Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/473 E. 2023/952 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/473 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/952

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/543 E 2020/750 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı … tarafından Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2312 E. sayılı dosyası kapsamında müvekkili … ve … Kooperatifi aleyhine 105.000,00 TL bedelli bir adet bonoya dayalı olarak 73.445,03 TL takip çıkışlı icra takibine girişildiğini, takibe konu bono incelendiğinde müvekkilinin bonoyu muhasip olarak çift imza kuralı gereği imzaladığı halde ismi bonoda kefil ibaresinden sonra geldiğini ve davalının buradan hareketle müvekkili hakkında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi başlattığını, müvekkilinin isminin yanında muhasip ibaresinin yer almasının da müvekkilinin kendi adına değil, kooperatif adına hareket ettiğini ve kefil olma saikini taşımadığını gösterdiğini, takibe konu bononun tanzim edildiği tarihte kooperatifi temsilde çift imza kuralı bulunduğunu, müvekkilinin icra dosyasında şahsi kefaleti bulunmadığı gibi dosya kapsamında borçtan sorumlu tutulamadığını belirterek müvekkilinin Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2312 E. sayılı dosyasından davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle bonoda yazılı miktar olan 105.000,00 TL’nin %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin yaptığı inşaat işleri karşılığı taraflar arasında 03/10/2009 tarihli sıva işçiliğine ilişkin sözleşme imzalandığını, altında bu sözleşmenin de …’nın adı ve imzasının olduğunu, şahsı ile sorumluluğu sözleşmenin altını imzalayarak kabul ettiğini, kefil ilişkisinin bu şekilde kurulduğunu, davacının … Kooperatifi’nde muhasip üye olması sıfatıyla bu imzayı atmış olduğunu ileri sürerek kefillik durumundan kurtulmaya çalıştığını, ancak ileri sürdüğü muhasip sıfatının var olmasına dayanarak sorumluluktan kaçınmasının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı …’nın dava konusu senedin tanzim tarihinde … Kooperatifi’nin yetkilisi olduğu ve dava konusu senet metninde davacının iki tane imzasının bulunduğu, bu imzaların davacıya ait olduğunun kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının bu imzaların yetkilisi olduğu kooperatifi temsilen atılıp atılmadığı noktasından çıktığı, davacı …’nın attığı imzalar nedeniyle kooperatifi temsilen attığı imza dışında şahsi sorumluluğunun da bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği, dava dilekçesinde ileri sürülen hususlarda araştırma yapılmadığı, taraflar arasında bononun düzenlenmesine neden olan temel ilişki hususunda ihtilaf bulunmadığı, temel ilişki kapsamında dava dışı kooperatif ile davalı arasında asıl borç ilişkisinin doğduğu, bu ilişki kapsamında müvekkilinin sorumlu olup olmadığı hususunun araştırılmadığı, senetteki kefil ibaresinin avalin muadil ibaresi olarak görülmesinin hatalı olduğu, asıl borçlu ile davalı arasındaki eser sözleşmesinde müvekkilinin kefaletine dair herhangi bir madde bulunmadığı, müvekkilinin geçerli bir kefaletinin olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bono nedeniyle davacının şahsi sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2312 E. sayılı dosyasının incelenmesinden, takip tarihinin 11/05/2011 olduğu, takip dayanağının 15/07/2010 tanzim 15/09/2010 vade tarihli senedin oluşturduğu anlaşılmıştır.
15/07/2010 tanzim 15/09/2010 vade tarihli 105.000,00 TL bedelli, alacaklısı …, borçlusu … Kooperatifinin kaşesi olduğu, kaşenin sağ tarafında el yazısı ile başkan ibaresi ile yanında çift imza ile kooperatif başkanın imzasının yer aldığı, kaşenin alt kısmında kefil bölümünde el yazısı ile … muhasip ibaresi ile iki adet imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Eskişehir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2013 tarih 2011/477 E. 2013/449 K. sayılı dosyasının iş bu dosya içerisinde bulunan bir örneğinin incelenmesinden dava dışı keşideci kooperatif tarafından davalı aleyhine Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2312 E. sayılı dosyası kapsamındaki senedin imza unsurlarının eksik olması nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davasının 16/05/2012 ve 30/07/2012 tarihli protokoller kapsamında sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay 15. HD.’nin 16/05/2016 tarih 2016/483 E. 2016/2814 K. sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan 16/05/2012 tarihli protokol fotokopisinin incelenmesinden Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2312 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak borcu kabul ve ödeme taahhüdüne ilişkin düzenlendiği, müteselsil kefil-… isim ve imzasının da yer aldığı anlaşılmıştır.
Bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 776/(1)-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 677. maddesi gereğince, şirketi temsile yetkili temsilcinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701ve 702/l. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir (…nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı)
Öte yandan bononun kambiyo senedi vasfı taşıyabilmesi için TTK’nun 776/1-9. maddeleri uyarınca düzenleyenin imzasının bulunması yeterli olup, bu imzanın düzenleyen şirket unvanı ya da kaşesi üzerine atılması gerekmez. Düzenleyenin imzasının bononun alt kısmında ve metni kapsar biçimde olması kafidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/06/2016 tarih, 2014/12-1091 Esas, 2016/847 Karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih, 2015/24302 Esas, 2016/2329 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih, 2015/5065 Esas, 2016/956 Karar)
Davacı …’nın dava konusu senedin tanzim tarihinde …Kooperatifi’nin yetkilisi olduğu ve dava konusu senet metninde davacının iki tane imzasının bulunduğu, bu imzaların davacıya ait olduğu hususu tarafların kabulünde olup, anılan imzalardan bir tanesinin çift imza kuralı gereğince kooperatif adına atılı olduğu, diğer imza nedeniyle davacının şahsi sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”