Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/459 E. 2023/742 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/459 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/742

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
ESAS-KARAR NO : 2014/333 E – 2021/28 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili,müvekkili ile davalılardan … Ltd.Şti. arasında müvekkilinin sahibi olduğu arsa üzerinde yapılacak 97.500,00TL. bedelle toplam dokuz adet apart daire yapmak üzere Eskişehir 7. Noterliğinin 18/04/2011 tarih ve 7297 yevmiye numaralı inşaat sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin inşaat karşılığının tamamını davalı şirkete ödemesine rağmen davalı şirketin inşaata başlamadığını ve edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin arsa komşusu olan …’ın binasının yıkılma tehlikesine binaen komşusu ile anlaşarak binayı tahliye ettirdiğini ve karşılığında …’a aylık 350,00 TL. kira ödemeyi yüklendiğini, davalı şirketin daireleri teslim etmeyi taahhüt ettiği tarih olan 01/09/2011 tarihinden itibaren her bir daire için aylık 500,00 TL cezai şart ödemesi gerektiğini, bu miktarın ise 90.000,00 TL. olduğunu, aynı şekilde davalı şirket ile müvekkilinin oğlu … arasında yapılan bir inşaat sözleşmesinin de mevcut olduğunu, müvekkilinin oğlu tarafından da ödemeler yapılmış olmasına rağmen bu dairelerin de teslim edilmediğini, bu nedenle hem müvekkili hem de müvekkilinin oğlu tarafından sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı şirkete 16/11/2012 tarihli ihtarname gönderilerek 01/09/2011 tarihine kadar bitirilmesi gereken inşaatların bitirilmemesi nedeniyle, gecikmeden kaynaklı tüm zararın ve ödenmesi talep edilen aylık kira bedellerinin ödenmesi ihtarını içeren ihtarname gönderildiğini, davalı … Ltd.Şti. yetkililerinin tehdit, hile ve baskı yolu ile müvekkiline 1.218.000,00 TL. miktarında 21 adet bono imzalatıldığını, bunun üzerine müvekkilinin jandarmaya giderek şikayette bulunduğunu ve buna ilişkin soruşturmanın 2012/29568 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, dava konusu 10/10/2012 düzenleme tarihli, 05/11/2012 vade tarihli 110.000,00TL bedelli lehdarı davalı … olan senedin davacı tarafından davalıya verildiğinin doğru olmadığını, davacının, … İnşaat Şirketi veya davalının daire satın aldığını iddia ettiği … isimli şahsa herhangi bir kefilliğinin olmasının mümkün olmadığını ayrıca bu taraflar arasında yapılan sözleşmede davacının bir sıfatının bulunmadığını, dolayısıyla davacı ile davalı arasında bir alış veriş veyahut herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davacının da davalı kadar mağdur olduğunu, davalının bu durumu bilmesine rağmen kendi zararını davacıya karşılatmaya çalıştığını ileri sürerek, davacının davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalı tarafından icraya konan senedin iptaline, davalının kötü niyetli olması nedeniyle %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yan, davacı ile … Şirketi arasındaki ticari ilişkiden bilgisinin olmadığını ve ayrıca bu durumun kendisini ilgilendirmediğini, dava konusu senedin davacının iddia ettiği gibi …’la bir ilgisinin bulunmadığını, bu iddianın ayrıca bir dava konusu olduğunu, ayrıca dava konusu senetlerin silah zoru ile yahut hileli yollarla davacıdan alındığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, kendisinin … Şirketi yetkilisi olarak bildiği … isimli kişinin imam nikahlı eşi olan … isimli bayandan 90.000 TL bedelli daire satın aldığını, bu dairenin kendisine 10/10/2012 tarihinde teslim edileceğini, teslim edilemeyeceği durumda da 10/10/2012 tarihinde 52.500,0 TL, 15/10/2012 tarihinde 52.500,0TL olmak