Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/158 E. 2023/646 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/158 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/646

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/246 E 2020/481 K

DAVACI : … – …- …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 28/02/2018 tarihinde sıfır km araç satın alındığını, 2019 yılında davalıdan satına aldığı aracı satmak istediğinde aracın fabrika çıkışlı olarak komple boyalı olduğunun bu hali ile hasarsız olarak kabul edilmeyeceğinin aracı satmak istediği kişilerce söylendiğini, bunu üzerine durumun davalıya bildirildiğini, davalının aracı 07/01/2019 tarihinde incelemeye aldığını ve aracın üretim bandından çıkışı ile incelmeye alındığı tarih arasında herhangi bir boya ve onarım işlemine tabi tutulmadığını, aracın boya kalınlığının Alman Otomobil üreticileri standartları içerisinde olduğunu, ölçülen boya kalınlık değerlerinin kusur olarak değerlendirilemeyeceğinin bildirildiğini, dava konusu araç üzerinde Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/15 D.iş sayılı dosyasında yaptırdıkları tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda aracı gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini belirterek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde aynı özelliklerdeki bir aracın dava tarihi itibariyle sıfır olarak üretilmesi halinde sıfır araç değerinin tespit edilerek bu bedelin dava tarihinden işleyecek faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, dava konusu araçtaki boyanın fabrika orjinal boyası olup boya kalınlıklarının üretici standart sınırları içinde olduğunu, davacının tacir olup ihbar yükümlülüğüne uymadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olmadığı, dava konusu araçtaki boyanın orjinal boya olduğu, araçta tespit edilen boya kalınlık değerlerinin tamamının aracın orjinal üretim standartları dahilinde olduğu, kısmi bölgelerde kalın tatbik edilen boya işleminin aracın ayıplı sayılmasına neden olmayacağı, sırf boya kalınlıklarının farklı olması nedeniyle aracın ikinci kez boya işlemine tabi tutulduğu yönünde görüş bildiren tespit raporunun açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, aracın fabrika çıkışında tek kat değil, bir kaç kat şeklinde boyandığı, ikinci el araç piyasasında komple boyalı olarak değerinin düştüğü, salt fabrikanın belirlediği micron kalınlıklarına haiz araçların Türkiye’de kusursuz olarak kabul edilmesinin doğru olmadığı, davalının fabrikasının tek taraflı beyanları esas alınarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasının hatalı olduğu, aracın değer kaybına uğrayıp uğramadığı hususunun hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirilmediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olup olmadığı, araçtaki boya kalınlığının aracın değerine etkisi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacı tarafça davalıdan satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak aracın misli ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde aynı özelliklerdeki aracın dava tarihi itibariyle sıfır olarak üretilmesi halinde sıfır araç ücretinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde yer alan satım sözleşmesine konu araca ait fatura fotokopisinin incelenmesinden aracın fatura bedelinin 140.715,81 TL olduğu, davacının öncelikli talebinin aracın ayıplı olması nedeniyle misli ile değiştirilmesi olduğu anlaşılmıştır. Davacı yanca dava dilekçesinde harca esas değer olarak 1.000,00 TL gösterilmiş ve dava bu harç miktarı ile görülüp sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece davacının talepleri arasında misli ile değiştirilmesi olduğu da gözetilerek fatura bedeli üzerinden HK’nın 32. maddesi uyarınca harç eksikliği tamamlanmaksızın yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru değildir.
Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir.
Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı Kanun’un 27 ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK’nun 409. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın md. 150) gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek, davacı yanca satım sözleşmesine konu aracın iadesi ile birlikte misli ile değişimi talep edildiğine göre fatura bedeli olan 140.715,81 TL üzerinden eksik harcın tamamlatılmaması halinde, HMK’nın 150.maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması, bu maddede öngörülen süre içerisinde harcı yatırılmak suretiyle dava dosyasının yenilenmesi halinde davaya kaldığı yerden devam edilmesi, üç aylık süre içerisinde harç yatırılmak suretiyle dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/15 D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçta tespit edilen boya kalınlıklarının ülkemiz şartları atlında kabuledilebilir sınır değerlerin çok üstünde olduğu, bu durumun aracın ikinci kez boyama işlemine tabi tutulduğuna işaret ettiği, bunun gizli ayıp niteliğinde olduğu, aracın boyasına ilişkin kusurun mevcut piyasa koşullarında aracın orjinalliğini bozduğundan her ne kadar sürüşe ve araç güvenliğine etkisi olmasa da aracın serbest piyasada alım satım değerini düşüren kusur olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 14/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçta fabrikanın belirlemiş olduğu değerler dışında onarım veya değişime yönelik herhangi bir bir boya işlemi yapılmadığı, aracın tamamında boyanın fabrika limitleri dahilinde orjinal olduğu, kısmi bölgelerde kalın tatbik edilen boya işleminin aracın ayıplı sayılmasına ve ikinci el haliyle olması gerekenden daha düşük bedelle değerlendirilmesine neden olmayacağı, araçta tespit edilen boya kalınlık değerlerinin tamamının aracın orjinal üretimi standartları dahilinde olduğu, aracın ayıplı olmadığı bildirilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Değişik iş dosyası kapsamında alınan rapor ile mahkemece hükme esas alınan rapor arasında bir takım farklılıklar bulunduğu anlaşılmış olup, otomotiv konusunda uzman 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile raporlar arasındaki çelişki giderilerek boya kalınlığı ile ilgili ülkemizde bir standartın olup olmadığı hususu ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek aracın öncelikle ayıplı olarak kabul edilip edilemeyeceği tespit edildikten sonra aracın ikinci el hali ile kalın tatbik edilen boyadan dolayı değer kaybına uğrayıp uğramadığı hususu çözüme kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/246 Esas, 2020/481 Karar ve 28/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 05/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”