Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/427 E. 2023/845 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/427 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/845

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
ESAS-KARAR NO : 2016/722 E – 2020/674 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağını tahsil amacıyla davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin kendilerine ileride iade edilmek üzere davalı şirkete çeşitli tarihlerde banka aracılığı ile para gönderdiğini, davalının bu parayı kısmi olarak iade ettiğini, ancak dava konusu tutar kadar meblağı iade etmeyerek uhdesinde tuttuğunu, davalının borcu ödemekten kaçındığını belirterek, davalı borçlunun takibe itirazının iptali ve takibin devamına, kötüniyetli borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı tarafla ticari ilişkiden veya başka bir nedenden kaynaklanan 166.036,32-TL borcu bulunmadığını, davacı tarafça Beyoğlu 20. Noterliği’nin 04/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile istenilen 198.226,72-TL bakiye borcun ödenmesi talebine Ankara 63. Noterliğinin 14/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile cevap verildiğini ve taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan her hangi bir borcun bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında bir kısım ticari ilişkiden kaynaklanan para alışverişi bulunduğunu ancak bu ilişkinin yasal dayanağının olmadığını, taraflar arasında 2013 -2016 yılıları arasında araç alım satımından kaynaklanan karşılıklı para alışverişinde bulunulduğunu Mart 2016 tarihi itibari ile müvekkili şirketin davacıdan 17.190,00-TL alacaklı olduğunu ve ilişkiyi sonlandırdıklarını, davacı tarafça delil olarak sunulan ve müvekkili şirketin banka hesaplarına gönderilen iki adet 100.000,00-TL’lik banka havale makbuzunun müvekkili şirketin davacıya gönderdiği miktarların iadesine, borcun ödenmesine ilişkin olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 2.el araç alım satımı hususunda para alışverişi gerçekleştirildiğini, yapılan işlemlerin müvekkilinin ticari defterlerine intikal ettirildiğini, müvekkili şirketin il emniyet müdürlüklerinden satın aldıkları 2. el araçların müvekkili tarafından değişik tarihlerde … isimli şahsa satıldığı, araç bedellerinin alıcı … tarafından davacı şirkete ödendiğini, 2014 yılında …’in toplamda 163.000,00-TL tutarında araç satın aldığını, bu tutarın müvekkili şirkete ödenmek üzere … tarafından davacı şirkete ödendiğini, ayrıca bu şahıs tarafından keşide edilen iki adet 25.000,00-TL ve bir adet 30.000,00-TL tutarlı çekin davacı tarafından tahsil edildiği ve davacının uhdesinde kaldığı, … Otomotiv’den davacı tarafından satın alınan 32.190,40-TL tutarındaki lastik bedellerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davanın ve takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı banka aracılığı ile para gönderildiği gerekçesi ile alacağının bulunduğunu beyan etmiş davalı tarafından söz konusu ilişki kabul edilmemiş olmakla davacı tarafından delil olarak gösterilen bankalara müzekkereler yazılarak davacının hesap özetleri getirtilmiş ve tarafların 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile takip tarihi itibari ile davacının davalıya borçlu olduğu, herhangi bir alacağının bulunmadığı, keza davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede de söz konusu hususun tespit edildiği, tarafların ticari defterlerinin karşılaştırılması sureti ile yapılan incelemede davacının iddia ettiği hususların kendi ticari defterleri ile doğrulanmadığı anlaşılmakla davacı tarafından alacağı ispatlanamadığı ve yemin delili hatırlatılmasına rağmen başvurmadığı belirtilerek davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; İddiaları tekrarlayarak eksik inceleme yapıldığı, davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava konusu alacaktan davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 22.İcra Müdürlüğünün 2016/11644 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … Ltd.Şti tarafından davalı … Ltd.Şti aleyhine 168.845,11-TL üzerinden 13.05.2016 tarihinde bakiye alacağa dayalı ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 20/05/2016 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde 26/05/2016 tarihinde takibe itiraz edildiği(Davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi cari hesap ilişkisini nedeniyle alacaklı durumunda olduğu bildirilerek) anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporlarından davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 166.036,32 TL alacağının bulunduğu ve alacak tutarının takibe konu edilen alacakla aynı olduğu, davacı ve davalı banka ekstreleri, verilen çeklerin incelendiği, tarafların karşılıklı olarak gönderdiği paraların bir kısmı taraflara ait ticari defterlerine kayıt edilmediği, ticari defter kayıtları ile sunulan belgeler, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi net bir şeklide ortaya çıkarılmasına yeterli olmadığından, davacı alacağının varlığının tespit edilemediği belirlenmiştir.
Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle dava ve takibe konu alacağın varlığının usulüne uygun delillerle kanıtlanamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 09/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”