Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2021/180 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/114 E 2020/719 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 07/07/2017 tarihinde imzalanan “sipariş formu” başlıklı 2017 … nolu sözleşme uyarınca tarafların 4050 adet güneş panelinin satışı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davalının sözleşme gereği Ağustos 2017 tarihinde teslim etmesi gereken 3704 adet güneş panelinin teslimatını ancak 05/10/2017 tarihinde başlayıp 24/10/2017 tarihinde tamamladığını, gecikmeden dolayı 31.613,08 USD gecikme cezası hesaplandığını, taraflar arasında imzalanan 07/07/2017 tarihli “sipariş formu” başlıklı … nolu sözleşme uyarınca 7.400 adet güneş panelinin en geç 20/11/2017 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmış olmasına rağmen 06/12/2017 tarihinde teslim edildiğini, 15 günlük gecikmeden dolayı 57.762,18 USD gecikme cezası hesaplandığını, taraflar arasında imzalanan 3.sözleşme “sipariş formu” başlıklı … nolu sözleşme uyarınca 10.800 adet güneş panelinin 05/12/2017 tarihinde teslim edilmesi gerektiğini, 9.695 adet panel teslim edilmiş olup 1.105 adet panelin halen teslim edilmediğini, 83.871,45 USD gecikme cezası hesaplandığını, sözleşme hükümlerine göre davalının gecikme halinde gecikme cezası ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre davalıdan toplam 173.246,63 USD gecikme cezasının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı talebinin ifaya ekli cezai şart olup malları ihtirazı kayıtsız teslim aldığından cezai şart talep etme hakkının bulunmadığını, taraflar arasında yazılı olmayıp 07/07/2017 tarihinde sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, sözleşmesel ilişkide cezai şart kararlaştırılmadığını, yazılı sözleşmenin 27/10/2017 tarihinde yapıldığını, 2017 … sayılı sözleşmenin tamamen ifa edildiğini, tüm ürünlerin ihtirazı kayıt konulmadan teslim alındığının irsaliyelerden anlaşıldığını, … sayılı sözleşme kapsamında teslim edilen ürünlerin de herhangi bir ihtirazı kayıt öne sürülmeksizin davacı tarafça teslim alındığını, … sayılı sözleşmenin davacı tarafından gönderilen ihtarname ile feshedildiği bildirildiğinden ifaya ekli ceza talep hakkının ortadan kalktığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sözleşmeye konu emtiaların teslimini ihtirazı kayıtsız olarak kabul ettiği ve ifaya bağlı cezai şart talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında 3 ayrı sözleşme bulunduğunu, … ve 00261 nolu sözleşmelerdeki güneş panellerinin geç teslim edildiğini, ASES 00260 nolu sözleşmedeki güneş panellerinin ise eksik teslim edildiğini, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamenin ihtirazi kayıt niteliğinde olduğunu, ihtarname ile cezai şart ile eksik ifanın talep edildiğini, davacının delil olarak dayandığı yazışmalarda da müvekkilinin eksik ifanın tamamlanması yönünde irade gösterdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının cezai şart alacağını talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sözleşmelerden kaynaklanan cezai şartın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2018/1505 Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; 06/02/2018 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine sözleşmelere dayalı gecikme cezasına dayalı olarak 118.864,00 TL, 217.185,00 TL ve 315.354,00 TL olmak üzere toplam 651.403,00 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde takibe ve borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 07/07/2017 tarih, 27/10/2017 revizyon tarihli “Sipariş Formu” başlıklı 2017 …, … ve 27/10/2017 tarihli … nolu sözleşmeler imzalandığı, sözleşmelerin 7.maddesinde “müşteri sevk planında gecikme nedeniyle aşağıda belirtildiği şekilde gecikme cezasına hak kazanacaktır… Gecikilen her gün için, gecikme nedeniyle, anlaşma fiyatının binde beşi (%0.5) oranındaki gecikme cezası, gecikme cezası hesabında ölçüt olacaktır. Gecikme cezası hiçbir şekilde toplam anlaşma değerinin yüzde beşi( %5)’den fazla olamaz.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen Ankara 24. Noterliğinin 30/01/2018 tarih, 04164 yevmiye nolu ihtarnamesinde, 3 sözleşmeden kaynaklı panellerin geç tesliminden dolayı 173.246,63 USD gecikme cezası hesaplandığı ve ceza miktarının ödenmesi gerektiği, … nolu sözleşme uyarınca teslim edilmeyen tüm panellerin teslimi, teslim edilmediği takdirde çeklerin iadesi, panellerin veya çeklerin ön görülen süre içerisinde teslim edilmemesi halinde 00263 nolu sözleşmenin kısmen feshedilmiş sayılacağı ve ifa edilmemiş kısmın ifasından vazgeçilerek hukuki işlemlere başlanacağı hususlarının ihtar edildiği görülmüştür.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen talimat bilirkişi kök ve ek raporunda; davacının 2017 – 2018 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının muhasebe usul ve esaslarına göre tutulduğu, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, davacı tarafından davalıdan 3 adet sözleşmeden dolayı toplamda 12.851.162,25 TL fatura alındığı, davacı şirketin davalı ile ilgili olan cari hesap ekstresinde 2017 yılı dönem borcu bakiyesinin 0 TL olduğu, yine 2018 yılı dönem borcu bakiyesinin 0 TL olduğu bildirilmiştir.
