Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/228 E. 2023/619 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/228 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/619

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/622 E 2020/720 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/02/2008 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, daha sonra 23/09/2008 tarihinde protokol düzenlenerek sözleşmenin karşılıklı olarak fesh edildiğini, davalı tarafından test bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının talep ettiği test bedellerine ilişkin olarak daha önce Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın red edildiğini, kararın kesinleştiğini, talep edilen bedeller konusunda kesin hüküm bulunduğu gibi taraflar arasındaki sözleşmenin TTK’nın 89. maddesi gereğince cari hesap sözleşmesi olduğunu ve alacağın zamanaşımına uğradığını, protokolle tarafların üzerine düşen edimleri yerine getirmesi halinde birbirlerini ibra etmiş sayılmaları noktasında uzlaşma sağlandığını, müvekkili şirketin edimini yerine getirerek cihaz bedellerini ödediğini ancak davalı tarafından cihazların teslim edilmediğini bu nedenle müvekkili tarafından Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, ilgili mahkemece eksik ve hatalı değerlendirme nedeni ile davanın red edildiğini, kararın temyiz aşamasında olduğunu, davalının red kararının ardından test bedelleri için takip başlattığını belirterek müvekkilinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kesin hüküm itirazının yerinde olmadığını, davacının bizzat 56.376,00 TL test bedeli alacağının ödenmediğini beyan ve ikrar ederek bu miktar mahsup edildikten sonra bakiye 536.499,85 TL alacak için Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası üzerinden müvekkili tarafından davacı aleyhine açılan davada davacının protokolde yer alan çek bedellerini ödediği ancak müvekkili şirkete teslim etmesi gereken 56.376,00 TL tutarındaki testleri teslim etmediği, müvekkili şirketin de cihazları teslim etmediği tespitlerinden hareketle edimlerin karşılıklı yerine getirilmemesi nedeniyle edimini yerine getirmeyen tarafın karşı edimi isteme hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın red edildiğini, davacının 6.Asliye Ticaret Mahkemesi kararını yanlış yorumladığını, kesin hüküm bulunmadığını ayrıca alacağın protokol hükümlerinden kaynaklanan alacak olduğunu, zamanaşımına uğramadığını, müvekkili şirketin protokol hükümleri gereğince üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından takibe konu test bedeli olan 56.376,00 TL’nin Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/732 Esas sayılı dosyasında dava konusu edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği, bu bedelle ilgili olarak taraflar arasında kesin hüküm oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/868-2018/632 sayılı kararı üzerine takibe geçmesi nedeniyle kötüniyet tazminatı yönünden şartların oluşmadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesi kararını yanlış yorumladığını, kesin hüküm itirazının yerinde olmadığını, ilgili mahkeme kararında edim yerine getirilmeden karşı edimin ifasının talep edilemeyeceği belirtilerek müvekkilinin cihazları teslim borcunu yerine getirmeden test bedellerini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararda müvekkilinin test bedeli alacağı olmadığına dair bir tespit bulunmadığını, davacının Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada 56.376,00 TL test bedeli alacağının ödenmediğini kabul ederek bu miktar mahsup edildikten sonra 536.499,85 TL alacak talebinde bulunulduğunu, kararda cihazların müvekkili tarafından teslim edildiği, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiği, ödenmeyen test bedellerini talep hakkı olduğunun hüküm altına alındığını, ilgili dosya incelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, alacağın cari hesap sözleşmesine değil protokole dayalı olması nedeniyle zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, test bedelleri ile ilgili kesin hüküm bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 28.İcra Müdürlüğünün 2018/9256 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesine göre, 08/08/2018 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ödenmeyen test bedellerine istinaden 56.376,00 TL asıl alacak ve 80.196,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 136.572,80 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Taraflar arasında 01/02/2008 tarihinde 2 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin ayrıca cari hesap sözleşmesi olduğunun kararlaştırıldığı, 23/09/2009 tarihinde tarafların karşılıklı olarak anlaşarak bayilik sözleşmesini fesh eden protokol imzaladıkları, protokol gereğince; davacı şirket tarafından davalı şirkete satılan ve halen davalı şirketin elinde bulunan cihazların iade edilmesi karşılığında 394.000,00 TL senet verilmesi ve senetin 15/10/2008 tarihine kadar eşit vadelerle 3 ay içinde ödenmek üzere çeklerle değiştirilmesi, davacı şirketin davalı şirkete ait 23/09/2008 tarihi itibarıyla elinde bulundurduğu çekleri iade etmesi ve 61.752,68 TL davalı şirketten talep edilmeyecek borcun ödenmiş kabul edileceği, davacı şirket tarafından leasing yolu ile davalı şirkete satılan cihazların çeklerin ödenmesi ile leasing borçları kapatılarak mülkiyetleri davacı şirkete devredileceği, 56.376,00 TL tutarında davalı şirket tarafından bedeli ödenen testlerin fatura kesildikten sonra davalı şirkete teslim edileceği ve bu şekilde tarafların birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmıştır .
Bayilik sözleşmesi ve protokole dayanılarak …. Şti. tarafından … A.Ş aleyhine Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/732 Esas sayılı dosyası üzerinden protokol gereğince … A.Ş’nin ödemesi gereken 194.000,00 TL’yi ödemediği, bedeli ödenen 56.376,00 TL’lik test malzemesini teslim etmediği iddiası ile 194.000,00 TL ve 56.376,00 TL alacağın tahsili için dava açıldığı, mahkemece kendi edimini ifa etmeyen davacının karşı edimin ifasını isteme hakkı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verildiği, hükmün Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23/09/2014 Tarih 2013/1706-2014/13993 Sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Bayilik sözleşmesi ve protokole dayanılarak … A.Ş. tarafından …. Şti. aleyhine Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/868 Esas sayılı dosyası üzerinden protokol gereğince davalı …. Şti.’ne 394.000,00 TL’lik bono ve 56.376,00 TL’lik malzeme verileceği, davalı …. Şti. ise leasing sözleşmesi ile alınan ve davalıda bulunan iki adet cihazı davacıya teslim edeceği, davacının protokolde belirlendiği gibi bonoyu çekle değiştirdiği ve 394.000 TL’lik çek bedelini ödediği, buna rağmen davalının cihazları teslim edilmediği iddiası ile ödenen çek bedeli ile bakiye alacağını davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemiyle dava açıldığı, mahkemece söz konusu cihazlardan birinin davacının bilgisi dahilinde hastanede kurulu olduğu, bu cihazın davacının zilyetliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, diğer cihazın ise yapılan ihtara rağmen teslim alınmadığı ve ayrıca protokole göre yazılı malzemenin de teslim edilmediği görülerek karşı tarafın protokol gereği edimlerini yerine getirmediğinden bahisle protokolden dönülerek davaya konu bedellerin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, hükmün temyiz aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Kesin hüküm, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, bir davanın diğer bir davada kesin hüküm teşkil etmesi için taraflarının, dava sebeplerinin ve dava konusunun aynı olması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca kesin hüküm dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Somut olayda Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/732 Esas sayılı dava dosyasının tarafları, dava sebebi ve dava konusu aynı olduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.329,28 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.332,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.996,96 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”