Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2018
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı tarafından muris alacaklı …’ye 65.000,00TLlik çek keşide edildiğini, murisin çeki bankaya ibraz etmesiyle çekin karşılıksız olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2015/551 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca yetki itirazında bulunduğunu, bu nedenle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/91-551 E.K.sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece yetkili icra dairesinin borçlu şirketin ikamet adresi olduğundan red kararı verildiğini, bu nedenle Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/446 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borç olmadığından itiraz ederek durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; icra takibine konu çekin dava dilekçesinde belirtilenin aksine bankaya ibraz edilmediği için kambiyo vasfını yitirdiğini, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davalının davacıya kambiyo vasfını yitirmiş çekten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davalının imzası inkar edilmeyen, süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık olduğu, dava konusu 65.000,00TL’lik çekin tanzim tarihinin 15/12/2014 olduğu, yasal süre içerisinde bankaya ibraz edilmediği bu nedenle kambiyo vasfını yitirdiği, TTK’nın 818.maddesi yollaması TTK’nın 732.maddesi uyarınca süresinde ibraz edilmeyerek kambiyo vasfını yitiren çek nedeniyle davanın zaman aşmıı süresi içerisinde açıldığı, sebepsiz zenginleşme yönünden ispat yükünün davalıda olduğu, ancak davalı tarafça çekin kambiyo vasfını yitirdiği ve zaman aşımına uğradığı savunması dışında başka bir savunma yapılmadığı, zamanaşımı süresinde imzası inkar edilmeyen çek nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalının sorumluluğunun devam ettiği, davalı itirazında haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazının iptaline, alacak likit olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili, dava konusu çekte davacıların murisi …’ye davalı şirketin dava konusu kambiyo vasfını yitirmiş çekten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığı, davaya konu kambiyo vasfını yitirmiş çekin keşide tarihi olarak belirtilen tarihin davalı şirket yetkilisinin el ürünü olmadığının iddia edildiğini, davalı şirket ve yetkilileri tarafından davacıların murisi …’nün … … Şubesi’ndeki hesabına dönem dönem ödemeler yaptığını, yerel mahkemece bu hususlarla ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davacıların murisi … ile davalı şirket yetkilisi … arasında düzenlenen tutanakta gerek …’ün gerekse de yetkilisi olduğu şirketin davacı …’ye herhangi bir borcu bulunmadığını, yerel mahkemece taraflara ait ticari defter ve kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, yerel mahkemece davalı şirketin dava konusu çekten dolayı davacıların murisi …’ye borcunun bulunmadığı ve ödeme yapıldığına ilişkin iddiların dikkate alınmadan sadece zamanaşımı itirazında bulunuyor gibi hüküm kurulduğunu, dava konusu çeke ilişkin ödeme ve borç bulunmadığını, dava konusu çekte keşide tarihinin davalı şirket yetkilisinin el ürünü olmadığı hakkındaki iddiaların dikkate alınmadığını, yerel mahkemece icra takibine konu çekin kambiyo vasfını yitirdiği belirtilmesine rağmen yerel mahkemece işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu çeke ilişkin ödeme ve borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin deliller toplanmadan icra takibine konu çekin keşide tarihinin, davalı şirket yetkilisinin el ürünü olup olmadığının tespiti, icra takibine konu kambiyo vasfını yitirmiş çekin keşide tarihi olan 2014 yılına ait davacıların murisi … ve davalı müvekkil şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılıp davalı şirketin davacıların murisi …’ye herhangibir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile takibe konu çekten dolayı takip öncesi işlemiş faizin reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacıların kambiyo vasfını yitirmiş çek nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo vasfını yitirmiş çeke dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemiş olan çekten dolayı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir. Bu durumda, taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde, böyle bir senede yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir. Temel ilişkide ispat yükü davacıdadır. Davacı, davalı ile aralarındaki temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Temel ilişkide zamanaşımı süresi, dayanılan asıl borç ilişkisinin tabi olduğu zamanaşımına tabidir.
Taraflar arasında temel ilişki yoksa, 6102 Sayılı TTK’nın 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açılabilir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 732 maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açılan takip ve davalarda zamanaşımı süresi senedin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıldır. İspat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene (keşideciye) aittir.
Somut olayda, takibe konu edilen çekin 15.12.2014 keşide tarihli ve davacı alacaklının lehtar, davalı/borçlunun ise keşideci olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda TTK m. 732 hükmünün uygulama yeri somut uyuşmazlıkta bulunmamaktadır. Zira anılan hükme yer verilme amacı keşideci ile arasında hukuki ilişki bulunmayan ve senedi ciro yolu ile devralan hamili kambiyo hukukunun şekilci ve konulan kısa süreler nedeni ile uğrayabileceği hak kayıplarının önlenmesi bakımından dengeleme düşüncesi ile yer verilmiştir (Öztan, Fırat; Kıymetli Evrak Hukuku, B. 2, Ankara 1997, s. 905).
Mahkemece somut uyuşmazlığa TTK m. 732 hükmü uygulanarak, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca zenginleşmediğinin ispat yükünün davalı üzerinde olduğu ve ispat yükünü yerine getirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, az yukarıda açıklanan nedenlerle hatalı hukuki tavsif ile ispat yükü belirlenmesi ve yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle takibe konu çekin keşidecisi ve lehtarı davanın tarafları bakımdan asıl borç alacak ilişkisinin ortaya konularak ispat yükünün buna göre belirlenmesi ve tarafların ortaya koymuş olduğu deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece açıklanan yönlerden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalının borçlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/613 Esas, 2018/802 Karar sayılı ve 18/10/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
8-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına
HMK m. 353 hükmü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK m. 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
…
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”