Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/447 E. 2023/647 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/447 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/647

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2021
ESAS-KARAR NO : 2017/660 E – 2021/108 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … -TCKN: …

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, … Şubesine ait, keşidecisi dava dışı …. Ltd. Şti, 30/04/2017 tarihli 8221537 nolu 50.000,00 TL bedelli çek yaprağının müvekkili şirketin işyerindeyken kaybolduğunu, çek araştırılırken davalı … isimli şahıs tarafından çekin kötü niyetle iktisap edilmiş olduğunu öğrendiklerini, ayrıca davacı şirket yetkililerinden ve ortaklarından olan ve şirketi dolandıran … isimli şahsın da davalı ile birlikte hareket etme ihtimali bulunduğundan hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalı …’ın çeki tahsil etmek sureti ile sebepsiz zenginleştiğini belirterek, müvekkili şirketin yetkili hamili olduğu…Şubesine ait olan 30/04/2017 tarihli 8221537 nolu 50.000,00 TL bedelli çek sebebi ile davacı tarafın davalı taraflara borçlu olmadığı, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmaması ve davalı tarafın çekleri kötüniyetle iktisap etmiş olması ve/veya iktisapta ağır kusurlu olması ve çekleri tahsil eden davalınan sebepsiz zenginleşmesi sebebi ile davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, çek bedelinin istirdadına, çeki kötüniyetle iktisap eden ve/veya iktisapta ağır kusurlu olan ve çekleri tahsil ederek sebepsiz zenginleşen davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkili şirketin meşru hamil sıfatı ile alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava dışı … ile geçmişe dayalı bir dostluklarının bulunduğunu, …’in 26/07/2016 tarihinde yetkili müdürü olduğu davacı şirketin finansman sıkıntısı yaşadığını ve kendisinden borç para talep ettiğini, 28/07/2016 tarihinde …’e 57.000,00 TL para verdiğini, buna karşılık 15/02/2017 vadeli 57.000,00 TL bedelli senet düzenlendiğini, 12/12/2017 tarihinde …’in kendisine 4.000,00 TL iade ettiğini, 17/02/2017 tarihinde ise 50.000,00 TL bedelli bir müşteri çeki aldıklarını ve bu çeki kabul etmesi halinde çek ile birlikte bakiye kalan 3.000 TL’yi verebileceğini söylemesi üzerine kabul ettiğini, vade gününde çeki bankadan tahsil ettiğini ve senedi …’e iade ettiğini, ayrıca …’in kendisine gönderdiği ve kendisinden tahsil ettiği 57.000,00 TL’nin 50.000,00 TL’lik kısmını şirket hesaplarına aktardığına dair dekontu sunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, Eskişehir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1325 esas sayılı dosyasının incelenmesinden ise, …, ….Şti vekilince şüpheli … hakkında şikayetçi olunması üzerine şikayetçi şirket yetkili temsilcisi olan şüphelinin şirketi zarara uğrattığı iddiası nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, şüpheli hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan kamu davası açıldığı, iddianamede davaya konu çekle ilgili herhangi bir tespit yapılmadığı, davacı davalı ile aralarında ticari ilişki olmaması nedeniyle dava konusu çekin davalı tarafça kötü niyetle ve ağır kusurlu iktisap edildiğini iddia etmiş olsa da, davacı ve davalı arasında ticari ilişki olmamasının davalının bu çeki kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap ettiklerine delil olmayacağı, ayrıca tanık beyanlarında da davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine dair bir beyanın da ortaya konulmadığı, bu hususta 6102 sayılı TTK’nın 792.maddesinde “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa , ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkının 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki vermekle yükümlüdür” hükmünün düzenlenmiş olduğu, bu hüküm gereğince ispat yükünün davacı şirkete ait olduğu, davacının öncelikle çekin yedindeyken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği, ancak somut olayda, davacı tarafça bu hususlar ile ilgili herhangi bir delil sunulamadığı, davacının davasını kanıtlayamadığı belirtilerek davacının davasının REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; TTK’nın 792. Maddesi gereğince ilk ispat edilmesi gereken hususun davacının yetkili hamil olup olmadığı olduğu, dava konusu çekte müvekkilinin cirosundan müvekkilinin yetkili hamil olarak kabulü gerektiği, ikinci hususun ise çekin, yetkili hamilin rızası dışında elinden çıktığının ispatı arandığı, müvekkilinin bir şirket olup, şirketin kendi başına maddi bir kişiliği bulunmadığı ve haklarını kullanma ile borçlanmayı ise yetkili olan şahıslar eliyle kullandığının kabulü gerektiği, şirket adına hareket ederek çeki elinde bulunduran kişilerin kendi adlarına da ayrıca hareket etme ve haklarını kullanma ve borçlanma ehliyetleri de bulunduğu, bu kapsamda şirketi temsile yetkili olan … isimli şirket ortağı, şirket adına kendisine teslim edilen bir çeki kendi şahsi borcu için davalıya ciro ettiği, davalı da kendisine herhangi bir nedenle borçlu olmayan şirketin hak sahibi olduğu çeki kabul ettiği, bu beyanlardan şirketin eski ortağı …’ın kendi şahsi borçları için şirket çeklerini şirket adına ciro ederek teslim ettiği ve bunun sadece bir defaya mahsus bir uygulama olmadığı, bu kişinin kötü niyetli olarak şirketin borçlu olmadığı kişilere şirketin hak sahibi olduğu çekleri ciro ile devrettiği hususunun ortaya konulduğu, burada çeki devralan kişinin kötü niyetli kabul edilmese bile çeki iktisabında ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği, davalının, çeki iktisabında ağır kusurlu olup, TTK’nın 792. maddesinin amir hükmü gereği çeki geri vermekle yükümlü olduğu davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu çekten davacının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit,istirdat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yan, dava dışı … Şirketinin keşidecisi … Şirketi olan lehtarı… Limited Şirketi bulunan 30/04.2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek yaprağını teslim aldığını bu çekin kaybolduğunu aralarında hiçbir ticari faaliyetleri bulunmayan davalı tarafından iktisap edilip sebepsiz zenginleştiğini çekin kayboluşunun şirket yetkililerinden ve ortaklarından olan … tarafından yapıldığını düşündüklerini bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirtmiş deliller arasında yemin delilini bildirmemiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşideci … Limited Şirketi lehtar davacı … Limited Şirketi, keşide tarihi 30.04.2017, 8221537 nolu, tutarı 50.000,0 TL olan çekin lehdar davacı tarafından davalı …’a ciro edildiği görülmüştür.
29.07.2016 tarihli dekontun incelenmesinde dava dışı … tarafından alıcı davacı… … Limited Şirketi hesabına 50.000,0TL gönderildiği, açıklama kısmında ” şirket borç” yazılı olduğu görülmüştür.
Eskişehir C.Savcılığının 2017/22552 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, şikayetçinin davacı şirket, şüphelinin … olduğu, suçun hırsızlık, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık olduğu,14.12.2017 tarihinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, yapılan itirazın da Sulh Ceza Hakimliğince reddedildiği anlaşılmıştır. Bu dosyada müşteki… Şirketi tarafından hasımsız olarak yapılan şikayet dilekçesinde başka çekler bildirilmişse de dava konusu çek bildirilmemiştir.
Ticaret sicil belgesine göre …’in … Limited Şirketinin 21.04.2016 tarihi ile 05.07.2017 tarihli arasında şirket yetkilileri arasında olduğu, şirketin 3 ortağından biri olduğu görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”