Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/40 E. 2022/1311 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/40 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1311

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2016/451 E 2020/64 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İLİŞKİLİ KİŞİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı idare tarafından ihale edilen 8.500 ton kömür alım işinin dava dışı temlik eden … San ve Tic. Ltd. Şti. üzerinde kaldığını ve taraflar arasında 13/08/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davalı idarenin sözleşmeye ve mevzuata aykırı olarak gecikme cezası uyguladığını ve malın teslimine engel olup teslim edilemeyen mal yerine 3. kişiden alım yaparak oluşan ihale bedel farkını ve haksız olarak uyguladığı faizi temlik edenin temlik ettiği alacaktan kesinti yaparak tahsil ettiğini belirterek temlik konusu 326.632,54 TL’nin davalının ödememe yazısını yazdığı 22.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, temlik eden firmanın ihale sözleşmesine, şartname hükümlerine ve eki termin programına uymadığı için nam ve hesabına işlem yapılarak piyasadan temin edilen linyit kömürü ve oluşan cezalar ve faizler olmak üzere müvekkiline borçlandığını, bu borcu nedeniyle temlik edenin müvekkili nezdindeki alacaklarından mahsup yapıldığını, yapılan işlemlerin sözleşme ve eklerine uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, 2012 yıl sonu itibariyle … Fabrikasının … Şti’den 241.542,68 TL ile alacağı bulunduğu, TBK 188. madde doğrultusunda bu bedeli mahsup etmeye davalının hakkı olduğu, nitekim 18.01.2013 tarihli dava dışı şirket alacağından bu bedelin mahsup edilerek alacağın kapatıldığı, 85.089,86 TL kalan tutar yönünden ise davalı kayıtlarında bilgi bulunmadığı, dolayısıyla davacının bu bedel yönünden talebinin haklı olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Müvekkili tarafından yapılan mahsup işlemlerinin yerinde olduğundan davacının davasını temlik eden şirkete yönlendirmesi gerektiği, dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu, itirazları karşılanmaksızın eksik araştırma ile hüküm tesis edildiği,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi kök raporunda müvekkilinin haklılılığının tespit edildiği, davalı yanca rapora itiraz edilerek yeni delil sunulmasına muvafakat edilmediği halde yeni delil sunularak mahkemece ek rapor alındığı, alınan ek raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davalı beyanları doğrultusunda hazırlandığı, mahkemece temlik tarihinden sonra mahsup işleminin yapıldığı, mahkemece davalı alacağı var ise temlik tarihinden önce muaccel olup olmadığına yönelik araştırma yapılmadığı, ayrıca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/1250 E. 2018/427 K. sayılı ilamı ile mahsup işlemine konu alacakların yerinde olmadığına dair belirlemenin kesinleştiği, yapılan borçlandırma işleminin geçersiz olduğu, mahkemece borçlandırma işleminin geçerli olup olmadığı, doğmuş ise bunun muacceliyet tarihinin tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği bildirilerek başvurulmuştur.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık temlik eden ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca temlik edenin edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla gecikme cezası, fiyat farkı ve işlemiş faizi toplamının temlik alanın temlik aldığı alacağından mahsup işleminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, temlik alınan alacaktan haksız mahsup yapıldığı gerekçesiyle açılan alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Temlik eden ile davalı arasındaki sözleşmenin 10.3.1. maddesinde ve ayrıca taraflar arasında ihtilafsız olan 14/08/2012 tarihli yazıda revize edilen termin programında tedarikçinin Şeker Fabrikasına kömür teslimini belirli tarihlerde düzenli olarak yapması hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin “Gecikme halinde alınacak cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 28. maddesine göre ise zamanında teslim edilmeyen kömür için gecikme cezası uygulanması bakımından İdare tarafından tedarikçiye en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılması ve ihtarnamenin tebliğ tarihini izleyen 10. günden sonra gecikme cezası işlemesi gerekir. Yine sözleşmenin 29.1.1. madesi uyarınca İdare zamanında teslim edilmeyen kömür için başka bir kaynaktan kömür alır ve bu kömür daha pahalı olursa aradaki farkı tedarikçiye yansıtabilir. Bunun için herhangi bir ihtar şartı yoktur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya içeriği ve taraflar arasında imzalanan 13/08/2013 tarihli sözleşme hükümlerine uygun olmadığı gibi davalı tarafın sözleşme kapsamında gecikme cezası, fiyat farkı ve işlemiş faiz alacağı olup olmadığı hususunda yeterli araştırma ve incelemeyi içermemektedir.
Mahkemece yapılması gereken iş konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla temlik eden ile davalı arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinin ayrıntılı olarak değerlendirilip, somut uyuşmazlığa uygulanarak tarafların önceki bilirkişi raporlarına itirazlarını da karşılayacak şekilde sözleşme hükümlerine göre davalı İdarenin talep edebileceği gecikme cezası ve 3. kişi ya da kişilerden yapılan mal alımları nedeniyle oluşan fiyat farkı hesaplattırılarak temlik tarihi nazara alınarak mahsup edilebilecek bir alacak olup olmadığını belirlemek, var ise bu alacağın temlik konusu alacaktan mahsubunun yerinde olup olmadığını değerlendirerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibaret olmalıdır.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, tarafların istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafa vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/451Esas, 2020/64Karar ve 05/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava taraflarınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 12/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”