Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/379 E. 2023/656 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/379 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/656
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/141 E – 2020/671 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … -[elektronik tebligat ]

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten toplu olarak karton bardak satın aldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin müvekkilinin davalıya sipariş vermesi üzerine davalının sipariş teyit formu hazırlayarak sipariş bedelini müvekkiline bildirmesi, akabinde müvekkilinin teyit edilen bedeli davalı şirketin banka hesabına ödemesi ya da davalı şirketin yetkilendirdiği kişi/kişilere elden teslim etmesi şeklinde yürüdüğünü, kişisel nedenlerle taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonlandığını, ancak davalı tarafından sipariş edip bedelini ödediği bir kısım malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin tutmuş olduğu muhasebe kayıtlarına göre davalı şirketten 174.715,71TL cari hesap alacağının bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete usulüne uygun olarak ihtarname gönderdiğini, ancak davalının bu ihtarnameye hiçbir cevap vermediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhinde Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2018/2 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek, icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla takibin 174.715,71TL özerinden devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yan, müvekkili şirketin ticari ilişkilerinde sipariş edilen malın teslimi ve kesilen fatura ile müvekkili şirkete yapılan ödemelerin doğrudan banka ya da banka pos cihazı ile ve istisnai olarak çek ile şirkete ait resmi makbuz eklenerek yapıldığını, müvekkilinin ticari defter kayıtlarında da görülmekte olduğu üzere davacı ile yapılmış olan ticari ilişkinin yasal mevzuata ve usulüne uygun yapıldığını, ancak bu kayıtların dışında davacı tarafın sunduğu belgede iddia ettiği alacağa konu yapılan ödemelere müvekkili şirketin banka ve defter kayıtlarında rastlanılmadığını, ayrıca bu belgedeki kayıtlara dair bir alışveriş ve faturanın da mevcut olmadığını, müvekkili şirketin davacı ile başkaca bir ticari ilişkisi bulunmadığını, bunun dışındaki iddia ve işlemlerin müvekkilini bağlamadığını, ayrıca davacının uzunca bir süre herhangi bir mal almadan, faturasız bu kadar yüksek miktarda ödeme yaptığı iddiasının da ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi inandırıcı da olmadığını, müvekkilinin usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarına göre davacıdan alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin davacı … … ile olan ticari ilişkisini kardeşi … … vasıtası ile yürütmekte olduğunu, ticari ilişkileri boyunca alacaklı durumda olan müvekkiline davacı tarafça senet verildiğini, müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın üstüne bir de senet vermesinin düşünülemeyeceğini, müvekkilinin davacı … … ve yetki verdiği kardeşi … …’a insani ve ticari desteklerde bulunduğunu, Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifinden çekmiş oldukları kredi borçlarını ödeyememeleri üzerine ipotek verilen yakınlarına ait taşınmazın icrada satışını önlemek için müvekkilinin davacıya borç verdiğini, verilen borç nedeniyle anılan taşınmazın müvekkiline ipotek verildiğini, zaten borçlu olduğunu bilen davacının müvekkilinin alacaklarını isteyince haklı çıkacağını düşünerek acele ile ihtar çektiğini, 09/10/2017 tarihli ihtarda ipotek ve senetten bahsedilmediğini, müvekkilinin bu yasal belgelerle kanuni takip yapacağını ifade etmesi üzerine davacının 09/10/2017 tarihli ihtarla borçtan kurtulmaya çalıştığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı … …’ın ticari defterlerinin incelenmesi icra takibinin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 174.715,71TL alacaklı gözüktüğü; davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde davacı … …’ın 29/12/2017 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/2 esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi itibariyle, davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı … …’dan 17.538,29TL alacaklı gözüktüğü, taraf ticari defterleri arasındaki farklılığın; davacı … …’ın kayıt altına almış olduğu 31/03/2017 – 20/09/2017 tarihleri arasında ödenen toplam 192,254,00 TL tutarındaki verilen sipariş avansının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı vekilinin 10/10/2019 tarihli dilekçesi ekinde sunulan 30 adet ödeme belgesi incelendiğinde, hiçbirinde davalı şirket kaşesinin yer almadığı, teslim alan kısmında sadece … ismi ve imzasının yer aldığı, davacının, yaklaşık 6 ay boyunca vermiş olduğu karton bardak siparişine karşılık ödemiş olduğu sipariş avansının gereği yerine getirilmeden, yani verilen sipariş teslim edilmeden, 30 kez aynı işlemi tekrar etmesinin ticarî hayatın olağan akışına uygun düşmediği, kaldı ki, davalı şirket kaşesi bulunmayan ödeme belgelerinde ismi geçen …’nin, Ankara Batı 1. İş Mahkemesinin 2018/217-773 E.K. Sayılı ilamından anlaşıldığı üzere davalı şirkette satış temsilcisi/plasiyer olarak görev yaptığı, muhasebeci vs. olmadığı, tahsilat yetkisinin bulunmadığının değerlendirildiği, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığının görülmesi üzerine davacı vekiline bu husus 27/10/2020 tarihli oturumda hatırlatılmış, yemin deliline dayanacaklarını belirten ve yemin metnini hazırlayıp dosyaya sunmak üzere süre talep eden davacı vekili tarafından, verilen süre içerisinde yemin metni sunulmamış ve karar tarihli oturumda yemin deliline dayanma talebinden vazgeçtikleri, davalı şirketten alacaklı olduğunu yeterli delillerle ispatlayamadığı, dolayısıyla aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazında davalının haklı olduğu, bununla birlikte davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek Davanın REDDİNE, koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Taraflar arasındaki ilişki cari hesap ilişkisi değil, açık hesap ilişkisi olduğu makbuzların cari hesap ilişkisi çerçevesinde değil, açık hesap ilişkisi hükümlerine göre incelenmesi gerekmekte iken dosyaya kazandırılan eksik ve hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğu, Yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda …’nin ticari vekil olup olmadığı hususunun denetime elverişli olacak şekilde tartışılmadığı bildirilmiştir.