üzere toplam 105.000,0TL nin kendisine ödeneceğini, ancak 10/10/2012 … Şirketi yetkilileri ve davacı ile arkadaşı …’ın iş yerinde görüştüğünü, bu görüşmede davacının daire satışından doğan alacak, masraf ve zararlarını kendisinin karşılayacağını, ekonomik gücünün yüksek olduğunu belirterek 110.000,0 TL’lik senedi imzalayarak verdiğini ve buna karşılık olarak … Şirketinin kendisine vermiş olduğu 105.000,0TL bedelli iki adet senedin de … Şirketi yetkililerine teslim edildiğini, davacının bu yolla birçok kişiyi kandırdığını, üzerinde bulunan garimenkulleri de muvazaalı olarak kaçırmış olduğunu, kendisine ulaşılamaması için adresini Brüksel/ Belçika olarak değiştirdiğini, daha önce davacı için adres araştırması talep ettiklerini Jandarma tahkikatı sırasında jandarmayı bizzat davacının karşıladığını ve her ne kadar adresinin yurt dışında olduğu görülse de kendisinin babasının yanı olan … köyünde kaldığını beyan ettiğini ve adres araştırması evrakını bizzat kendisinin imzaladığını, davacının bu davranışının hileli olduğunu ve kendisine kimsenin ulaşamaması için böyle bir yol izlediğini, davacı tarafı tanımadığını, davacı ile bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davacının ticari ilişkisi bulunan … Şirketi ile ticari ilişkisinin olduğunu, davacı … Şirketi ile olan ticari ilişkisine istinaden bu şirketin çekinin olduğu veya borçlu olduğu pekçok kişiye giderek … Şirketinin çeklerini toplamış ve kendi senetlerini vererek borcu üstlendiğini, davacı tarafından verilen senetlerin tehdit, zorla veya hile ile alınmadığını, bizzat davacının … Şirketinin alacaklılarını gezmek suretiyle senetleri dağıttığını, bilirkişi tarafından da senetlerin zorla alınmadığının tespit edildiğini bildirmekle; davanın reddine, davacıya İİK 72/4 maddesi gereğince %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, bekletici mesele yapılan ve sonuçta kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip kesinleşen Cumhuriyet savcılığı soruşturma dosyası kapsamında görüleceği üzere, senet alacaklılarının davacı … ile hukuki ilişki içinde olduğu … şirketinden alacaklı oldukları, davacı ile … şirketi ve yetkilileri arasında geçmişte biten inşaat ilişkisi olduğu gibi senet tanzim tarihinde devam etmekte olan inşaat yapım anlaşmalarının mevcut olduğu hususlarında olayın tüm taraflarının ihtilaflı olmadıkları, … şirket yetkilileri ve senet alacaklılarının, davacının şirket borçlarını kendi isteğiyle üstlendiğini birbirleriyle çelişmeksizin ortak olarak beyan etmelerine karşın, savcılık soruşturma dosyasında detaylarıyla belirlendiği ve davacının bizzat kendisinin ifade ettiği üzere davacının 10 gün kadar zorla alıkonulup, 3 gün şirket alacaklıları gezdirilmek suretiyle senetlerin tehdit ve baskı ile düzenlenmesinin ve verilmesinin sağlandığını beyan ettiği, davanın bu nedenle açıldığı görülmekte ise de savcılık takipsizlik kararı gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacının borçlu bulunmayıp, alacaklı konumunda olduğu … şirketi yetkililerince zorla, şirketin üçüncü kişilere olan borçlarını ödemek üzere 10 günlük bir süre boyunca alıkonulması, bu süreç içerisinde davacının şirket yetkilileri tarafından pek çok ayrı yerdeki, ayrı alacaklılar ile alacakların ödenmesi konusunda görüştürülerek senetlerin düzenlettirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının hukuki ilişki içinde bulunduğu … İnşaat firmasından olan beklentileri karşılığında, bu şirketin davalı ile dava dışı diğer alacaklıları lehine şirket borcunu üstlenerek senetleri düzenleyip verdiği, senetlerin davacı tarafça iddia edildiği gibi tehdit ve baskı altında düzenlenmesinin sağlandığı iddiasının ve senedin