Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1738 E. 2023/1555 K. 27.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1738 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1555

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/327 E – 2021/553 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 27/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine giriştiği icra takibinin ödeme emri muhtara tebliğ edildiği için süresi içinde itiraz edilemediğini takibin kesinleştiğini, ancak takip dayanağı fatura içeriğindeki malların davacıya teslim edilmediğini belirterek takip nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu fatura içeriği malların teslim edildiğini, davacının satım bedelini ödemediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; dava, satım konusu fatura içeriği malların teslim edilmediği iddiasına ilişkin olup, kanıt yükü fatura içeriği malları teslim ettiğini ileri süren satıcı davalıda bulunduğu, davalının delil olarak tarafların ticari defterlerini ve bilirkişi incelemesi ile yemin deliline dayandığı, davalı şirketin ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olması tek başına fatura içeriği malları teslim ettiğini kanıtlamasına yeterli olmadığı, davalı şirkete yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hatırlatıldığı, davalının yemin deliline dayanması üzerine davacı … HMK 233 ve devamı maddeleri uyarınca yemine davet edildiği,, davacı yemini beyanında dava konusu fatura içeriği malları kendisinin ve işletmeyi fiilen işleten oğlu …’ın teslim almadığına dair yemin ettiği, davacının ticari defter kayıtlarını defter tutma zorunluluğu bulunmadığı için sunamadığı, davalı tarafından teslimin kanıtlanamadığı, gerekçesiyle davacının menfi tespit davasının kabulüne, davalının kötü niyeti kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; ispat yükünün davacı yanda bulunduğunu, davacının ticari defter kayıtlarını sunmadığını, gerek Vergi dairesi kayıtları ile gerekse tüm dosya mündericatı ile davacının Ticari işletme sahibi olduğu ve defter tutmakla yükümlü olduğu açıkça ortada bulunduğunu, bu doğrultuda davacının defterlerinin kendi aleyhine olduğunu bildiği için defterlerini mahkemeye sunmadığı açık olup defterlerini sunmayan tarafın ise karşı tarafın defterlerindeki aleyhine olan hususları kabul ettiği başka bir ifade ile karşı tarafın defterlerinin içeriğinin delil olduğunu ikrar ettiğinin kabulü gerekeceğini, müvekkilin defterlerine göre davacıdan alacaklı olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya ve takibe konu faturalardan kaynaklanan alacağın varlığının davalı yanca ispat edilip edilemediği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava konusu Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/1249 sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı şirket tarafından davacı hakkında toplam 10.157,55 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia ederek takibe girişen alacaklıda (HMK.m.190/1) olduğundan, davalı alacaklı, bu ispat yükünü kural olarak senet (HMK.m.200) veya diğer kanuni delillerden biri (HMK.m.225, m.188, m.169) ile yerine getirmek zorundadır (Y.13.HD. 11.03.2019 T. E. 2016/26139 K.2019/3105 ; Prof.Dr.Timuçin MUŞUL, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 3.Baski Ankara 2020, s.374).
Menfi tespit davasında tarafların davadaki sıfatları değişik olduğundan, ispat külfeti bakımından bir değişiklik akla gelebilirse de, dikkatli bir inceleme sonuncunda menfi tespit davasında ana kuraldan sapma bulunmadığı anlaşılmaktadır. Burada da davacı, kural olarak davalı tarafından var olduğu iddia edilen hukuksal ilişkinin mevcut olmadığını (yani menfi bir durumu) ispat edecek değildir (Yargıtay Üyesi Nihat YAVUZ, Menfi Tespit ve İstirdat (Geri Alma) Davası, ANKARA 2007, s.142).
Nitekim bu dava türünde davacı borcun olmadığını iddia ettiğinden yokun ispatı mümkün olmadığından kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Zira hukuki ilişkin varlığını ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan alacaklı hukuki ilişkinin yani borcun varlığını kanıtlamak durumundadır (Yargıtay Üyesi Mahmut COŞKUN, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 5.Baskı, ANKARA, s.1725-1730). Kaldı ki; adi (ilamsız) haciz yoluyla takipte de ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun, yasal süresi içinde borca itiraz edip etmemesi, sadece ve ancak takip hukuku bakımından sonuç doğurur. Alacaklı tarafından itirazın iptali veya borçlu tarafından borçsuzluğun tespiti (menfi tespit) talep edilerek açılacak davalarda ispat yükü yer değiştirmez. Öyle ki itirazın iptali davasında (m.67) ve menfi tespit davasında (m.72) ispat yükü alacaklıda olup takip konusu alacağın varlık ve miktarının 6100 sayılı HMK’nın genel hükümlerine göre ispatlanması gerekir (Y.13.HD. 19.12.2019 T. E.2018/1508 K.2019/12867 ; Y.13.HD. 06.06.2005 T. E.2005/7246 K.2005/9604 ; YHGK. 05.11.2003 T. E.2003/13-695 K.2003/630 ; Prof.Dr.Timuçin MUŞUL, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 3.Baski Ankara 2020, s.375). Eş söylemle takip konusu alacağın hiçbir belgeye dayanmadığı haciz yoluyla takibe itiraz etmeyen borçlu, icra tehdidi altında ve haciz sırasında borcu kabul etmiş olsa bile açılan menfi tespit davasında ispat yükü, davalı alacaklı üzerindedir (Y.13.HD. 08.12.2005 T. E.2005/11299 K.2005/18183). Zira borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi sebebiyle ilamsız takibinin kesinleşmesi sadece, takip hukuku bakımından sonuç doğurup, borçlunun, borcu olduğunu ikrar ettiğine dair maddi hukuk yönünden bir karine teşkil etmez (Y.13.HD. 26.05.2006 T. E.2006/3913 K.2006/8569). Herhangi bir belgeye dayanmayan adi haciz yoluyla takipte ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun borca vaki itirazının alacaklının başvurması üzerine icra mahkemesince kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş olması; borçlunun, alacaklıya karşı açacağı menfi tespit davasında ispat külfetini yer değiştirtmez. İcra mahkemesi kararı, menfi tespit davası bakımından kesin hüküm oluşturmayacağından davalı alacaklı, ispat yükü altında olup, alacağının varlık ve miktarını HMK’nın genel hükümlerine göre ispat edecektir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davalının davacıdan faturalar kapsamında alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 693,86TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 173,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 520,36 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 27/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”