2-Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; Kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik incelemeye dayalı karar verilip verilmediği hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/2 esas sayılı takip dosyası ile; Davacı (alacaklı) vekili tarafından 174.715,71 TL asıl alacak, 2.753,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 177.469,28 TL alacağın tahsili amacıyla davalı (borçlu) şirket aleyhine 29/12/2017 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/2 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, asıl alacağının dayanağı olarak cari hesap alacağının gösterildiği, 02/01/2018 tarihli ödeme emrinin davalı borçluya 05/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 10/01/2018 havale tarihli dilekçeyle itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davacı … …’ın ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalı şirketten 174.715,71 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı … …’dan 17.538,29 TL alacaklı gözüktüğünün tespit edildiği, 31.03.2017-20.09.2017 tarihleri arasında ödenen toplam 192.254,00 TL tutarındaki verilen sipariş avansının davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği, davacı vekilinin 10.10.2019 tarihli dilekçesi ekinde sunulan 30 adet ödeme belgesi incelendiğinde teslim alan kısmında sadece … ismi ve imzasının yer aldığı belirlenmiştir.
“Tutanaktır” başlıklı belgelerin incelenmesinde 03.04.2017 tarihinde 07.04.2017 tarihinde 20.08.2017 tarihinde ve 2017 yılı diğer tarihlerde 30 adet belge ile … firmasından 200 koli vesair bardak ücreti olarak belirtilen tutarları aldığı belirtilerek Teslim alan … teslim eden … … imzaladıkları bir kısım belgelerde teslim eden olarak imza bulunmasa da teslim alan olarak … isminin yer aldığı görülmüştür.
Ankara Batı 1. İş Mahkemesi’nin 2018/ 217 esas, 2018/773 karar sayılı ilamının incelenmesinde; dava dilekçesinde … tarafından … Anonim Şirketi aleyhine iş sözleşmesinin haklı sebeple dayalı kıdem ihbar tazminatı gibi alacakların talep edildiği davacı tarafın dilekçesinde 21.01.2015 tarihinde davalı şirkette satış temsilcisi plasiyer olarak işe başlayıp 30.01.2018 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını belirterek açıklamasında çalıştığı dönemde muhasebe işi yaptığını telefona bakma, tahsilata çıkma temizlik yükleme işi gibi farklı işlerin de yaptırıldığını belirttiği; mahkemece 06.12.2018 tarihli karar ile davalı vekilince davacının şirket bünyesinde 21.01.2015 tarihinde vasıfsız işçi statüsünde çalıştığı hususunun belirtildiği mahkemece davanın kabul edildiği İstinaf edilmemesi üzerine hükmün 23-01.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 551. maddesinde; “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” ;
Türk Borçlar Kanunu’nun 547. maddesinin birinci fıkrasında ise ticarî temsilci düzenlenmiş olup maddede; “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.
Ticarî temsilcilik; bir sözleşme olmayıp, tek taraflı bir hukukî işlemle verilen temsil yetkisini içerir. Buna bağlı olarak, ticarî mümessillik işletme sahibinin iradesine dayanır. Dolayısıyla burada söz konusu olan temsil yetkisi kanuni değil, iradi temsil yetkisidir.
Geniş bir faaliyet alanı ve iş hacmine sahip ticarî işletmelerde, bu işletmeyi kendi adına işleten kişinin (tacir), bütün işleri tek başına yürütmesine imkân yoktur. Bu nedenle tacir, ticarî işletmesiyle ilgili faaliyetleri yürütürken, başka kişilerin (tacir yardımcıları) emek ve mesailerinden de yararlanır. Tacir yardımcılarının bir kısmı, tacire bağımlı olarak çalışır; bunlar, tacirin verdiği talimat çerçevesinde ve onun nezaret-denetimi altında faaliyet gösterirler. Tacire yardımcı olan kişilerin diğer bir bölümü ise, çalışma yöntem ve zamanını serbestçe belirleme yetkisine sahip, bağımsız yardımcılardan oluşur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2022 tarih, 2019/(19)11-258 E, 2022/138 K sayılı kararı).
O halde mahkemece davalı şirket adına …’nin tahsilat yetkisi bulunup, bulunmadığı başka tahsilatlar da şirket adına yapıp yapmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.
Açıklanan nedenle dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davalı yanın istinaf itirazı bu aşamada incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/141 Esas, 2020/671Karar ve 17/12/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıran taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”