Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1531 E. 2023/1483 K. 06.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1531 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/1483 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : Dr…. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
ESAS NO : 2019/202 E 2020/753 K
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında inşaat malzemesi alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya 150.000,00 TL bedelli teminat senedini beyaza imza şeklinde verdiğini, davalının bu senedin boş kısımlarını doldurarak 70.000,00 TL asıl alacak, 5.646,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.646,99 TL’nin tahsili için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, delil olarak sunulan muavin defter kayıtlarına göre müvekkilinin davalıya 29.663,80 TL borcu olduğunu, takibe konu senedin beyaza imza atıldığından kambiyo senedi vasfında olmadığını, aksi durumda bile müvekkilinin davalıya 45.983,19 TL borçlu olmadığını belirterek müvekkilinin takip tarihi itibariyle 45.983,19 TL borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, kıymetli evrakın doğduktan sonra sebep olan ilişkiden etkilenmeyeceğini, davacının borca itirazının yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle 29.669,29 TL borçlu olduğu, davalının defterlerine göre 50.747,69TL alacaklı olduğu, davalı defterine kayıtlı olan 21.078,40 TL tutarındaki 3 adet faturanın davacı defterinde kayıtlı olmadığı, davacı defterindeki 29.669,29 TL borcun senedin vade tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizinin 2.426,70 TL olduğunun tespit edildiği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarında davalı defterinde olupta davacının defterinde kayıtlı olmayan 3 adet faturadaki malların davacıya teslim edildiğini, davacının faturaların daha sonra imzalanacağını belirterek imzadan imtina ettiğini, söz konusu bedellerin tazmini amacıyla davacı taraf aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının kötüniyetli olarak söz konusu faturaları defterlerine işlememiş olduğunu, 3 adet faturanın icra takibine konu edildiğini, davalının davacıdan 50.747,69 TL asıl alacağı, 4.150,74 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu yönünde beyanda bulunduğu, davalı vekilinin bu beyanı ile cevap dilekçesindeki mücerretlik savunması dışına çıktığı, senedin mal alışverişi için verildiğini tevilli olarak ikrar ettiği, bu durumda senet üzerinde nakden ibaresinin yazılı olmasının bir öneminin kalmadığı, akdi ilişkiye göre takip tarihindeki alacağın tespiti gerektiği, davalı defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 3 adet faturadaki malların davacıya tesliminin ispatı bakımından davalıya yemin teklif hakkının hatırlatıldığı, davalının yemin teklif hakkını kullanması üzerine davacı tarafın yemini eda ederek malları teslim almadığını beyan ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının icra takibinde 40.330,71 TL asıl alacak ve 3.220,29 TL işlemiş faizden borçlu olmadığının tespitine, davalının defterlerine göre 50.747,69 TL alacaklı görünmesine rağmen 70.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibe geçmesi nedeniyle 19.525,31 TL alacak yönünden kötüniyetli olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden davacı lehine kötüniyet tazminatına, davalının kötüniyet tazminatı yönünden şartları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece 21.078,40 TL bedelli 3 adet faturanın hesaplamaya katılmamasının hukuka aykırı olduğunu, fatura konusu malların davacıya teslim edilmesine rağmen davacının daha sonra imzalayacağı gerekçesiyle imzadan imtina ettiğini, kötüniyetli olarak faturaları defterlerine işlemediğini, davacının müvekkiline borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kambiyo senetlerinin illiyetten mücerret olduğunu, müvekkili aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu senet nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2019/2755 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 26/02/2019 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 150.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak 70.000,00 TL asıl alacak, 5.646,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.646,99 TL alacağın tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.
Takibe konu senedin 30/07/2018 keşide tarihli, 28/09/2018 vade tarihli, 150.000,00TL bedelli, nakden ihdas nedenli olduğu, davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, senedin kambiyo vasfını taşıdığı görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü için senede karşı senetle ispat kuralı, bononun hukuki niteliğine ilişkin kuralların bir arada irdelenmesi gerekmektedir.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Senetle ispat kuralı ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) 201. maddede yer almakta olup, buna göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen, senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kanunda belirtilen miktardan az bir miktarda olsa bile tanıkla ispat edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesine göre ise; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilecektir.
Davanın açıldığı tarih itibari ile yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776. maddesine göre bono veya emre yazılı senet, senet metninde (bono) veya (emre yazılı senet) kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, vadeyi, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenlenme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermelidir. Sıralanan bu kayıtlar bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlardır.
Bonoyu düzenleyen borçlunun ödeme vaadini içeren bir tür kambiyo senedi olan bonoda taraflar 776. maddede belirtilen şekli koşulların yanında bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler.
Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmemektedir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı eldeki davada senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmüş, davalı ise bilirkişi raporuna karşı sunduğu beyan dilekçesinde fatura konusu bedellerin tahsili için takip başlatıldığını belirtmekle senedin mal karşılığı alındığını tevilli ikrar yoluyla kabul etmiştir. Senet nakden ihdas nedenli olup davacının senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmesi, davalının da senedin malen verildiğini ileri sürmesi nedeniyle çift taraflı talil olduğu, çift taraflı talil durumunda ispat yükünün yer değiştirmeyeceği ve ispat yükünün halen davacı üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında da mahkemece ispat yükünün davacı üzerinde olduğu tespit edilerek davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı yemin teklif hakkını kullanmayacağı beyan etmiştir. Buna rağmen mahkemece daha sonra ispat yükünün davalı üzerinde olduğu gerekçesiyle ara karardan dönülerek davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, yemin teklif hakkının kullanılması üzerine davacının malları teslim almadığına yönelik yemini eda etmesi nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiası ve davalının senedin mal karşılığı alındığı yönündeki tevilli ikrarı nedeniyle ispat yükü halen davacı üzerinde olup davacının iddiasını ispat bakımından yazılı delil sunamadığı, yargılama sırasında yemin teklif etme hakkını da kullanmayacağını beyan ettiği dikkate alınarak yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus kalmadığı değerlendirilmekle davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın reddi ve ihtiyati tedbir kararı nedeniyle icra dosyasına gelen 2.003,19 TL (sehven icra müdürlüğü tarafından davalı alacaklıya ödenip hata fark edilince davalı alacaklıdan geri alınan) yönünden davalı alacaklının alacağına geç kavuşması nedeniyle %20 oranında tazminatın kabulü yönünde hüküm kurulmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/202 Esas 2020/753 Karar sayılı 30/12/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a- Davanın REDDİNE,
İhtiyati tedbir kararı nedeniyle icra dosyasına gelen ve davalıya ödenmeyen 2.003,19TL’nin %20’sine karşılık gelen 400,64 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 785,28TL harçtan mahsubu ile bakiye 515,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya idesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
e-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan 40,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 06/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”