Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1624 E. 2022/1012 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1624 – 2022/1012

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1624 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1012

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/427 E 2021/425 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalının bonoya dayalı alacağının tahsili için giriştiği icra takibi üzerine tarafların anlaşarak 17/12/2019 tarihli protokolün imzalandığını, dosya borcunun 15/06/2020 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırıldığını müvekkilinin edimini yerine getirdiğini buna rağmen icra takibine devam edildiğini belirterek, müvekkilinin icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu davalıya 36.238,94 TL borçlu olmadığının tespitini, mükerrer tahsil edilen 3.000,00 TL’nin istirdadına, davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/04/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle: Davalıya 88.460,00 TL borçlu olmadığının borçlu olmadığının tespitine, %20 aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ederek, harçlandırılmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkilinin alacağına karşılık davacının 140.000,00 TL bedelli bono düzenleyerek verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine Ankara 7.icra dairesinin 2019/4526 takip sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, icra dosyasına 850,00 TL ödeme yapıldığını, daha sonra yapılan protokol uyarınca 109.500,00 TL daha ödeme yapıldığını, ayrıca muvafakat uyarınca emekli maaşına aylık 1.000,00 TL kesinti yapılacağını, kalan bakiyenin ödenmemesi üzerine protokolde belirtilen şart gereği protokolün geçersiz hale geldiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının 08.06.2020 tarihinde 109.500,00 TL ve protokol tarihinden önce 850 TL ödeme yaptığı yine icra dosyasının incelenmesinden protokolde belirlenen tarih olan 15.06.2020 tarihine kadar ve 21.01.2020 tarihinden başlamak üzere davacının maaşından aylık 1.000,00 TL kesinti yapılarak icra dosyasına girdiği , icra yazı cevabı ekinde kesintinin yargılamanın devamı sırasında 19.03.2021 tarihine kadar da sürdüğü, Protokolün 8. maddesinde bu tahsilatların da borçtan düşüleceği hüküm altına alındığı, davacı yanca dosya tahsil harcının 16.09.2020 tarihinde dava tarihi itibariyle yatırıldığı, Protokolde süre sınırı kararlaştırılan asıl borç için öngörülmüş olup tahsil harcının dava tarihi itibariyle yatırılmış olmasının yeterli olduğu, tüm bu açıklamalardan sonra davacı yanca protokol gereği borç miktarı 115.000,00 TL olarak belirlenmiş ve bu bedelin 15.06.2020 tarihine kadar ödenmesi koşuluyla borcun ödenmiş sayılacağının taraflarca kabul edildiği, protokolden önce ödenen 850 TL, 08.06.2020 tarihinde ödenen 109.500,00 TL ve 21.01.2020 tarihinden itibaren yapılan maaş kesintileri (15.06.2020 tarihinden önce toplam 5.000,00 TL) dikkate alınarak davacı yanca davalı yana 15.06.2020 tarihine kadar toplam 115.350,00 TL ödendiği, bu itibarla protokol gereği davacının yükümlülüğünü yerine getirdiği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, taraflar arasında imzalanan protokolden doğan yükümlülüklerin davacı tarafından tam anlamıyla yerine getirilmediğini, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İstinaf dilekçesinden sonra davalı vekilince dosya arasına istinaf incelemesi aşamasında 15/02/2022 tarihli Ankara 7. İcra müdürlüğünün 2019/4526 sayılı dosyasına davacı tarafından takip dosyasındaki kesintilerin davalıya ödenmesine ilişkin imzalı beyanının sureti sunulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; istinaf incelemesi aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge (davacının 15/02/2022 tarihli beyanı) ibraz etmesi halinde, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilip verilemeyeceği konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bonoya dayalı girişilen icra takip dosyasındaki borcun haricen tahsil edilmesine rağmen takibe devam edilmesi nedeniyle borçsuzluğun tespiti ve fazladan ödenen bedelin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-)Davalı taraf, bono bedelinin ödenmediği iddiasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişmiş, davalı ise, takip dosyasındaki borcun tahsili yönünden düzenlenen protokol gereğince takibe konu borcun ödendiği iddiasıyla menfi tespit ve istirdat davasını açmıştır.
Mahkemece, yargılama sırasında sunulan tahsilat belgeleri doğrultusunda davanın kabulü yönündeki hükmünü kurmuştur.
Davalı, bu hükme istinaf dilekçesinde; davacının edimini yerine getirmediği, protokol hükümlerinin ihlal edildiği bildirilerek dilekçesine ek olarak davacı tarafından davaya konu icra takip dosyasına sunulan 15/02/2022 tarihli beyanını sunarak dolayısıyla, borcun dava tarihi itibariyle sona ermediğini göstermekte olduğunu savunmuştur.
Yargısal içtihatlarda, kararlılık kazanmış uygulamaya göre, kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın istisnası, dayanılıp sunulan delili, o davaya konu borcun sönmüş bulunduğunu ortaya koyan -örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname ve benzeri nitelikte – bir belge olmasıdır.
Yargılamadan sonra davacı tarafından icra dosyasına sunulan 15/02/2022 tarihli beyanı üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması için, mahkeme kararı kaldırılmalıdır.
Somut olaydaki gibi davayı inkar eden davalının, davayı inkara yönelik savunması, borcun mevcut olduğuna ilişkin bir savunmayı da kapsayacağından; davalının borcun ne sebeple sona erdiğini açıklamak ve o yöndeki delillerini ikame etmek hakkının ortadan kalkmadığının ve yargılamanın sona erdiği aşamada sunulan borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü zorunludur (Bu konudaki Yargıtay uygulamasına örnek olarak: Hukuk Genel Kurulu’nun 5.4.2000 gün ve esas: 2000/11-745, karar: 2000/734; 28.5.2003 gün ve esas:2003/13-354, karar:2003/368 sayılı kararları).
Davalı tarafından sunulan icra takip dosyasına borçlu davacı tarafın beyanının gerçeğe uygun bulunmaları ve içerdiği beyanın takip konusu borcun kabulüne yönelik olması durumunda, davaya konu mükerer tahsilat ve borçsuzluğun tespitine yönelik talebin konusunun kalmayacağının kabulü gerekeceğinden, mahkemece anılan belge bakımından açıklanan yönde bir değerlendirme yapılması zorunludur.
O halde, Mahkemece yapılması gereken; öncelikle davalının söz konusu belge hakkındaki beyanını alınıp, gerekirse belgelerin asıllarını da davalıdan istemek; varsa, davacının karşı delillerini sorup, toplamak; davalının savunmasını ve davadaki uyuşmazlığı bütün bu işlemlerin sonucunda ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde değerlendirdikten sonra, davayı karara bağlamaktır.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan usul kurallarına uygun hüküm kurulmaması, delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
II-) Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/427Esas, 2021/425Karar ve 24/06/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 06/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”