imzası dışında boş olarak davalıya verildiğine ilişkin davacı iddiasının ispatlanamadığı kabul edilerek, senet nedeniyle davacının sorumlu olduğu anlaşılmakla Davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; İddiaları tekrarlayarak … İnşaat yetkilisi …’ın, …’a 110.000,0 TL borcu bulunduğu, …’ın kendi borçlarını ödetebilmek için müvekkili …’ı gasp ettiği, … ile anlaştığı ve bu şekilde suça iştirak ettiği, …’tan olan alacağını alabilmek için müvekkili aleyhine 10/10/2012 tanzim, 05/11/2012 vade tarihli senede müvekkilinin kefil olduğunu söylediği, senet üzerinde tahrifat yapıldığı, senedin nakten kaydı daha önce boş olarak verilmiş olmasına rağmen, sonradan ilave edilip doldurulduğu, tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde veya senetten tahrifat açıkça anlaşılmaktaysa, bu tahrifatın ne zaman yapıldığını “alacaklının” ispat etmesi gerektiği, senette tahrifat yapıldığı için …’ın …’ın senedi tahrifattan sonra imzaladığını ispat etmesi gerektiği, daha öncesinde davalının ticari defterlerini delil olarak göstermiş ve mahkemeye sunmalarını talep etmiş olsalar da davalı ticari defterlerini sunmadığı, Müvekkilinin davalıya borcu olmadığı, baskı ve tehdit yoluyla söz konusu senetin zorla imzalattırıldığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu senetten borçlu olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 5. İcra Dairesinin 2012/9806 Esas numaralı icra dosyasında; 10.10.2012 düzenleme 05.11.2012 vadeli 110.000,00TL miktarlı keşidecisi …, lehtarı davalı … olan senede dayalı olarak 110.000,0TL bono bedeli 447,53 TL işlemiş faiz 330,0 TL komisyon olmak üzere toplam 110.777,53 TL alacağın tahsili için 14.11.2012 tarihinde kambiyo takibi yapıldığı görülmüştür.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/29568 S. – 2016/3667 K. numaralı dosyanın incelenmesinde; davaya konu kambiyo senetlerinin de aralarında bulunduğu senetlere ilişkin olarak müşteki … tarafından Davulga/Emirdağ Jandarma Komutanlığının ilk etapta tehdit ile senet imzalatma suçundan şikayetçi olduğu, Emirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma üzerine yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/29568 S. numarasını aldığı, bu dosya üzerinde müşteki – …, … ifadelerinin alındığı, yine bu kişilerin müşteki – şüpheli sıfatında bulundukları, yine bu dosyada … vb. birçok şüpheli hakkında soruşturma yapıldığı, bir kısım tanıkların dinlendiği, tarafların dosyaya sundukları görüntülü ve konuşma CD’lerinin çözümlerinin bilirkişiye yaptırıldığı, 1.218.000.000,00 TL bedelli bonolara ilişkin olduğu, davamıza konu kambiyo senetlerinin de Savcılık dosyasında soruşturmaya konu olduğu, yapılan soruşturma sonucunda; kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı 07.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile Sulh Ceza hakimliğine itirazda bulunulduğu, Eskişehir 1. Sulh Ceza hakimliğinin 16.11.2016 tarih 2016/1635 D.İş sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin verilen karara karşı yapılan itirazın reddine karar verildiği;buna müteakip müşteki … vekilinin C.Başsavcılığına sunduğu 22.02.2017 tarihli ve 04.10.2017 tarihli dilekçeleri ile bir kısım deliller bildirilip toplanmasının istendiği, bu dilekçe üzerine C.Başsavcılığınca dosyanın yeniden Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğine gönderildiği, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 13.06.2017 tarih ve 3117 D.