Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1493 E. 2021/2293 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ..

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

……..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
ESAS-KARAR NO : …..
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; ….’nin maliki olduğu……. nolu taşınmazların,dava dışı ……… tarafından ihale ile satın alındığını, sözkonusu taşınmazların ihale ile satıldığı……… bölünmesi ile kurulan müvekkil şirketlerin kuruluşunda bu taşınmazların ayni sermaye olarak konulduğunu, bu haliyle ………. mülkiyetine geçtiğini, taşınmazların ihale satıcısı evvelki maliki ……. çatısı altında birleşmesinden sonra bu kurumlara ait taşınmazların mülkiyetinin devredildiği bir kamu şirketi olduğunu, davalı…….. devraldıktan sonra her iki taşınmazın fiili kullanım şekli ve fiziki bütünlüğü nedeniyle aynı gün ihalesi yapıldığını ve müvekkili şirketler tarafından taşınmazlar satın alındığını, dava konusu …….. nolu apartman vasfındaki taşınmazlar iktisadi ve fiziki bir bütün oluşturmakta olduğunu,….. tarafından hizmet binası olarak kullanılmış 22.11.2017 tarihinde müvekkillere taşınmazlar teslim edildiğini, ancak müvekkil binayı SGK’ dan teslim aldıktan sonra İmar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi için başvuru yapacağı sırada …… parsel nolu taşınmazlarının deprem performans raporları olduğunu ve raporlarda taşınmazlarının hasarlı olduğunu öğrendiğini, HMK m. 107 uyarınca hesaplandığında arttırılmak kaydıyla, mülkiyeti …… …… toplam 150.000,00 TL maddi tazminatın ihale tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillere ayrı ayrı ödenmesine, yargılama sonunda yargılama ve vekalet ücretlerinin davalılar tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının haksız ve kötü niyetli iddialarını ve davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarını genişletmesine/değiştirmesine muvafakat vermediklerini, davalı SGK ile müvekkili arasında imzalanan……. satışı yapılmak üzere müvekkiline devretmeyi öngördüğü gayrimenkulleri bildirdiğini 03.07.2013 tarih, ……. sayılı yazı doğrultusunda satış ihalesi ilanına çıkıldığı ve satış ihalesi 25.07.2013 tarihinde gerçekleştirildiğini, dava dışı ……gayrimenkullerin tapu devir işlemleri gerçekleştirildiğini, davacı şirketler ile müvekkil şirket arasında herhangi bir satış işlemi gerçekleşmediğini, bu nedenle davacı şirketlerin müvekkil şirkete dava açmalarının hukuken ve usulen mümkün olmadığını, bu nedenle davacıların davasının taraf sıfatı yokluğu husumetten reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımından reddini, davacının tacir olması nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutamayacağını, dava sürecinde talebini artıramayacağını aksi halde iddianın genişletilmesi yasağıyla karşı karşıya kalacağını, bu nedenlerle davanın öncelikle pasif husumet yokluğu ve zamanaşımı yönünden reddine, müvekkili şirkete dava yönelten davacıların her birinin davalarında müvekkil şirket açısından hukuki faydası bulunmaması nedeniyle davalarının reddine, davanın usulden ve esastan müvekkili şirket yönünden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davaya konu taşınmazların SGK ile davalı …. arasında imzalanan ‘……. satışı yapılmak üzere ……A.Ş.’ye devretmeyi öngördüğü gayrimenkulleri bildirdiği satış ihalesi ilanına çıkıldığı, satış ihalesinin 25.07.2013 tarihinde gerçekleştirildiği, ihalenin dava dışı ……… olduğu gerekçesi ile davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili, müvekkiilne sattığı binaların deprem raporlarını gizleyerek ayıplı mal satan davalılar hakkında tazminat davası açtıklarını, mahkemece taşınmazların ihale alıcısının farklı olduğunu, müvekkillerin tapuda malik olarak görünmedikleri gerekçesiyle müvekkiller yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi davanın reddine karar verdiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, … A.Ş.’nin maliki olduğu ve fiziken bir bütün oluşturan……….nolu taşınmazlar, müvekkillerin kurucu hissedarları….. ve …. mülkiyetine geçtiğini,mahkemece müvekkillerin tapu maliki olmadıkları gerekçesi ile husumet yokluğuna karar vermiş ise de bu kararın tapu kaydının görülmemesi nedeniyle maddi hataya dayandığını, taşınmazları satın alan ….. ……müvekkil şirketlerin kurucu ortakları olduğunu ve dava konusu taşınmazları sermaye olarak koyduklarını belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacıların davada aktif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesine dayalı olarak ayıplı satım nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava dışı şirketler ……ihtilaflı değildir.
Davacı şirketlerin iddiası davalı şirketin dava dışı adı geçen şirketlere yapmış olduğu bu taşınmaz satımına konu binaların deprem performans raporlarına göre hasarlı oldukları ve bu nedenle zarar oluştuğu yönünde olup bu zararın tazmini talep edilmektedir.
Mahkemece satım sözleşmesinin tarafının davacı şirketler olmayıp az yukarıda zikredilen şirketler olduğu nedeni ile aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan belgelerden ve tapu kayıtlarından davaya konu edilen taşınmazların Dava dışı şirketler …. tarafından davacı şirketlere ayni sermaye olarak konulduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca tapuda da taşınmazların mülkiyetinin devri satım biçiminde değil, ayni sermaye konulması işlemi ile gerçekleştiği açıklanmıştır.
Bu duruma göre davacıların halef sıfatı ile sözkonusu taşınmazlardan kaynaklanan haklarını kullanabileceği gözönüne alınarak aktif husumet ehliyetinin varlığının kabulü ile davanın esası hakkında tarafların iddia ve delilleri toplanarak varılacak neticeye göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/300 Esas, 2021/465 Karar sayılı ve 05/07/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK m. 353 hükmü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK m. 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”