Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/231 E. 2023/657 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/231 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/657 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2020
ESAS NO : 2019/414 E 2020/762 K

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı … arasında 2018 yılı içerisinde davalıya ait … İşletmesinin devri ile ilgili yazılı hisse devir sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşme gereğince devir bedeli ediminin tamamının müvekkilleri tarafından ödenmek suretiyle yerine getirilmesine ve davalının kötüniyetli olarak tahsil ettiği bono bedelleri ödenmiş olmasına rağmen iade etmediğini, taraflar arasında başka bir ticari ilişki ya da cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davalının müvekkilden anlaşılmaz şekilde 17.000,00 TL daha talep ettiğini, bu haksız talebin müvekkilleri tarafından karşılanmaması üzerine bonoya dayalı icra takibi başlattığını belirterek müvekkillerinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin devirle son bulmadığını, kar payı nezdinde devam ettiğini, davacıların devirden sonra müvekkili üzerinden kırtasiye firması ile açık hesap alışveriş yaptıklarını, bu borçları dahi ödemediklerini, kırtasiye firmasına borcun müvekkilince ödendiğini, her ayın 5 inde gelir gider envanterine göre dağıtılacak olan kar payının dağıtılmadığını, dolayısıyla davacıların devir dışında borçlarının bulunduğunu, devir sözleşmesinde belirtilen net karın iki katı tutarında müvekkiline yapılacak ödemenin yapılmadığını, ödendiği iddia edilen miktarların senet borcuna mahsuben olmadığını, davacıların parça parça müvekkiline olan diğer ortaklık borçlarını ödediklerini, ödendiği iddia edilen 50.000,00 TL’nin çek ödemesi olduğu, senet ödemesi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takip dayanağı senedin nakden kaydı ile düzenlendiği, davalının senedin kırtasiye alışverişi ve kar payı karşılığında düzenlendiğini iddia ettiği, bu durumda senedin veriliş nedeninin davalı tarafça talil edildiği, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının davacıya mal teslim ettiğine ilişkin tevsik edici bilgi belge ve somut delil sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kök rapor ile ek raporun çeliştiğini, talil durumunun bulunmadığını, yanlış anlama ile hatalı karar verildiğini, senede karşı ödeme yapılmadığını, diğer sebeplerle ödeme yapıldığını, banka havalelerinde senet açıklamasının bulunmadığını, borcun mal alışverişine dayanmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacıların takibe konu senet nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 29.İcra Müdürlüğünün 2019/8589 Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesine göre, 25/06/2019 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine 15/11/2018 vade tarihli 50.000,00 TL bono dayanak gösterilerek 50.000,00 TL asıl alacak, 2.724,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.724,66 TL alacağın tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dava konusu senette davacıların keşideci ve avalist, davalının lehtar olarak yer aldığı, senedin 12/10/2018 keşide tarihli, 15/11/2018 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli ve nakden ihdas nedenli olduğu görülmüştür.
Davacı … ile davalı … arasında bila tarihli, … Hisse Devri Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, sözleşmede davalı …’a ait … … ruhsatının tamamının %75 …, %25 … ortaklığında kurulacak yeni şirkete 150.000,00 TL bedelle devredileceği, devir bedelinin 3 taksit halinde 15 Ağustos 2018, 15 Kasım 2018 ve 15 Şubat 2019 tarihlerinde davalı …’ın şahsi hesabına havale yapılmak suretiyle ödeneceği, ödeme aracının düzenlenecek olan senetlere bağlı olarak belirlendiği hususlarına yer verilerek diğer konularda da düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Davalı …’ın banka hesabından davalının banka hesabına devir bedeli açıklaması ile 16/08/2018 tarihinde 25.000,00 TL, 31/08/2018 tarihinde 15.000,00 TL, 06/09/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 14/09/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 20/11/2018 tarihinde 30.000,00 TL, 19/12/2018 tarihinde 20.000,00 TL olmak üzere 100.000,00 TL ödeme yapıldığı, dava dışı keşideci şirket tarafından davalı lehine düzenlenen 28/02/2019 keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli çek suretinin altında, davalı ile davacı … arasındaki protokol gereğince devir taksidine istinaden 50.000,00 TL için verilmiş çek karşılığı nakden 27/02/2019 tarihinde (senet karşılığı) elden tahsil edildiği, çekin davacı …’a teslim edildiği belirtilmek suretiyle davalı … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
Davacılar, devir bedeli olan 150.000,00 TL için senetler verildiğini, senet bedellerinin ödendiğini, buna rağmen senetlerden 15/11/2018 tarihli senedin davalı tarafından haksız olarak takibe konulduğunu ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı ise ödemelerin senetlere ilişkin olmadığını, başka sebeplere dayandığını, ortaklık ilişkisi nedeniyle alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Davalının beyanları incelendiğinde açıkça dava konusu senedin ortaklık ilişkisi kapsamında kar payı ve kırtasiye malzemeleri nedeniyle alındığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda senedin veriliş nedeninin talil edildiğinden bahsedilemez. Bu durumda mahkemece davalının senedin veriliş nedeni talil ettiği ve ispat yükünün davalıda olduğu, davalının iddiasını ispat edemediği gerekçesi nedeniyle davanın reddi yerinde değildir. Davalı ile imzalanan protokol gereği devir bedeli için senetlerin verildiği açık olup davalı tarafından devir bedeli açıklaması ile banka yoluyla yapılan ödeme ve açıklamalı çek ödemesi dikkate alındığında davacılar tarafından devir bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır. Davacıların devir bedeli karşılığı verdiği senet bedelini ödediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davanın kabulüne yönelik kararın sonucu itibariyle doğru olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/414 Esas 2020/762 Karar ve 30/11/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a- Davanın KABULÜ ile;
Davacıların davalı … Işıktaş’a Ankara 29.İcra Müdürlüğünün 2019/8589 esas sayılı icra takibi dosyasına dayanak 12/10/2018 düzenleme, 15/11/2018 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, taraflar yönünden senedin iptaline,
b-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.415,50 TL harçtan, peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
c-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yatırılan 898,28 TL harç toplamı ve 1.781,83 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.680,11 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan 54,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 08/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”