İş sayılı kararı ile daha önce verilen ve yukarıda belirtilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar üzerine müştekinin itirazının reddine karar verildiği, kesinleşmiş bir KYOK kararı olduğu, müşteki vekilinin sunduğu delillerin yeni delil mahiyetinde olup olmadığının C.Başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu dosyanın C.Başsavcılığına gelmesi üzerine yeni bir soruşturma numarası verilmeden aynı dosya üzerinden müşteki vekilinin delil olarak yeni sunduğu tanıkların dinlenildiği, bir kısım araştırmalar yapıldığı, yeni delil elde edildiğinden bahisle Eskişehir CBS’nın 2017/6773 sayılı dosyası üzerinden de soruşturma yapıldığı, yapılan soruşturma sonucunda 2017/5233 k numarasıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara da müşteki vekili tarafından itiraz edildiği, itirazın reddine karar verilmesi üzerine yazılı emir yoluna başvurulduğu, Yargıtay 6. CD’nin 27.03.2019 tarih ve 2019/853 e – 2030 k sayılı kararı ile tanık …’in dinlenmesi gerektiğinden söz edilerek Eskişehir 1. Sulh ceza hakimliğinin 16.11.2011 tarih ve 2016/1635 d.iş ve Eskişehir 2. Sulh ceza hakimliğinin 16.06.2017 tarih ve 2017/2943 d.iş sayılı kararlarının kanun yararına bozulduğu, C.Savcılığınca bu bozma üzerine dosyanın 2019/33234 esasa kaydedildiği, Eskişehir C.Başsavcılığının 2019/33234 soruşturma numaralı dosyası üzerinde yazılı emirden bozma sonucu toplanan delillere göre 15.10.2019 tarih ve 2019/30152 kararla kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de 1. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz sonucu Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 24.01.2020 tarih ve 2019/5148 d.iş sayılı kararla anılan KYOK kararının kaldırıldığı, tanık …’in ifadesinin ayrıntılı alınmasının istendiği Savcılık ve zabıta ifadelerindeki çelişkinin giderilmesinin ve bu konunun açıklığa kavuşturulmasının ve buna göre şüphelilerin teşhisinin yapılıp buna göre yeniden değerlendirme yapılmasının istendiği, buna mütaakip dosyanın Eskişehir CBS nin 2020/5769 soruşturma sayılı dosya numarasını aldığı, 14/02/2020 tarih ve 2020/5769 soruşturma, 2020/5590 karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karar karşı müşteki vekilince itiraz edilmesi üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/06/2020 tarih ve 2020/1354 d.iş sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcılığınca verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek müşteki vekilinin itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyasında ve KYOK kararı,itiraz üzerine verilen kararda; şüphelilerle birlikte giden müşteki …’ın “Ben ortaklarıyım, borçlarını ben üstleniyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, şüphelilerle müştekiler arasında daha önceden alacak verecek meselesi olduğu, şüphelilerin müştekiye apart ve arsa karşılığı bina yapmak üzere anlaşma yaptıkları, müşteki …’ın 1-10 Kasım tarihleri arasında 10 gün süreyle zorla alıkonulmasının ve bu süre içerisinde 3 gün çeşitli yerlere götürülerek zorla senet imzalattırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüphelilerin müsnet suçları işlediklerine dair haklarında kamu davası açılması için yeterli derecede delil elde edilemediği hususlarının belirlendiği anlaşılmıştır.
Yine savcılık dosyasında, davacının düzenlediği 21 adet bono lehtarları dinlenmiş, bu kişilerin de ifadelerinde davacı ile senet tanzim öncesinde hukuki ilişkilerinin olmadığı, davacının, … şirketinden olan alacaklarını bizzat gelerek ödemek istediğini söyleyip senedi düzenleyip verdiğini, senedin düzenlenmesi ve verilmesi sırasında davacının tehdit veya baskı ile senedi vermesinin sağlandığı yolunda bir izlenim oluşturacak durumun söz konusu olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacı yanın dava konusu senedin tehdit, hile ve baskı yolu ile imzalattırıldığı iddiasının kanıtlanamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”