Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/444 E. 2023/653 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/444 – 2023/653

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/444 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/535 E – 2020/672 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacının davalı… şirketinden 11/10/2017 tarihinde satın aldığı diğer davalı tarafından üretilen aracın özellikle yokuşta kalkışı sırasında araç içi ve araç dışından duyulabilen yüksek düzeyde ses gelmesi nedeniyle servise götürdüğü ve aracın gizli ayıplı olduğu farkedildiği için durumun davalılara ihbar edildiğini ileri sürerek sözleşmeden dönerek satım bedeli karşılığı fazlaya ilişkin hakkı saklı olmak üzere 500,00 TL’nin ve menfi zarara karşılık olmak üzere 500,00 TL ile tespit dosyası gideri 1.238,67 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile davayı tamamen ıslah ederek dava konusu aracın ücretsiz olarak aynı marka ve aynı tipte bir benzeri ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, tespit bilirkişi raporunun davalıların yokluğunda yapılması nedeniyle delil kabul edilemeyeceği ileri sürülen ayıbın kullanım hatası olduğu davalılardan üretici … A.Ş.’ye husumet yöneltilemeyeceği ve 8 günlük ayıp ihbar süresine uyulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, teknik açıdan bilirkişi raporuna itibar edilmiş, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıbın giderilemediği ve güvenli kullanıma engel olacak düzeyde olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 23. maddesi yollaması ile TBK’nın 227. maddesinde malın ayıplı olması halinde alıcıya seçimlik haklar tanınmış, buna göre, alıcının isterse sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim, ücretsiz onarım, ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi hakları tanındığı, davacının garanti süresi içinde ortaya çıkan ve giderilemeyen gizli ayıbı derhal ihbar ettiği bu nedenle yasada tanınan seçimlik hakları kullanabileceğinin kabul edildiği, davacı yanca davanın tamamen ıslahı ile dava konusu aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi istemi haklı bulunduğu belirtilerek davanın KABULÜNE, davacı tarafından satın alınan 2017 model … model aracın ayıpsız misliyle davalılar tarafından değiştirilmesine, faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili tarafından; Müvekkili şirketlerden … AŞ.’ye husumet yöneltilemeyeceği davacının, tüketici sıfatını haiz olmadığı, bu nedenle, TTK m.23’in atfıyla TBK m.219 ve devamı hükümlerinin uygulama alanı bulacağı, dava konusu aracın satış işlemine taraf olmadığı, ayıp ihbar süresine riayet edilmediği, dava konusu araçta, üretimden kaynaklı bir arıza bulunmadığı davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu aracın misli ile değişiminin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, ayıplı aracın misli ile değişimi istemine ilişkindir.
Öncelikle uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karşı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır.
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanununun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenleme “Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” şeklindedir.
Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır.
Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Ancak TTK 23’de malın muayene ve ihbar yükümlülüğü düzenlenmiştir. Eğer alıcı iğfal edilmiş ise yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağı gibi 231. maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresinden de yararlanamayacaktır.
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde ise alıcı TBK’nın 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından birini kullanabilecektir.
Dava konusu araç, davacı tarafça 11.10.2017 tarihinde davalı… Şirketinden 62.466,10TL tutarla satın alındığı anlaşılmaktadır.
Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle alınan bilirkişi raporlarından dava konusu aracın 11.10.2017 tarihinde satın alındığı, aracın davacı tarafından ilk olarak 06/01/2018 tarihinde servise götürüldüğü, yokuşta rampada kalkışta ses geldiğinin bildirimi üzerine debriyaj baskı balatasının değiştirildiği, bu nedenle ayıp ihbarının 06/01/2018 tarihinde yapıldığının kabulü gerektiği, daha sonra 17/03/2018 ve 22/10/2018 tarihlerinde aynı şikayetlerle servise götürüldüğü, araç üzerinde yapılan incelemede yokuşta kalkış denemesinin başlangıcında şanzıman bölgesinden yüksek ve yoğun olarak gıcırtılı ve dalgalı bir mekanik sesin duyulduğu, tekrar durup kalkış sırasında sesin tekrarlandığı, bu nedenle araçtaki bu hatanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, kullanım kaynaklı olmadığının belirlenmesine, araç sahibinin bu duruma katlanmasının beklenememesine ve mahkemece misli ile değişim kararı verilmesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.267,06 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.067,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.200,06 TL harcın istinaf eden davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”