Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1436 E. 2021/1926 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2020
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … aleyhine başlatılan icra takibine konu 40.000TL bedeli 20/10/2018 vade tarihli bononun ödendiğini, hatta ödendikten sonra yırtıldığını, buna rağmen davalı tarafça tekrar icra takibine konulduğunu belirterek, bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf bononun illetten mücerret olduğunu, takibe konu borcun davacı tarafça elden alınan 35.000TL’lik borçtan kaynaklandığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı tarafın 16/01/2020 tarihinde yapılan duruşmaya katılmadığı, bu nedenle dosyanın işlemden kaldırıldığı, HMK’nun 150 maddesi gereğince 3 ay içerisinde yenilenmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı olan …’ın 23/05/2019 tarihinde öldüğünü, davacıların mirası reddettiklerini ve bu kararın kesinleştiğini, bu nedenle terekeye temsilci tayin edilerek yargılama yapılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraf teşkili hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı asil …’ın 13/11/2018 tarihinde bono bedelinin ödendiğinden bahisle menfi tespit davası açtığı, …’ın yargılama devam ederken 23/05/2019 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Eskişehir 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin…. 30/07/2019 tarihli Kararı ile davacılar … ve …’ın miras bırakan …’tan olan mirası reddettikleri ve bu kararın kesinleştiği görülmektedir.
Türk Medeni Kanununun 612.maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi ölenin en yakın mirasçıları tarafından reddedilen miras, Sulh Hukuk Hakimi tarafından iflas hükümlerine göre resmi tasfiye yoluna gidilecektir. TMK’nın 612. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir (YİBK., 20.09.1959 t. 4/10 sayılı kararı).
Miras bırakan … vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları mirası yukarıda bilgileri verilen Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile kayıtsız şartsız reddetmişlerdir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 612.maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören Sulh Hukuk Mahkemesinin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir.
Eskişehir 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30.07.2019 tarih, … Karar sayılı ilamına göre en yakın mirasçılarının mirası reddettiği anlaşıldığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 612. maddesi uyarınca reddin tespitini yapan mahkemece terekenin iflas hükümlerine göre res’en tasfiye edilmesi gerekir.
Bu durumda, husumetin tereke temsilcisine yöneltilmesi gerekeceğinden, mahkemece mirasın reddini tespit eden Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazı yazılarak TMK’nın 612. maddesi gereğince mahkemece re’sen yapılması gereken tasfiye nedeni ile bir tasfiye memurunun atanıp atanmadığının sorulması, res’en atanmış tasfiye memuru varsa atanmış olan tasfiye memuruna, resen atanmış tasfiye memuru yoksa TMK 612. maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, taraf teşkilinin usulüne uygun bir şekilde sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple HMK’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, ….Karar sayılı ve 08/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”