Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1453 E. 2023/1538 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1453 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1538

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/725 E – 2021/532 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili firmanın …’e inşaat işinde taşeron olarak çalışmak ve gerekli malzemeler temin etmek üzere davalı ile anlaştığını ve müvekkili firmanın davalıya önden dava konusu 67.000,00TL’ lik avans olarak çek verdiğini, fakat davalının çeki almasına rağmen inşaatta yapılması gereken inşaat işine başlamadığını, davalı sözleşmeye aykırı davranarak müvekkiline karşı olan edimlerini ifa etmediğini, gerekli malzemeleri temin etmediğini ve inşaatta gerekli olan işçilikler yapılmadığı için de müvekkili firma tarafından söz konusu inşaat işinin tamamlanamadığını, müvekkili firmanın davalı tarafa verdiği çeki de istediğini ancak davalı tarafın kötü niyetli bir şekilde hareket ederek dava konusu çeki müvekkiline iade etmediğini, hatta bu çeki bankaya ibraz ederek çekin yazdırılmasına sebebiyet verdiğini, davalının kasıtlı olarak bedelsiz olmasına rağmen bu çekleri yazdırarak müvekkili firmayı büyük zararlara uğrattığını, dava konusu çeklerden dolayı davalıya borcu olmadığını, aksine davalı tarafından çek teminatının da çekilmesinden dolayı müvekkilinin alacağının bulunduğunu, müvekkili firmanın dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını, davalının müvekkili firmanın yapmakta olduğu inşaatta üzerine düşen işçilikleri yapmadığı için müvekkilinin ekonomik olarak zor duruma düştüğünü ve ticari olarak yıprandığını, davalının müvekkiline sözleşme ile anlaşılan inşaat işçiliğini yapmadığı gibi haksız olarak müvekkiline karşı hem icra takip başlattığını hem de karşılıksız çek keşide etmek suçundan müvekkili hakkında şikayette bulunduğunu, davalı … tarafından, 67.000,00 TL bedelli için müvekkilim hakkında Ankara Batı İcra Ceza Mahkemesinin 2020/2775 sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve Ankara Batı 2. Îcra Ceza Mahkemesinin 2020/32 esas sayılı dosyalarında karşılıksız çek keşide etme suçu iddiası ile dava açtığını, müvekkilinin takibe ve suça konu çeke dair borcu bulunmadığını, müvekkili firmanın bu çeki inşaat işçiliklerinin davalı tarafından yapılması ve inşaat işçiliği için gereken malzemelerinin temin edilmesi için davalıya verdiğini, fakat davalı sözleşmeye aykırı davranarak ve hatta ilgili işe başlamadan önce müvekkilinden ön ödeme de alarak inşaat işçiliklerini yapmayıp müvekkilini mağdur ettiğini, davalının müvekkili firmayla anlaşılan inşaat işçiliklerini yapma ve inşaat işçiliği için gereken malzemelerinin temin edilmesi edimini yerine getirmediği gibi müvekkili hakkında haksız takip başlatıp eldeki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, çekin müvekkili firma tarafından davalıya aralarındaki inşaat işiyle ilgili verildiğini, söz konusu inşaat işi yapılmadığından ve inşaat işçiliği için gereken malzemelerinin temin edilmediğinden dolayı çekın bedelsiz kaldığını, müvekkili firmaya karşı haksız ve kötü niyetle kullanılmasının söz konusu olduğunu belirterek Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2020/2775 sayılı dosyasında davalı tarafça haciz işlemleri yapılmaya başlandığından müvekkili firmanın ileride telafisi imkânsız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan icra takibinin,teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konu icra takibine ödeme yapılmasını engeller mahiyette icra takip ve hacizlerin durdurulması için tedbir mahiyetinde takibin durdurulması kararı verilmesini, müvekkili firmanın davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının olumsuz ve yasal mevzuat hükümlerine açıkça aykırı işlem ve davranışları nedeniyle doğmuş ve doğacak her nevi müspet ve menfi zararlar ile munzam zararlar hakkının bu aşamada saklı tutulmasına karar verilmesini, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2020/2775 sayılı icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli icra takibi için %20 den az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yan, uyuşmazlık konusu çekin inşaat işlerinin yapımı için verilmesi mevzubahis olmayıp, taraflar arasında bu yönde bir sözleşmenin de bulunmadığını, bizzat davacı tarafça emsal olarak dava dilekçesinde gösterilen Yargıtay kararında dahi, “taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi”nin irdelendiğini, somut olayda ise taraflar arasında bahsedildiği şekilde bir inşaat işlerine ilişkin ne yazılı ne de sözlü bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, yazılı