Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/345 E. 2023/504 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/345 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/263 E – 2021/119 K

DAVACILAR
VEKİLİ : Av. … – [elektronik tebligat ]

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – [elektronik tebligat ]

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkili ile davalı arasında bir akdi ilişki olmadığını, müvekkilinin iyiniyet çerçevesinde karşılıklı olarak toplam miktarları aynı olan 4 adet çek ile 4 adet bonoyu karşılıklı takas ettiklerini, 30.09.2018 vadeli 50.000TL bedelli bono karşılığında… şubesi 15.11.2018 vadeli 50.000TL bedelli çek, 30.10.2018 vadeli 50.000 TL bedelli bono Karşılığında… şubesi 15.12.2018 50.000 TL bedelli çekin karşılıklı teminat kabul edildiğini, 10.11.2018 vadeli 50.000 TL bedelli bono ve 10.12.2018 vadeli 50.000 TL bedelli bono karşılığında çek verilmediğini, karşılıklı teminat kabul ettiklerini, müvekkilinin piyasada mal tedarik ederken kendi çek karnesi olmadığı için bu yöntemle çek tedarik ettiğini, bonoların müvekkili tarafından davalı şirkete teslim edilmiş olduğunu, takas için anlaştıkları üzere 4 adet çekten sadece 2 tanesini müvekkiline verdiğini, diğer iki adet çekin taraflarına verilmemesine rağmen 2 adet bono için müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, 10.11.2018 vade tarihli bono ile ilgili bir başka şirketçe Eskişehir 2.İcra Dairesi 2019/686 E. Sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının almış olduğu 4 adet bonoya karşılık senet vadelerinden 45 gün sonrasına yazılmak üzere 4 adet 50.000 toplam 200.000 TL çek vermesi gerekirken sadece 2 adet çek verildiğini, bu çeklerin… şubesi 15.11.2018 vadeli 50.000 TL bedelli, … şubesi 15.12.2018 vadeli iki adet çek olduğunu, davalının vermesi gereken 15.01.2019 ve 15.02.2019 vadeli çekleri vermediğini, davalının teslim ettiği çeklere atfen müvekkilinin elindeki 1 numaralı ve 2 numaralı senet bedeli olarak banka yoluyla ödendiğini, taraflar arasında bir ticari mal alışverişi olmadığını, tarafların karşılıklı olarak teminat altına aldıkları çek ve senetler mevcut olduğunu, davalının bu sebeple iki adet daha çek vermesi gerekirken bu çekleri vermeyerek elinde kalan iki adet senedi haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine koyduğunu, bu bonoların çeklerin teminatını oluşturduğunu, hayatın olağan akışına göre hiç kimsenin 100.000,0TL’lik çeke teminat olarak 200.000,0TL’lik senet vermeyeceğinin aşikar olduğunu belirterek Eskişehir 2.İcra Dairesi 2019/687 E. Sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkilinin lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … Ltd. Şti vekili, TTK’ya göre bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olduğunu, bağımsız bir borç ikrarını içerdiğini, davacıların imza inkarında bulunmadıklarını, dolayısıyla davacıların kambiyo ilişkisinin varlığını kabul ettiklerini, icra takibine konu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, söz konusu senedin borçlulardan … tarafından eşi…’in erkek kardeşi…’in ortak oldukları … … A.Ş’den kalma borçlarını ödemek amacıyla verildiğini, davacı şirketin kurucusunun …, diğer davacı … … … Ltd. Şti’nin kurucusunun …’ın kardeş olduklarını, davacı … ile …’ın davalı şirkete borçlu dava dışı … … A.Ş’nin ortakları ile akrabalık ilişkileri ve … A.Ş isimli şirketin batmasından sonra yeni kurulan şirketlerin adreslerinin aynı olması ve hatta şirketlerin iştigal konularının da aynı olması şirketler arasında organik bağ olduğunu ve aradaki asıl ilişkiyi açıkladığını, tüm bu nedenlerle davalı şirketin ticari hayat ve ekonomik koşullar da değerlendirildiğinde, davacılarla aralarında hiçbir akdi ilişki yokken üstelik cezai sorumluluğu da bulunan çekleri sırf davacıların ticari faaliyetlerini sürdürebilsinler diye vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, Eskişehir CBS’nin 2020/13795 Sor. (Bursa CBS’nin 2019/115426 Sor sayılı olup Eskişehir’e yetkisizlik ile gönderilen dosyasının incelenmesinde müştekileri …, … olan şüphelileri … ve meçhul sanık olan tefecilik yapmak ve dolandırıcılık suçlamasıyla başlatılan soruşturmada şüpheliler hakkında atılı suçların işlendiğine veya unsurlarının oluştuğuna dair hiçbir somut delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği verilen karara herhangi bir itirazın olmadığı; dava konusu bononun teminat bonosu olduğu iddiasının yazılı veya başkaca kesin delillerle ispatının yükü davacı tarafa ait olup, yazılı veya kesin nitelikte delil sunulamaz ise davacı taraf yemin deliline dayandığı, davacı tarafça yemin hakkı kullanılmadığından ispat yükü kendisinde bulunan davacı tarafça, dava konusu bononun teminat bonosu olduğu hususu ispatlanmadığından davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili tarafından; Tarafların ticari defterlerinin incelenmediği, dava konusu bononun tek başına olmayıp seri bonolardan olduğu, taraflar arasında her biri 50.000,0TL bedelli 4 bono düzenlendiği ve bu bonoların 1’den 4’e kadar numaralandırıldığı, davalının da kabulünde olduğu gibi 1 ve 2 numaralı senetlere ilişkin 15.11.2018 ve 15.12.2018 vadeli iki adet çekin müvekkillerine verildiği, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun yanlış değerlendirildiği, davalı cevap dilekçesindeki beyanı ile senedi talil etmesi ile ispat külfetinin davalıya geçtiği, müvekkillerinin kendilerine borçlu olmadığını ikrar ettikleri ve bu ikrarlarına da dava dışı bir kişinin borçlu olduğunu ve bu maksatla bononun verildiğini söylediklerini, davalı tarafın böylece bağlantısız bileşik ikrarda bulunmuş olup ikrara yeni eklenen vakıanın davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, KYOK kararına müvekkillerden … tarafından itiraz edildiğinden Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin hatalı olduğu, bunun yanında müvekkillerinin savcılık dosyasında itiraz edip etmemelerinin de bu dava ile doğrudan bir ilgisinin bulunmadığı bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu senetlerden davacının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 2.İcra Dairesinin 2019/687 E. sayılı dosyasında; … Ltd.Şti tarafından … Ltd.Şti, …, …, ….Ltd.Şti. Aleyhine 50.000,0TL miktarlı 15.08.2018 tanzim tarihli, 10.12.2018 vadeli senede dayalı olarak 23.01.2019 tarihinde kambiyo takibi yapıldığı, ekli senedin incelenmesinde; davacı … Gıda Ltd.Şti. tarafından keşide edildiği, davacı … … Ltd.Şti., aval verenlerin … ve … olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacıların dava konusu bonolarda keşideci ve aval veren konumunda bulundukları, senetlerin çeklerin teminatı olarak verildiği iddiasının davacı tarafça kesin delillerle kanıtlanamadığına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın istinaf eden davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 07/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”