Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/177 E. 2023/450 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/177 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/588 E 2020/570 K

DAVACI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan hamiline ödenmek üzere … Şubesine ait 15/07/2016 keşide tarihli, 100.000,00 TL bedelli ve 22/07/2016 keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli çekleri aldığını, davalının çek bedellerini ödeyeceğini beyan etmesi nedeniyle çeklerin bankaya ibraz edilmediğini, davalının ödeme yapmadığını belirterek 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle 150.000,00 TL alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; ibraz süresi bitiminden itibaren 3 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının ticari ilişkinin varlığını ve müvekkilin nasıl zenginleştiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın TTK 732.maddesine göre zamanaşımına uğrayan çeke dayalı sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, ispat yükünün keşideci olan davalı üzerinde bulunduğu, davalının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; süresinde bankaya ibraz edilmeyen çeklerin kambiyo vasfını yitirdiğini, TTK 732.maddesinin uygulanamayacağını, TBK 82.maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacının müvekkilinden alacağının bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, süresinde bankaya ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğrayan çekler nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, süresinde bankaya ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğrayan çekler nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu 2 adet çekin yapılan incelemesine göre, ilk çekin … Şubesine ait 15/07/2016 keşide tarihli, 100.000,00 TL bedelli olduğu keşidecisinin davalı olduğu, hamiline düzenlendiği, ikinci çekin aynı banka şubesine ait 22/07/2016 keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli olduğu, keşidecisinin davalı olduğu, hamiline düzenlendiği, çeklerin bankaya ibraz edilmediği ve dava tarihi olan 07/11/2019 tarihi itibariyle TTK 814 maddesi uyarınca 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 732.maddesinde;
“(1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
(3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, dava konusu çekler süresinde bankaya ibraz edilmemiş ve zamanaşımına uğramıştır. Çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemesi veya zamanaşımına uğraması halinde hamil, ciranta ve keşideciye karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Yani süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklı haklar yitirilmiş olur. Bu durumda çeke dayalı müracaat hakkını kaybeden hamil alacağına kavuşabilmesi için iki yola başvurabilir. Hamil; ya aralarındaki temel ilişki varsa temel ilişkiye dayanarak çeki devraldığı ciranta veya lehtara başvurarak ve süresinde ibraz edilmeyen zamanaşımına uğrayan çekleri yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle alacağını diğer her türlü delille ispat edebilir ya da arada temel ilişki yoksa TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak ve sadece keşideciden alacağını talep edebilir.
…nun 33.maddesinde “Hakim Türk Hukukunu re’sen uygular” hükmüne yer verilmiştir. Bu madde uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme ise hakime aittir. Hakim davacının dava dilekçesinde bildirdiği hukuki sebeple bağlı olmayıp hukuki sebebi kendiliğinden araştırıp bulmakla yükümlüdür.
Davacı dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak dava açtığını bildirmiş ise de, dava konusu hamiline yazılı çeklerde davacı hamil olup davalı ise keşidecidir. Davacı, davalı ile aralarında temel ilişki bulunduğunu, ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğundan davacı ancak temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunabilir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30/05/2016 Tarih, 2016/2429 Esas, 2016/9707 Karar sayılı ilamı). Süresinde ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğrayan çekler yazılı delil başlangıcı olduğundan temel ilişkiye dayalı alacağını davacı her türlü delille ispatlayabilir. O halde davacıya iddiasını ispatlama olanağı tanınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünde yanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/588 Esas, 2020/570 Karar ve 26/10/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”