Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/416 E. 2023/933 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/416 – 2023/933

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/416 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/933 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/78 E 2021/36 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile … Ürünleri Tic. Ltd. Şti. arasındaki alım satım sözleşmesi kapsamında, müvekkili tarafından … Ürünleri Ltd. Şti.’ne toplam 822.000 TL. bedelli, 10 adet çek verildiğini, sözleşmeye konu malların en geç 24/08/2015 tarihinde davacıya teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen teslim edilmediği gibi çeklerin de iade edilmeyip … Ürünleri Ltd. Şti. tarafından … AŞ.’ye devredildiğini, … Ürünleri Ltd. Şti. ile … AŞ. arasında organik bağ bulunduğunu, … Ürünleri Ltd. Şti. tarafından çeklerin … AŞ.’ye devrinin gerçek bir mal alış verişine dayanmadığını, verilen 10 adet çekten, davaya konu olan 07/10/2015 keşide tarihli ve 75.000 TL. bedelli çek ile 21/10/2015 keşide tarihli ve 90.000,00TL. bedelli olmak üzere toplam 165.000 TL. bedelli iki adet çekin, … AŞ. tarafından davalı faktoring şirketine devredildiğini ancak, bu iki adet çekin devrinin 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 ve 38. maddelerine aykırı olduğunu, davalı faktoring şirketi tarafından temlik alınan alacağın gerçek bir ticari ilişkiden kaynaklanan alacak olmadığını belirterek dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, çeklere dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi başlatılması halinde takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davalı faktoring şirketinin 6361 Sayılı Kanun’un 9/3. maddesine uygun olarak dava konusu çekleri ciro yoluyla devraldığını, aynı kanunun 9/2. maddesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, 9/3. maddeye istinaden davacının … Ürünleri Ltd. Şti. ile arasındaki ilişkiden kaynaklanan def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; Dairemizin 2017 /1480 Esas, 2019/2186 Karar 30/12/2020 tarihli kabul kaldırma kararı doğrultusunda; davacı şirketin dava konusu 2 adet çekin avans çeki olduğunu ve bedelsiz kaldığını davalı şirkete karşı ileri süremeyeceği, bu hususun hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği, dava konusu çeklerin takibe konulduğu, mahkemece her iki çeke yönelik olarak ödeme yasağı konusunda tedbir kararı verildiği, davalı faktoring şirketi tarafından tedbirden dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunmamış ise de; tedbir kararı nedeniyle alacağa geç kavuşacak olan davalı faktoring şirketi lehine, İİK’nın 72/4.maddesi gereğince re’sen tazminata da hükmedildiği gerekçesiyle davanın reddine ve tazminata karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, davalının yönetmelik hükümlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, davalı faktoring şirketi tarafından faturaya dayalı istihbarat araştırması yapılmadığını, talebe aykırı olarak tazminata karar verilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davalı faktoring şirketinin, iyiniyetli hamil olup olmadığı, araştırma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, davacı keşidecinin çekler nedeniyle faktoring şirketine karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, avans olarak verilen çeklerin mal tesliminin gerçekleşmemesi nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasına ilişkindir.
Davacı taraf dava konusu çeklerin dava dışı … Ürn. San. Tic. Ltd. Şti ile aralarındaki yem ham madde satış sözleşmesi gereğince soya fasülyesi teslimi için avans olarak anılan şirkete temel ilişki kapsamında verildiğini ancak sözleşme konusu mal tesliminin gerçekleştirilmediği karşılıksız kalan, çeklerin grup şirketlerinden dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ciro edilerek davalı faktoring şirketine ciro edildiğini ileri sürerek bu çeklerden borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı faktoring şirketi vekili müvekkilinin dava konusu çeklerden çeklerin keşidecisi ile lehtarı arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan def’ilerin iyi niyetli müvekkillerine karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava dışı … Ltd. Şti ile davalı faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmeleri imzalandığı ve bu sözleşme çerçevesinde dava konusu 07/10/2015 keşide tarihli 75.000,00 TL tutarlı ve 21/10/2015 tanzim tarihli 90.000,00 TL bedelli iki çekin ….A.Ş’nin cirosu ile davalı faktoring şirketine temlik edildiği dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı Faktoring şirketleri hakkındaki dava yönünden uyuşmazlığın çözümünde, davacının …. Ltd. Şti. ne karşı aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşıda da ileri sürüp süremeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alınan çeklerin 2015 tarihli olması karşısında uyuşmazlığa 13.12.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri kanununun uygulanması gerekmektedir. Anılan Kanunun 9/2 maddesine göre; “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” Kanunun 9/3 maddesinde ise “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmiştir.
Faktoring sözleşmeleri temelinde alacağın temliki hükümlerini barındıran Borçlar Kanunundaki tip sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla tip sözleşmeyi kapsamına alan atipik nitelikte karma sözleşmelerdir. Faktoring sözleşmeleri üç köşeli işlemlerdir. Faktoring işlemlerinin taraflarını alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu olarak gösterebiliriz. Faktoring sözleşmesinin niteliği gereği kural olarak borçlu önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. (6098 sayılı TBK md. 188/1, 6361 sayılı yasanın 9/2 md.)
Somut olay bakımından uyuşmazlık 6361 sayılı yasanın 9/3.maddesi hükmünün bu olayda uygulanıp uygulanmayacağı yönünde toplanmaktadır. Belirtilen yasa hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür. Kanunun 9/3 maddesi hükmünün faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde “Bu bağlamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun defiler başlıklı 687. maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir.” denmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2 maddesinde “Alacağın temliki hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. 6361 sayılı kanunun 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2. maddesi, gerekse 6361 sayılı kanunun 9/2 maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunun 9/3 maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesinde; faktoring şirketlerine ciro yoluyla devredilen çeklerde keşideci davacı (borçlu), lehtar …. Ltd. Şti. (önceki alacaklı), ara ciranta grup şirketlerinden aralarında iktisadi özdeşlik bulunan ….Ltd. Şti.’den çeki ciro yoluyla temlik alan son hamil durumunda olan faktoring şirketinin faktoring işleminin taraflarından olduğu kabulü gerekir. Hal böyle olunca somut olayda 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır.

Başka bir anlatımla olayımızda anılan kanunun 9/2 maddesi hükmünün ve dolayısıyla 6098 sayılı TBK nın 188/1 maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre borçlu önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ileri alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalının takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceği gerekçesiyle de davacının tazminat isteminin koşuları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir. ( Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4349 Esas, 2021/6707 Karar sayılı 30/11/2021 tarihli Emsal kararı doğrultusunda)
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan bu nedenlerle asıl davaya yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 53/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/93 Esas, 2022/182 Karar ve 11/03/2022 Tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE
3-a-)Davacının dava konusu 07/10/2015 keşide tarihli, 75.000,00 TL bedelli ve 21/10/2015 keşide tarihli, 90.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davalı … Hizmetleri A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine,
b-)Davacı tarafın tazminat isteminin koşulları oluşmadığından reddine,
c-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.271,15TL harçtan, peşin alınan 2.817,79TL’nin mahsubundan sonra geriye kalan 8.453,36TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
ç-)Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince hesap edilen 25.750,00TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-)Davacı tarafından 2.817,79TL peşin harç, 27,70TL başvuru harcı ve 4,10TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.849,59TL harç gideri ile posta müzekkere tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan 970,40TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 19/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”