Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/255 E. 2021/1048 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2020
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; takip konusu 02/06/2017 düzenleme tarihli, 02/09/2017 vade tarihli 100.000,00 TL miktarlı bono olan Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyasının borcu, müvekkilinin aval veren sıfatıyla icra tehdidi altında bulunması sebebiyle 13/07/2020 tarihinde asıl alacak, faiz, vekalet ücreti, masraf ve harç dahil olmak üzere dosya kapak hesabının tamamı 168.506,84 TL olarak ödendiğini, aval verenin kanuni başvuru hakkı uyarınca işbu davaya konu icra dosyası ile ödenen miktarın genel haciz yoluyla tahsili ile tabi ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığında, davalının itiraz ettiğini bildirerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, iptali istenen itirazın yapıldığı takibe dayanak bono her ne kadar kambiyo senedi olarak TTK’da düzenlenmiş olsa da senedin doğumuna neden olan temel ilişkinin bir miktar para borcu alacağına dayandığı, davalı ve davacının tacir olmadığı ve davanın TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran vekili, takip konusu 02.06.2017 düzenleme tarihli, 02.09.2017 vade tarihli 100.000,00 TL miktarlı bono olan Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün…. E. Sayılı dosyasının borcunun, müvekkilin aval veren sıfatıyla icra tehdidi altında bulunması sebebiyle 13.07.2020 tarihinde asıl alacak, faiz, vekalet ücreti, masraf ve harç dahil olmak üzere dosya kapak hesabının tamamı 168.506,84 TL olarak ödenmesi sebebiyle aval verenin başvuru hakkı uyarınca davalı hakkında başlatılan icra haksız itirazın iptaline ve haksız yapılan itiraz sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edildiği, mahkemece görevsizlik kararı verildiği, takibe dayanak kambiyo senedinin düzenlenmesine sebep olan temel ilişkiden bağımsız olarak 6102 sayılı TTK’nda özel olarak düzenlenen aval verenin başvuru hakkı olup, aynı kanunun 4A maddesi uyarınca mutlak ticari dava olduğunu, belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, dilekçeler aşaması tamamlanmadan dava şartlarına yönelik karar verilip verilemeyeceği ve somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine dayalı alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı yan avalisti olduğu bono nedeni ile bono bedelini ödemek zorunda kaldığını, ödemiş olduğu tutarın tahsili için bononun keşidecisinden tahsili için giriştikleri takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyanla eldeki itirazın iptali davası açmış, mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin mutlak ticari dava olmadığı gerekçesi ile dilekçeler aşaması yerine getirilmeksizin tensip ile asliye hukuk mahkemesine görevsizlik karar vermiştir.
Öncelikle dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlükte olduğu 12.03.2019 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (Madde 118,126-136) 2-Ön inceleme, (Madde 137-142) 3-Tahkikat (Madde 143-293) 4-Sözlü yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre, usule ilişkin kararın verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. 127/1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m.136/1) beklenmesi, davacı dilekçe verdiğinde bunun davalı tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın 137/1. fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1.madde hükmü de bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. 6100 sayılı HMK’nın 138. maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebilir ise de; bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir.
Bu genel anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğinin yapılmayıp, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik nedeniyle usulden ret kararı verilmesi Anayasa’nın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkına aykırıdır.
Bu nedenlerle Mahkemece 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeyip dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik nedeniyle usulden ret kararı verilmek suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemenin kabulüne göre de; davacı yan aval veren olarak TTK m. 702/3 hükmüne dayalı olarak kambiyo senedinden ötürü lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye kambiyo senedinin bedelini ödediği iddiası ile istemde bulunduğu dikkate alındığında TTK m. 4 hükmü uyarınca mutlak ticari nitelikte bir dava olup görevsizlik kararı verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının HMK m. 353 hükmü uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı ve 18/12/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….