Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/30 E. 2022/1018 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/30 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1018

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/556 E 2020/460 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya ürünler teslim ettiğini, teslim edilen ürünler kapsamında faturalar düzenlenerek davalıya iletildiğini, ancak davalının müvekkiline alacaklarının tamamını ödemediğini, tarafların 2014-2017 yıllarına ait ticari kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının tespit edileceğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari) faizi ile birlikte davalı borçlu şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13/07/2020 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 103.568,00 TL olarak artırmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; yetki itirazında bulunduklarını, davacının taraflar arasındaki 2014-2017 yılları arasındaki ticari ilişki çerçevesinde faturaya dayalı alacak iddiasında bulunduğunu, aynı alacağa dayalı olarak Malatya İcra Müdürlüğünün 2018/26599 sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz ile takibin durduğunu, bu nedenle davacının aynı alacağa dayanarak bağımsız yeni bir alacak davası ikame etmesinde korunmaya değer güncel, hukuksal bir yarar bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını bildirerek haksız, mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı tarafından ayrıca davalı hakkında Malatya İcra Müdürlüğü nün 2018/26599 E sayılı takip dosyasında, 28/06/2018 tarihinde, 5 adet faturaya ilişkin 103.568,00 TL nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptaline yönelik bir dava açıldığına dair taraflarca beyanda bulunulmadığı, bu durumda davacının alacak istemli bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davayı açmaya engel bir husus bulunmadığı, davalı tarafından mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuşsa da, TBK 89. Madde kapsamında , taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında faturalara dayalı para alacağı talep edildiği, alacaklı davacının ikametgahı mahallindeki mahkemenin yetkili olduğu , HMK nın 221.maddesi kapsamında mahkememizce resen tarafların BA-BS formları celp edildiği, davalı tarafından, defter ve kayıtların zayi olduğunun tespitine yönelik mahkeme kararının ibraz edildiği, davacının defter ve kayıtları ile dosyaya kazandırılan BA-BS formlarının incelenmesi yönünden alınan bilirkişi raporunda; davacının davada talep ettiği alacağın dayanağı faturaları 2014-2017 yıllarına ilişkin BS formları ile ilgili vergi dairesine beyan ettiği, 2014-2019 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu ve davacı kayıtlarında davacının davalıdan 31.12.2017 tarihi itibariyle 284.128,53 TL alacaklı gözüktüğü, davalının dosya kapsamına ticari defterlerini sunmadığı gibi, incelenmesi için bulunduğu adresi de beyan etmediği, ancak, davalının dosya kapsamındaki 2014-2017 yıllarına ilişkin BA formlarında beyan ettiği davacı faturalarının ve tutarlarının davacının BS formlarındaki tutarlarla uyuştuğu, diğer bir ifadeyle BS ve BA formları dikkate alındığında davacı faturaları üzerinde bir çekişmenin bulunmadığı, taraflar arasında süregelen ticari satım ilişkisinin bulunduğu, her ne kadar davalı yanın kayıtları incelenememiş ise de vergi dairesince gönderilen kayıtlardan mal alımının davalı tarafından vergi dairesine beyan edildiğinin anlaşıldığı, fatura konusu malların teslim alınmadığına dair savunma bulunmadığı, davalı tarafından TTK 23.maddesi kapsamında usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulduğuna dair de delil sunulmadığı gözetildiğinde, davacının satım bedeline ilişkin bakiye alacağının tahsili haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, daha önce alacağın icra takibi ile talep edildiği, temerrüdün bu tarih itibariyle oluştuğu 103.568,00 TL nin 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; hükme bağlanan alacağın kısmi alacak olduğunu, mahkemenin davada yetkisinin bulunmadığını, davalının ikamet mahkemesinin yetkili olduğunu, davanın Malatya mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davalı aleyhine girişilmiş bir icra takibi varken bu davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, sadece davacı yanın ticari defter kayıtları incelenerek tek taraflı eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, müvekkiline ait ticari defter kayıtlarının zayi olduğunu, bu durumun aleyhe kullanılamayacağını bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmadan karar verildiğini, temerrüt tarihinin yanlış belirlendiğini, davanın kısmi dava olup faizin başlangıç tarihinin ıslah edilen kısma yönelik ıslah tarihinin esas alınması gerektiğini, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu mal bedeli için düzenlenen faturalar kapsamında davalı yandan alacaklı olup olmadığı ve faizin başlangıç tarihine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle dava konusu faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmasına, taraflarca faturanın ilgili vergi dairelerine BA/BS formu ile bildirilmiş olmasına, takip tarihi itibariyle davalı ticari defter kayıtlarının zayi olması nedeniyle ibraz edilemediği ancak faturaların vergi bildirim formları ile vergi dairesine bildirildiği gibi davadan önce davalının temerrüde düşürülmesine, dava ve ıslah dilekçesi ile de alacak için 26/06/2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin istenilmesine, mahkemece 103.568,00TL alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.074,73TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.823,08TL harcın mahsubu ile bakiye 5.251,65TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 06/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”