Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1571 E. 2023/1683 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1571 – 2023/1683

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1571 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1683

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/409 E 2021/740 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2024

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin … Şubesinin 28/02/2017 vade tarihli ve 30.000,00 TL bedelli, 3008911 seri nolu, düzenleme yeri Kocaeli olan çeki…’e keşide ettiğini, müvekkilinin çek bedelini Kadıoğlu şirketine ödediğini, ancak lehtarın çek aslını yırttığını belirterek çek aslının müvekkiline verilmediğini, söz konusu çeke dayanarak müvekkili aleyhine Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4082 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, takibe konu çekin davalıya nasıl geçtiğini bilmediklerini, ayrıca çek üzerindeki vade tarihinin 28/02/2017 iken yılı 2019 olarak değiştirildiğini ve yanına müvekkili şirket yetkilisinin imzasının taklit edildiğini, söz konusu imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe konu çekin, çekte cirosu bulunan …. Ltd. Şti tarafından yapılan alışveriş karşılığı borca karşılık olmak üzere müvekkiline ciro edilerek verildiğini, çekin keşide tarihinde bankaya ibrazı sırasında karşılıksız olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine davacı şirket, … ve …. Ltd. Şti aleyhine takip başlattıklarını, takibin kesinleştiğini, davacı şirketçe süresinde imzaya itirazda bulunulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, çekte vade tarihindeki tahrifatın çekin kambiyo vasfını etkilemediği ve davacının keşide tarihi altındaki imzası dışındaki imzasına herhangi bir itirazı olmadığı dikkate alındığında düzenleyen olarak çekten sorumlu olduğu, davacı yanca ödeme iddiasında bulunulmuş ise de ödemenin yetkili hamile yapılmasının gerektiği, yetkili hamilin davalı olduğu, davacının çeki kötü niyetle veya ağır kusuruyla iktisap etmiş olduğunun davacı tarafça ispat edilmesinin gerektiği, ancak bu hususta davacı tarafça herhangi bir delilin sunulmadığı ve bu durumun ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Keşide tarihinde tahrifatın sonuç doğurmayacağına dair mahkeme kabulünün hatalı olduğu, davalı şirketin ticari kayıtlarının incelenmediği gibi çeki aldığı kişi ile aralarındaki ticari ilişkinin araştırılmadığı, çekin fiziken incelenmesinden çekin ortadan ikiye ayrıldığının ve keşide tarihinde tahrifat yapıldığının açıkça görüldüğü, davalı yanın iyiniyetli olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, keşide tarihinin esaslı unsur olduğu ve çekin kambiyo vasfının bulunmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senedine özgü takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sahtecilik ve ödeme iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında alınan 07/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda “1-Tahrifat yönünden yapılan inceleme; Aşağıda resimlerde de görüldüğü gibi, Tetkik konusu … Şubesine ait, KOCAELİ-28/02/2019 keşide yeri ve tarihli, keşideci…. LTD. ŞTİ. imzalı, 3008911 çek numaralı ve “30.000/Otuzbin” TL. değerindeki çekin keşide tarihinde yazılı olan ve “28.02.2019” olarak okunan tarihin yıl bölümünde bulunan “9” rakamının olduğu yerde önceden “7” rakamının olduğu ve bu “9” rakamının önceki rakam üzerine sonradan tahrifen yazılmış olduğu ve dolayısıyla önceden “28.02.2017” olan keşide tarihinin tahrifat yoluyla “28.02.2019” şekline dönüştürülmüş olduğu sonucuna varılmıştır. 2-İmza yönünden yapılan inceleme;… İnceleme konusu … Şubesine ait, KOCAELİ-28/02/2019 keşide yeri ve tarihli, keşideci…. LTD. ŞTİ. imzalı, 3008911 çek numaralı ve “30.000/Otuzbin” TL. değerindeki çekin keşide tarihi bölümünde atılı olan düzeltme paraf imzasının, mevcut mukayese imzalarına atfen; … ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞI, taklit imza olduğu kanaatına varılmıştır.” şeklinde bildirilmiştir.
Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/549 E. sayılı dosyasının UYAP üzerinde bulunan bir örneğinin incelenmesinden davalı şirket yetkilisinin şikayeti üzerine çekte lehdar ve ciranta olan kişiler ve yetkilileri ile ilgili dava açıldığı ve yargılamanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanca dosya kapsamına bila tarihli bir ödeme belgesi sunulmuş olup, belgede dava konusu çekin fotokopisi ve altında … kaşe ve imzası ile dava konusu çekin 08/03/2017 tarihinde elden ödendiği ve çek ile ilgili bir borcun kalmadığı hususunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ile davalı tarafından takip konusu yapılan çekin üzerindeki keşide tarihindeki düzeltme imzasının keşideciye ait olmadığının anlaşıldığı, bu durumda çekin keşide tarihi, tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edileceğinden çekin keşide tarihinin 28/02/2017 olarak kabul edildiği, çek yasal süresinden sonra 28/02/2019 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğinden çekin kambiyo senedi olma özelliğinin kalmadığı, bu halde kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş ise de süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacaklı alacağını her türlü delille kanıtlayabilir. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise çeke ciro yolu ile hamil, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 818/1.-m maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanan aynı kanunun 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilecektir. Somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalı, çeke ciro yoluyla hamil olduğundan anılan yasa hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacı keşideciden alacak talebinde bulunabilir. Böyle bir durumda sebepsiz zenginleşmediğinin keşideci tarafından kanıtlanması gerekir.
Somut olayda keşideci davacı tarafından dosya kapsamına bila tarihli bir ödeme belgesi sunulmuş ise de mahkemece bu belge üzerinde yeterince durulmadığı ve araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, hamilin senedi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kötü niyetle iktisap ettiği iddiasının da keşideci tarafından ispatlanması gerekir.
Anılan çek ile ilgili olarak Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/549 E. sayılı dosyasının da halen derdest olduğu gözetilerek yukarıdaki anlatımlar ışığında mahkemece araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/07/2021 tarih ve 2019/409 esas, 2021/740 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava.. tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 08/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”