delille iddiasını kanıtlaması gerektiği, müvekkilinin tacir olmadığını, bu çekin, davacı şirketin resmi hesaplarında yer almadığı kanaatinde olduklarını, resmi hesaplarına işlenen çekin, bu şekilde kolayca şahsi işler için kullanılamayacağını, çekin ticari iş nedeniyle verildiğini söyleyen davacı tarafın, dava dilekçesindeki delilleri arasında “ticari defter ve kayıtları” göstermemiş olmasının da büyük bir çelişki olduğunu, ticari işlerden kaynaklı verildiğini söyledikleri çek için en önemli delilin, davacı şirketin ticari kayıtları olacakken, bu delilin adının dahi geçmemesinin, davacı tarafın iddialarının dayanaksız olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu çekin, dava dilekçesinde bahsedilen şekilde ticari bir iş için değil, davalı şirket yetkilisi … tarafından başka bir borç-alacak için, şahsi borcuna karşılık olarak keşide edildiğini ve taraflar arasında şirket yetkilisi …’in müvekkiline olan şahsi borcuna ilişkin olarak verildiğini, çek her ne kadar ciro edilmeden müvekkiline verilmiş olsa da, şirketin yetkilisi … ile müvekkilinin tanışıklıkları nedeniyle, kendisine güven duyarak şirket yetkilisi …’den alınan çek için müvekkili tarafından da ayrıca ciro talebinde bulunulmadığını, yani müvekkilinin şahsi olarak …’den alacağına karşılık şirket çekini yine şirketin yetkilisi … tarafından müvekkiline verildiğini, davacı-borçlu işlemin başından beri kötü niyetli olduğunu, çeki cirolamadan direk şirket adına düzenleyerek müvekkiline verdiğini, davacı-borçlunun iddia ettiğinin aksine dava konusu çekin ticari ilişkiden ve inşaat işinden kaynaklı işçilik ve malzeme bedeli olarak verilmediğini, müvekkilinin, aralarındaki şahsi ilişkiye istinaden şirket yetkilisi …’den aldığı çeki, çok doğal olarak tahsil amacıyla ilgili bankaya ibraz ettiğini, karşılığının olmadığını anlayınca da takibe koyduğunu belirterek davanın reddi ile %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, borçlunun bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Bu kapsamda davalı; dava konusu çekin, dava dilekçesinde bahsedilen şekilde ticari bir iş için değil, davalı şirket yetkilisi … tarafından başka bir borç-alacak için, şahsi borcuna karşılık olarak keşide edildiğini ve taraflar arasında şirket yetkilisi …’in müvekkiline olan şahsi borcuna ilişkin olarak verildiğini, davacı ise çeklerin inşaat işçiliklerinin davalı tarafından yapılması ve inşaat işçiliği için gereken malzemelerinin temin edilmesi için davalıya avans çeki olarak verildiğinin iddia edildiği, hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürdüğü fakat buna ilişkin yazılı bir belgenin dosyada mevcut olmadığı kesin delillerden yemin deliline de davacının dayanmadığı bu kapsamda yapılan değerlendirme ile taraflar arasında çekin ödeme aracı olup, sebepten mücerret olduğu, çeklerin avans çeki olarak verildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, çeklerin hatır çeki, avans çeki vs. sebeplerle verildiğinin ve çeklerin bedelsiz kaldığına yönelik iddianın yazılı delil ve belgelerle ispat edilmesi gerektiği ve davacı tarafça bu husus ispat edilemediğinden;Davanın REDDİNE, davacının haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından; Dava konusu edilen çekin, müvekkili firmanın yetkilisi ile davalı tarafın şahsi ilişkisinden kaynaklanan borç-alacak sebebiyle verilmiş olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinin mahkemece değerlendirilmediği, davalı tarafın inşaat işçiliklerini yapmaması ve malzemeleri teslim etmemesi sebebiyle çekin bedelsiz kaldığı, davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava konusu çekten dolayı davacının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çekin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/ 2775 esas sayılı dosyasını incelenmesinde; davalı … tarafından … İnşaat Şirketi aleyhine 67.000,00 TL asıl alacak 227,16 TL işlemiş faiz, 6700,00TL tazminat, 201,00 TL komisyon olmak üzere 74.128,16TL alacak için, 25.12.2019 keşide tarihli 6971776 seri no’lu 67.000,00TL tutarlı çeke dayalı 27.01.2020 tarihinde kambiyo takibi yapıldığı, takibin derdest olduğu görülmüştür.
Takibe konu çekin incelenmesinde 25.12.2019 keşfet tarihli 67.000 tutarlı olduğu, davalı … lehtar, keşidecinin davacı … Limited Şirketi olduğu, lehtar … tarafından 15.01.2020 tarihinde ibraz edildiği 66.997,72 TL’lik kısmının karşılıksız olduğu şerhinin düşüldüğü görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacının dava dilekçesinde açıkça ticari defter kayıtlarına dayanmadığı, dava konusu çekin avans çeki olduğu iddiasının kesin delillerle kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”