Davalıya ait ticari defterlerin incelenmesi yönünde alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin E-Defter olduğu ve yasal süresi içerisinde beratlarının alındığı, 2017 … nolu, 07/07/2017 tarih, 27/10/2017 revizyon tarihli sipariş formuna göre, 3.704 adet malın 31/08/2017 tarihine kadar, 346 adet malın ise 31/10/2017 tarihine kadar davacıya teslim süresinin olduğu, davalı şirketçe 3.704 adet malın 31/08/2017 tarihinde teslim edilemediği, bu kadar adete denk gelen malın 09/08-16/10/2017 tarihleri arasında teslim edildiği, ayrıca Eylül-Ekim 2017 döneminde teslim edilmesi gereken 346 adet malın ise zamanında teslim edildiği, … nolu, 07/07/2017 tarihli sipariş formuna göre, 7.400 adet malın davacıya teslim süresinin 20/11/2017 tarihi olduğu, davalı şirketçe en son teslim edilen malın sevk tarihinin 06/12/2017 olduğu, … nolu, 27/10/2017 tarihli sipariş formuna göre, 10.800 adet malın davacıya teslim süresinin 05/12/2017 olduğu, davalı şirketçe en son teslim edilen malın sevk tarihinin 11/01/2018 olduğu bildirilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i niteliğinde olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu, borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. (Bkz.Tunçomağ Kenan; Türk Borçlar Hukuku I.Cilt Genel Hükümler İstanbul 1976 Sh.853 vd., Eren Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 5.Bası, Cilt 2 Sh.1169-1171; Kılıçoğlu M.Ahmet; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 4.Bası Sh.575-577; Reisoğlu Safa; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 12. Bası Sh. 362.)
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
TBK’nun 179/I maddesinde, “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” hükmü,
179/II maddesinde ise; “Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” hükmü bulunmaktadır.
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK’nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK’nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler. (Bkz. Tunçomağ Kenan; age sh. 875 vd.; Eren Fikret age sh. 1173 vd. ; Kılıçoğlu M. Ahmet age sh. 579 vd.; Günay Cevdet İlhan, Cezai Şart Ankara 2002 sh. 83 vd.; Uygur Turgut; Açıklamalı – İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, İkinci Cilt 1990 sh. 740)
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 16/12/2015 Tarih, 2015/6834 Esas, 2015/17022 Karar sayılı ilamı).
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yapılan inceleme ve değerlendirmede, davalının … ve 00261 nolu sözleşmelere konu güneş panellerini geç teslim ettiği, davacının ifayı çekince koymadan kabul ettiği, cezai şart talep etme hakkını saklı tutmadığı, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin teslim tarihlerinden çok sonra olduğu, bu sözleşmelere dayalı cezai şart talebinde bulunamayacağı, ASES 00260 nolu sözleşmedeki güneş panellerinin ise eksik teslim edildiği, ancak sözleşmede sadece geç teslim halinde cezai şartın öngörüldüğü eksik teslim nedeniyle cezai şart öngörülmediğinden bu sözleşmeye dayalı cezai şartın da talep edilemeyeceği anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf isteminin reddi ile HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 25/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”