Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1750 E. 2022/154 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya jeneratör satışı yaptığını, bedeli için düzenlenen bonoların bedellerinin vadesinde ödenmediğini, alacağın tahsili için takibe giriştiklerini, davalı yanca haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini, takibin devamını ve % 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, bonoların … bedel kayıtlı olduğunu, ancak davacının müvekkiline malı teslim etmediğini, bu nedenle bedellerinin ödenmediğini, davacı tarafça malın tesliminin ispatı gerektiğini ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, takibe konu bonoların zamanaşımına uğradığı, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olması nedeni ile davacının iddialarını tanık ile de ispat edebileceği, dinlenilen tanık beyanları ile davacının teslimi ispat ettiği, bilirkişi raporunda jeneratörün üretim tarihinin 2012 yılı olarak bildirilmiş ise de, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada davalının vermiş olduğu ifadeden jeneratörün davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, ödeme iddia ve ispatının davalı yanca ortaya konulamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak olan 12.000,00.-TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında jeneratör satımı konusunda anlaştıklarını, bedeli hususunda da müvekkilince keşide edilmiş olan takibe konu bonoların verildiğini, ancak davacı yanca jeneratörün teslim edilmediğini, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının defterinde satıma konu fatura bulunmadığı, ayrıca takibe konu bonoların da kayıtlı olmadığını, bilirkişi raporunda keşifte müvekkilde tespit edilen jeneratörün üretim tarihinin 2012 yılı olduğunun açıkça belirlendiğini, buna göre 2011 yılında satılıp teslim edildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre teslim hususu konusunda tanık beyanlarının esas alınamayacağını, yasal delillerle teslim olgusunun ispat edilmesi gerektiğini, taraflarınca bildirilen delillerin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, davacı tanıklarını dinlenmesine muvafakatlerinin bulunmadığını bildirmelerine karşın mahkemece dinlendiğini, yine tanıklar hakkında yalan tanıklıktan ötürü suç duyurusunda bulunduklarını, neticesinin beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinin esas alınmasının doğru olmadığını, mahkeme dışı ikrarın kesin delil olmadığını, hükme esas alınamayacağını, takdiri delil olduğunu, güçlendirmek için kendiliğinden karşı tarafa yemin teklif edilebileceğini, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili, zamanaşımına uğramış bonodaki vade tarihinin borçlunun temerrüdüne esas alınması gerektiğini, ayrıca borçlunun temerrüde düşürülmesinin gerekmediğini, işlemiş faiz yönünden davanın kısmen reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satıma konu malın teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkidir
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında jeneratör satımı akdi bulunduğu hususu ihtilaflı olmayıp takibe konu “…” bedel kayıtlı bonoların da bu ilişki çerçevesinde verildiği yine tarafların kabulündedir.
Ancak davalı yan davacının jeneratörü teslim etmediğini ve davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını iddia etmiştir.
İcra takip tarihinin başlatıldığı tarih itibariyle takibe konu senetlerin TTK’da düzenlenen 3 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmuş olduğu anlaşılmıştır. Ancak zamanaşımına uğramış bononun kambiyo senedi vasfını yitirmesi nedeniyle alacaklısı lehine yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebileceği ve temel ilişkiden kaynaklı alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. Davacı davalıya, senetler karşılığında mal verdiğini, dinlenen tanık beyanları ile ispatlamıştır.
Öte yandan davalı yanın da takibe konu zamanaşımına uğramış bonoları aralarındaki jeneratör satım akdinden ötürü verdiğini kabul ettiğine göre, yani taralar arasındaki hukuki ilişkinin kabulü ile senet metninde ” … ” ibaresi mevcut olduğu da nazara alındığında davalının davacıdan aldığı mal karşılığında davaya ve takibe konu senetleri davacıya verdiğini kabulü gerekmekte olup bunun aksini iddia eden borçlunun bunu yazılı belgeyle kanıtlaması gerekir. Davalı yan dayandığı deliller ile bu durumun aksini yazılı olarak ispat edememiş ve yemin deliline de dayanmamıştır.
Diğer yandan davacı yanın zamanaşımına uğramış olan bonodaki vade tarihinin borçlunun temerrüdüne esas alınması gerektiği yönündeki istinaf itirazı ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 25.12.2019 tarihli ve 2019/1 Esas, 2019/8 Karar sayılı ilamı nazara alındığında yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 819,72.-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 205,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 614,72.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 18.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”