Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1639 E. 2023/1563 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1639 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1563

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : Dr…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
ESAS-KARAR NO : 2018/675 E 2021/557 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7110 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu faturalardaki ürünlerden dolayı dava dışı …’e verilen siparişlerin … tarafından müvekkiline fatura edildiğini, bu fatura bedellerinin tahsilat makbuzları ile …’e elden nakit olarak ödendiğini, borçlarının bulunmadığını bildirerek davanın reddini ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının faturalara konu bedelleri ödediğini ispat ettiği, davacı yanın faturaya konu ödemeleri aldığı halde takip başlatmakta kötüniyetli olduğu belirtilerek davanın reddi ile davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporunun dikkate alınmadığını, davalı yanın sunduğu tahsilat malbuzlarının müvekkiline ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığını, davalının ödeme yaptığını iddia ettiği kişinin müvekkili adına tahsilata yetkili olmadığını, mahkemece bu kişinin tahsilat yetkisinin olup olmadığının araştırılmadığını, tahsilat makbuzlarının sahte olduğuna yönelik müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca imza inkarında bulunulmasına gerek dahi olmadığını, bu makbuzlar ile ilgili olarak soruşturmanın halen derdest olduğunu bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi ile kötüniyet ve icra inkar tazminatı talepleri noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7110 Esas sayılı icra takibi dosyası fotokopisinin incelenmesinden aralarındaki ticari ilişki nedeni ile davalıdan 5 adet faturadan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla toplam 9.451,80 TL’nin tahsili talep edilmiş olup, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talep edilmiş olup, davalı tarafından faturalara konu malların teslim alındığı, bedellerinin ise tahsilat makbuzları ile …’e elden nakit olarak ödendiği savunmasında bulunulmuş, dosya kapsamına bir kısım tahsilat makbuzları sunulmuştur.
Dosya kapsamında bulunan tahsilat makbuzu fotokopilerinin incelenmesinden 17.07.2017, 04.07.2017, 26.07.2017 tarihli makbuzların … imzasını taşıdığı, 21.07.2017 tarihli makbuzun … imzasını taşıdığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından ödemelerin davacı adına dava dışı …’e yapıldığı iddia edilmiş, davacı tarafından ise anılan kişinin tahsilata yetkili olmadığı, tahsilat makbuzlarının sahte olarak düzenlendiği savunulmuştur.
Ödeme savunması ile ispat yükü üzerinde olan davalı yanca ödeme iddialarının usulüne uygun delillerle ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından davalı yanca dosya kapsamına sunulan tahsilat makbuzları ile ilgili olarak Ankara C. Başsavcılığı’nın 2019/25691 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma yapıldığı istinaf dilekçesi ile bildirildiğinden, Dairemizce anılan soruşturma kapsamında dava açıldığı anlaşılmış olup, Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/244 E. sayılı dosyasının bir örneği UYAP üzerinden dosya arasında alınmıştır.
Ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Dolayısıyla ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Somut olay yönünden dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verilmesi halinde ya da maddi vakıanın tespitini içeren bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek ceza davasının değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile yukarıda belirtilen ceza davasının sonucu bekletici mesele yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/675 Esas, 2021/557 Karar ve 23/09/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”