Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2020
ESAS-KARAR NO :…..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit -Çek istirdatı
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar ……..vekilleri ile davalı ……vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, takibe konulan çekten kaynaklı olarak borçlu olunmadığının tespiti ile müvekkili… A.Ş. için ilgili çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, öncelikle arabulucuya başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan ve yetki itirazları nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacıya verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça arabuluculuk tutanağının sunulmadığı gerekçesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A-1 maddesi ve HMK nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran;
1-Davacı … Şirketi vekili tarafından; mahkemece duruşma günü verilmesine rağmen gün beklenmeksizin davanın usulden reddedildiği, menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, kaldı ki çek istirdatı da talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığı bildirilmiştir.
2-Diğer davacılar … vekili tarafından; çekin lehdar firma tarafından kendilerine ciro edildiği, kendilerince de cirolanıp ….. Şirketine borca karşılık kargoya verildiği, kargo poşetinden çalınmış olduğunu bildirim üzerine öğrendiklerini, savcılık soruşturmasında kargo görevlilerinin suçu ikrar ettikleri, davaya konu çekin de bulunduğu 4 çek için 30.03.2020 tarihinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/202 E. Sayılı dava ile çek iptali davasının açıldığı, ilan üzerine çek ortaya çıkmadığından mahkemece 2020/296 karar sayılı ilamla tüm çeklerin iptal edildiği, 14.07.2020 tarihinde davaya konu çekin keşide tarihinden 2 gün önce kesinleştiği daha sonra kötüniyetle 2020/3736 esasla icra takibine konulduğu, çeklerin iktisabında davalının kötü niyetli olduğu, menfi tespit davalarının arabuluculuğa tabi olmadığına Yargıtay 19.HD.ce karar verildiği,öninceleme tutanağının taraflarına tebliğ edilmediği, hak arama hürriyetine aykırı olduğu bildirilmiştir.
3-Davalı … vekili de; davanın vekille temsil edilmesine rağmen lehe vekalet ücretine hükmedilmediği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuğa başvuru koşulunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, İİK’nin 72.maddesine dayalı takibe dayanak kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) ve çek istirdatı istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 19.12.2018 tarihli ….. Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır….” denilmiştir.
Maddede belirtildiği üzere ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını yasa dava şartı haline getirmiştir.
Öncelikle yasayla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesinde gösterilen genel dava şartlarına ek olarak bir özel dava şartı getirildiğinden, bu dava şartının ne şekilde anlaşılıp uygulanacağı üzerinde durmak gerekir.
Dava şartları mahkemece bir davanın esasına girilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu şartlardır. Dava şartları taraflarca ileri sürülmese dahi hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Dava şartı tamamlanmıyor ya da tamamlanamıyor ise mahkemece davanın usulden reddine karar verilir (HMK m.115).
Bu bakımdan dava şartlarının yanlış uygulanması bir dava engeli ve mahkemeye erişim hakkı ile bu kapsamda adil yargılanma hakkına saldırı sayılır (AİHS m.6).
Özel dava şartlarının bu niteliği gereği dar biçimde yorumlanmaları gerektiği değerlendirilerek ve menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususunda Yargıtay ilgili daireleri arasındaki içtihat farklılığı giderilerek sonuçta Yargıtay 11.HD.ce verilen 21.09.2021 Tarih, 2020/4551E,2021/5618K sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazıldığı, TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklediği, bu nedenle menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır.
Dairemizce de Yargıtay daireleri arasındaki içtihat farklılığının giderilmiş olması dikkate alınarak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında da dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre diğer istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinaf eden Davacılar vekillerin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/444 Esas, 2020/605 Karar sayılı 02/11/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma nedenine göre diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde istinafa gelenlere İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
….
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”