Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/456 E. 2023/951 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/456 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/173 E 2021/24 K

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, taraflar arasında 06/06/2018 tarihli adi nitelikli satış sözleşmesi ile … Mah. … Sk. No:… bulunan … nolu dairenin 220.000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda söz konusu daire bedeli olan 180.000,00 TL’nin kredi çekilerek ödeneceği, bakiye 40.000,00 TL’nin ise 2019 yılı Mayıs ayından itibaren aylık 2.500,00 TL veya tek seferde ödeneceğini kararlaştırıldığını, yine taşınmazın alımından vazgeçilmesi halinde 100.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin belirlendiğini, bu kapsamda 170.000,00 TL ve 50.000,00 TL bedelli 2 adet teminat senedinin davalıya verildiğini, davacıların kredi için bankalara başvurduğunu, ancak ev değerinin eksper tarafından düşük tespit edilmesi nedeniyle evin alınamadığını, teminat olarak verilen senetlerin davalıdan istendiğini, ancak davalının vereceğini söyleyerek müvekkillerini oyaladığını, sonrasında ise davalının 170.000,00 TL bedelli senedi adi nitelikte düzenlenen sözleşmede belirtilen tazminat-cezai şart olarak belirlenen 100.000,00 TL üzerinden Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14430 E. sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, davacıların evi almaktan vazgeçmediklerini, kredi çekilemediğinden evi alamadıklarını, taşınmazın resmi devrinin müvekkilleri adına yapılmadığını, davalının satıştan kendisinin vazgeçtiğini belirterek müvekkillerinin Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14430 E. sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, senedin herhangi bir yerinde teminat niteliğinde olduğuna ilişkin bir ibarenin bulunmadığını, bahse konu 170.000,00 TL bedelli senedin davacıların müvekkilinden aldığı borç nedeniyle düzenlendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu bononun herhangi bir yerinde teminat ifadesinin geçmediği, taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinde de dava konusu bonodan bahsedilmediği, davacı yanca iddialarının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği, ancak fazla işlemiş faiz talebinde bulunulduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacılar vekili tarafından;
Mahkemece, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/27821 soruşturma sayılı dosyası istenip beklenmedden, takibe konu senesin ev satım sözleşmesine istinaden verilip verilmediği hususunda tanık dinlenmeksizin, davalının defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edildiği, cevap dilekçesinde yalnızca teminat iddiası ileri sürülmesine karşın sonradan borç para verme iddiasının ileri sürülmesinin iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu, mahkemece borç para verildiğine ilişkin iddianın birleşik ikrar olarak kabul edilerek borç para verme ilişkisini davalı yanın ispat edeceği gözetilmeksizin ve bu yönde araştırma yapılmaksızın hüküm tesis edildiği, ayrıca yemin hakkının hatırlatılmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun bedelsiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, geçersiz satım sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiği iddiasıyla kambiyo senedinin bedelsiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14430 E. sayılı dosyasının UYAP üzerinde bulunan bir örneğinin incelenmesinden, davalı tarafından davacılar aleyhine 07/06/2018 tanzim 07/09/2018 vade tarihli 170.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Takibe dayanak 07/06/2018 tanzim 07/09/2018 vade tarihli 170.000,00 TL bedelli bono fotokopisinin incelenmesinden, davacı … … tarafından davalı lehine keşide edildiği, diğer davacının aval olarak bonoda imzasının bulunduğu, ihdas nedeninin belirtilmediği, bononun tüm unsurlarının tam olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından sunulan 06/06/2018 tarihli harici daire satış sözleşmesi fotokopisinin incelenmesinden, davacı tarafından alıcı …’a …’ın kefaleti karşılığı 220.000,00 TL bedelli bir daire satışına karar verildiği, satış bedelinin 180.000,00 TL’lik bölümünün alıcılarca kredi çekilerek satıcıya ödeneceği, bakiye 40.000,00 TL’nin ise 2019 Mayıs ayında veya her ay nakit 2.500,00 TL olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, iskan masrafı 2.000,00 TL’nin alıcıya ait olduğu, daire kombisinin müteahhite ait olduğu, alıcının daireyi almaktan vazgeçmesi halinde 100.000,00 TL tazminat ödeyeceği, daire tapusunun 180.000,00 TL ödeme yapıldıktan sonra alıcıya devredileceği hususunun taraflarca kararlaştırıldığı, dava konusu senede ilişkin bu sözleşmede bir kayıt ve bilginin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacılar vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı yanca teminat iddiasının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı görülmektedir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacı yanın yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacı yana karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, davacı yanın yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/173 Esas, 2021/24 Karar ve 12/01/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”