Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/212 E. 2021/658 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
ESAS-KARAR NO : …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığını, takibe dayanak bonolar altındaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ve takibe dayanak bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu dört adet senedin görünüşte davacı tarafından dava dışı lehtar … … … … adına düzenlendiğini, ancak senetlerdeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığının tespit edildiğini belirterek davacının davasının kabulü ile davalıya senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında herhangi bir bilirkişi raporu alınmadığı, ceza soruşturması sırasında alınan rapor ile eksik incelemeyle hüküm tesis edildiği, davacının aşamalarda imzanın kendisine ait olmadığına dair beyanının bulunmadığı, bu hususta tanıkları dinlenmeksizin karar verildiği, müvekkilinin yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının da doğru olmadığı, uyuşmazlık zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından bu masrafların da müvekkiline yüklendiği;
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Her ne kadar mahkemece bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş ise de icra takibinin iptali talebi yönünden hüküm tesis edilmediği, mahkemece kötüniyet tazminatı talebinin reddi kararının da yerinde olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bonolar altındaki imzaların davacıya ait olup olmadığı, imza inkarının davalı yana ileri sürülüp sürülemeyeceği, yargılama giderlerinden kimin sorumlu olduğu, kötüniyet tazminatı şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yanca dava dilekçesinde harca esas değer olarak 18.000,00 TL asıl alacak (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) gösterilmiş olup, harç bu miktar üzerinden yatırılmıştır. Dava dilekçesinin netice ve talep kısmında ise Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve takibe dayanak bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine toplam 18.338,92 TL alacağın tahsili talep edilmiş olup, mahkemece davacı vekiline menfi tespit isteminin takibe dayanak bonolara mı yoksa takibe mi olduğu hususu açıklattırılıp, var ise eksik harç ikmal edildikten sonra davacı yanın talepleri hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiştir.
Mahkemece ceza yargılaması sırasında alınan rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmuş, usul ekonomisi dikkate alınarak tekrar imza incelemesi yapılması düşünülmemiş, rapor davalı yana tebliğ edilerek savunma hakkı tanınarak hüküm tesis edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak ceza davası henüz kesinleşmemiş olup, ceza davasında alınan bu rapor hukuk hakimi tarafından hükme esas alınamaz. Bu itibarla mahkemece davacının bonolar altındaki imzası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekecek olup, bu inceleme sonucunda imzaların aidiyetinin tespiti sonrasında hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece imza incelemesi yönünden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından tarafların istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına, kaldırma sebeplerine göre tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin, …Karar sayılı ve 26/11/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, kaldırma sebeplerine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 19/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır