Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/185 E. 2021/562 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
ESAS KARAR NO : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … … A.Ş. vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili ; müvekkiliyle dava dışı … … Ltd. Şti. arasında 15/03/2015 tarihli yem ham maddesi satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkiline teslim edilecek 840 ton damıtılmış mısır küspesi karşılığında davacı şirket tarafından davalılardan … … Ltd. Şti.’ne toplam 822.000 TL. bedelli, 10 adet çek verildiğini, sözleşmeye konu malların en geç 07/10/2015 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen teslim edilmediği gibi çeklerin de iade edilmeyerek … … Ltd. Şti. tarafından diğer davalıya ciro edildiğini, her iki davalı arasında organik bağ bulunduğunu, … … Ltd. Şti. tarafından çeklerin … … AŞ.’ye devrinin gerçek bir mal alış verişine dayanmadığını, verilen 10 adet çekten davaya konu olan 14/10/2015 keşide tarihli, 70.000 TL. bedelli ve 14/10/2015 keşide tarihli, 80.000 TL. bedelli çeklerin davalı … … AŞ. tarafından davalı bankaya devredildiğini ancak, bu çeklerin devrinin davalı … şirketi yönünden 6361 s. Kanun’un 9/2 ve 38. maddelerine aykırı olduğunu, davalı … şirketi tarafından temlik alınan alacağın gerçek bir ticari ilişkiden kaynaklanan alacak olmadığını, davalı … yönünden ise çeklerin teminat amacıyla devredilmiş olması ve çeklerde rehin (teminat) cirosunun geçerli olmaması nedeniyle, davalı …. yetkili hamil olmadığını belirterek davacının dava konusu çeklerden borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2016 gün ve …. K. sayılı ilam ile davalılardan … … Ltd. Şti.’nin, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2016 gün ve…. K. sayılı ilamı ile de davalılardan … … A.Ş.’nin iflasına karar verilmiş olması, iflas kararlarının kesinleşmesinin beklenmesinin, kesinleşmeden sonra da 2. alacaklılar toplantısının beklenmesinin gerektiğinden bahisle dava, … … Ltd. Şti. ile … … A.Ş. yönünden tefrik edilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … şirketi vekili; müvekkilinin 6361 sayılı kanunun 9/3.maddesine uygun olarak dava konusu çeki devraldığını, aynı kanunun 9/2. maddesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, 9/3. maddeye istinaden davacının … … Ltd. Şti. ile arasındaki ilişkiden kaynaklanan def’ileri davalı … şirketine karşı ileri süremeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Banka vekili ise, davalı …. yetkili hamil olduğunu, çekin temlik cirosu ile müvekkiline devredildiğini, davacı keşidecinin diğer şirketlerle olan ilişkiden doğan iddialarını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, … … Ltd. Şti. tarafından önce … … AŞ.’ye ciro edilen dava konusu çek karşılığında, … … Ltd. Şti. ile … … AŞ. arasında gerçek bir alışveriş olduğunun da ispat edilemediği , dava konusu çekin bedelsiz kaldığının davacı tarafından davalılardan … … AŞ.’ye karşı da ileri sürülebileceği, davacının … … AŞ.’ye de bu çekten dolayı borçlu olmadığı,
Davalılardan … … A.Ş. yönünden yapılan incelemede ; 6361 sayılı yasanın 9/3. maddesi hükmünün … işleminin tarafları olan borçlu, önceki alacaklı ve temlik alan … şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hüküm olması, olayımızda 6098 sayılı TBK nın 188/1. maddesi hükmünün uygulanmasının gerekmesi nedeniyle, davacı borçlunun önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı önceki alacaklıdan … sözleşmesi çerçevesinde temlik alan … şirketlerine karşı da ileri sürebileceğinden, davacının 14/10/2015 keşide tarihli ve 70.000 TL. bedelli çekten dolayı davalılardan … şirketine borçlu olmadığı,
Davalı banka yönünden yapılan incelemede ise ; çeklerde rehin cirosu geçerli değil ise de çekte rehin cirosu olduğuna ilişkin açık bir ibare bulunmadığı takdirde, cironun temlik cirosu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bedelsizlik def’inin de kişisel def’i olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilecek def’ilerden olduğu, davalı bankanın davacının bile bile zararına hareket ettiğinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davacının davasının davalı banka yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı ile davalılardan … şirketi vekillerince istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davanın banka yönünden de kabulünün gerektiğini,dava konusu çekin teminat amacıyla alındığını, bir çekin teminat olarak alındığının kabulü için o çek üzerinde teminat ibaresinin bulunmasına gerek olmadığını, alacaklının çekin teminat olarak alındığı şeklindeki kabulünün herkesi bağlayacağını, davalı bankanın çekin teminat çeki olması nedeniyle çeke dayalı haklarını kullanamayacağını,bankanın kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kullanamayacağını banka yönünden de davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalı banka yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili; mal satışından doğmuş mevcut bir fatura ve bu fatura alacağına bağlı 70.000-TL bedelli tacir çeki mevcutken, işbu 70.000-TL tutarındaki çekin müvekkiline ciro edilerek devredilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, ciro silsilenin görünüşte düzgün olduğu, dolayısıyla müvekkilinin yetkili hamil olduğu, davacı ile ciro silsilesinde yer alan önceki şirketler arasında var olan ticari ilişkiye göre bir değerlendirme yapılarak, kanuna aykırı bir karar verildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAF KARARININ ÖZETİ
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesinde; … şirketlerine ciro yoluyla devredilen çeklerde keşideci davacı (borçlu), lehtar … …. Ltd. Şti. (önceki alacaklı), ara ciranta grup şirketlerinden aralarında iktisadi özdeşlik bulunan … ….Ltd. Şti.’den çeki ciro yoluyla temlik alan son hamil durumunda olan … şirketinin … işleminin taraflarından olduğu kabulü gerekir. Hal böyle olunca somut olayda 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır.
