı, sözleşmeye konu araç yazılımının kullanıldığı araç marka ve modelleri dikkate alındığında her bir yazılım için ödenmesi gereken ortalama miktarın bilirkişi raporu ile 1.400,00 TL olarak belirlendiği ve bu miktar dikkate alındığında davalının toplam yazılım ücreti kazancının (138 * 1.400,00 TL) 193.200,00 TL olduğu, bu miktardan aralarındaki sözlü anlaşma gereğince yarısı olan 96.600,00 TL’nin davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerekeceği, davalı tarafından sözleşme kurulması sırasında ödenen ve bir kısmı iade edilen miktar olan (25.250,00 TL – 20.000,00 TL) 5.250,00 TL’nin düşülmesi neticesinde davacının bakiye alacağının 91.350,00 TL olduğu, taraflar arasında sözlü olarak kararlaştırılmasına rağmen sonrasında tarafların iradelerine uygun şekilde yazılı olarak bayi sözleşmesi imzalanmadığı gibi sonrasında da bu yönde bir sözleşmenin imzalanmadığı, taraflar arasında usulüne uygun ve geçerli olarak kurulan bayilik sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle davacının bayilik isim hakkı talebinde bulunamayacağı, sözlü sözleşme kapsamında davacıya ait yazılımın davalı tarafından kullanılması suretiyle elde edilen gelirden ise davalının davacıya öncesinde yapmış olduğu ödeme düşüldüğünde 91.350,00 TL ödeme yapmasının gerektiği ve davacının bu miktar kadar alacağının bulunduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Taraflar arasında imzalanmayan sözleşmelerde müvekkilinin taraf olmadığını ve müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, sözlü olarak taraflar arasında sözleşme kurulduğuna dair yeterli bilgi ve belgenin bulunmadığını, davacı tarafından işlem yapıldığı iddia edilen araçların ispat edilemediğini, herhangi bir iş emri talebi ya da faturanın dosya kapsamında bulunmadığını, davacıya yapılan ödemelerin hiçbirinin ticari defterlerde yer almadığını, mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen alacak kalemlerinin davacı tarafından ispat edilemediğini, 20.000,00 TL’nin iade edildiğininin kabul edilemez olduğunu, 20.000,00 TL’nin müvekkili tarafından elden iadeden sonra ödendiğini, mail trafiğinden müvekkilinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi tarafından her bir araç için ortalama yazılım bedeli belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin niteliğinin ne olduğu ve bu sözleşme kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında sözlü olarak yapıldığı iddia edilen sözleşme uyarınca bayilik isim hakkı ücreti ve yazılım ücreti ödenmesi talebine yöneliktir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir bayilik sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı yanca taraflar arasında sözlü bayilik anlaşması gereğince bir süre ticari ilişkinin devam ettiği belirtilerek sözleşme kapsamında bayi ve isim hakkı ücretinin tespiti ve tahsili ile bayi olarak yazılım ücreti alacağından üzerine düşen miktarın tahsili istemine ilişkin olarak iş bu dava açılmış, davalı yan tarafından ise bayilik ücreti adı altında havale edilen bedelin ekipmanlara ilişkin olduğu, yine taraflar arasında dekont ile yapılan ödemeler, iadeler ve elden ödemeler olduğu bildirilerek davanın reddi talep edilmiştir.
Dairemizin 2022/586 E. 2022/1523 K. sayılı kararı ile iş bu davada cevap dilekçesinde ileri sürülen ancak takas mahsup ya da karşı davaya konu olmayan bayilik sözleşmesi kapsamında ödendiği iddia edilen 50.000,00 TL’nin iadesi ile ilgili açılan davada kaldırma kararı verildiği, yargılamanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/819 E. sayılı dosyasında derdest olduğu ve iş bu davanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca anılan dosyanın UYAP üzerinden incelenmesinden İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2023 tarih 2023/56 E. 2023/160 K. sayılı kararı ile dosyanın birleştirilmesine karar verildiği, birleşen dosyanın davacı … tarafından davalı … aleyhine bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa teslim edildiği ileri sürülen cihaz ve ekipman bedellerinin tahsili talebi ile ilgili dava olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yukarıda bahsi geçen ve aynı hukuksal ilişkiden kaynaklanan ihtilaflarla ilgili açılan davalar bulunduğu anlaşılmış olup, anılan dosyalar ile iş bu dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmaktadır.
Mahkemece iş bu dosya kapsamında raporlar alınmış ve temelde 13/05/2020 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edilmiş ise de alınan raporlar denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Mahkemece taraflar arasında usulüne uygun ve geçerli olarak kurulan bayilik sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle davacının bayilik isim hakkı talebinde bulunamayacağı ve sözlü sözleşme kapsamında davacıya ait yazılımın davalı tarafından kullanılması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı yanca istinaf edilmiştir. İstinaf edenin sıfatı da nazara alındığında taraflar arasındaki yazılımın kullanılmasına dair sözlü anlaşmanın mahiyeti mahkemece ortaya konulmamıştır. Mahkemece yazılım kullanılmasına dair taraflar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti ortaya konulduktan sonra ayrıca kaç araç için bu yazılımın kullanıldığı, her bir araca ait fatura değeri vs gibi hususlarda denetime elverişli yeni bir rapor alındıktan sonra davalı yanın elden ödeme iddialarına ilişkin ispat vesikaları ve gerektiğinde yemin hususu da değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/188Esas, 2021/40Karar ve 26/01/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”