Başka bir anlatımla olayımızda anılan kanunun 9/2.maddesi hükmünün ve dolayısıyla 6098 sayılı TBK nın 188/1 maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre borçlu önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ileri alacağı önceki alacaklıdan … sözleşmesi çerçevesinde temlik alan … şirketine karşı da ileri sürebilecektir.
… Şirketinin müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile … sözleşmesi ile beraber alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de ibraz etmek zorundadır. Davalı … şirketi tarafından dosya içine … ….A.Ş.’nin … …. Ltd. Şti.’ne tanzim edilen 17.03.2015 … nolu fatura fotokopisini ibraz etmiştir. Ancak davalı … şirketinde faturaların asıllarının bulunması gerekir. Fotokopi üzerinde türlü değişiklik yapılabileceği, hakkın suistimalinin her zaman mümkün olduğu gözetilerek davalı … şirket fatura aslını ve mal teslimine dair sevk irsaliyesi sunamaması karşısında; anılan çekin karşılıksız kaldığının kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bir diğer uyuşmazlık dava konusu çeklerin rehin cirosu ile temlik edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 689. maddesine göre rehin cirosu “bedeli teminattır.” “bedeli rehindir” veya bunlara uygun bir ibarenin senede yazılması gerekir. Senette yukarıda açıklanan ibarelerden birinin yer almaması halinde senedin rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile verildiği kabul edilmelidir. Dosya kapsamında bir örneği bulunan çeklerin incelenmesinde, çeklerde rehin cirosuna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüştür.Davacının iddia ettiği gibi davalı banka tarafından, çekin verilen krediye karşılık teminat olarak alındığına yönelik açıklama yapılsa dahi bu durum çekin rehin cirosuyla verildiğini göstermez.
Bu nedenle mahkemece dava konusu çeklerin rehin cirosu ile temlik edildiği yönündeki kabulünde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan gerekçelere göre, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, dosya kapsamına uygun olduğu, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı ve davalılardan … şirketi vekillerinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kanaatine varıldığından tarafların istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMININ ÖZETİ
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararına yönelik tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Karar sayılı 06.10.2020 tarihli ilamında; “…Dava, davacı tarafından keşide edilen çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu çek, davacı .. .. … A.Ş. tarafından düzenlenmiş olup, çekin lehtarı … … Ltd. Şti.’dir. Söz konusu çek lehtarın ilk cirosu ile … … A.Ş.’ye ciro edilmiş, bu şirket tarafından da çek davalı … şirketine cirolanmıştır. Dolayısıyla çek … şirketine ayrı bir tüzel kişiliği bulunan ikinci ciranta … A.Ş. tarafından geçmiştir. Bu nedenle somut olayda 6361 sayılı Kanunun 9/3 maddesi yerine her iki şirket arasında iktisadi özdeşlik bulunduğu gerekçesiyle anılan Kanunun 9/2 maddesinin uygulanması yerinde olmadığı gibi … şirketinin çekin ciro yolu ile devralmasında kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilememiştir. O halde davalı … … A.Ş. yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca HMK’nın 359. maddesinde kararın hangi hususları içerdiği belirtilmiş olup, aynı maddenin 1/a bendinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi, başkanı, üyeleri ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaralarının karar başlığında gösterilmesi gerektiği hususuna değinilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen karar başlığında yukarıda belirtilen hususların belirtilmemesi de doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, iki adet çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespit istemine ilişkindir.
HMK’nın 373/1.maddesi, “Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.” şeklindedir.
Dairemizce istinaf incelemesi sonucu istinaf itirazlarının HMK m. 353/1-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi neticesinde ise Dairemiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu durumda bozma ilamı Dairemizce verilmiş olan esastan ret kararına ilişkin olduğundan Yargıtay 11. Hukuk Dairesince HMK 373/1. maddesi gereğince değerlendirme yapılmak üzere gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay 11.Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m. 373/1 uyarınca gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay 11. Hukuk gönderilmesine,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1.maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.