Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1427 E. 2022/159 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
ESAS-KARAR NO …..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı taraf arasında cam alım satımı ile ilgili yazılı olmayan sözleşmeye dayalı cam alım anlaşması yapıldığını, anlaşmaya göre dilekçede sayılan çek ve senetleri davalı şirkete vereceği, verdiği bu tutar karşılığında davalı şirketten ihtiyaç durumuna göre cam alımını gerçekleştireceğini, bu kapsamda sayılan çek ve senetleri imza karşılığında davalıya verdiğini, verilen bu çek ve senetlere karşılık da bildirilen irsaliyelerle mal tesliminin yapıldığını 32.867,00 TL içeride kalan bakiye alacaklarının bulunduğunu, davalı tarafın müvekkiline herhangi bir teslimat borcunun kalmadığını iddia ederek bu tutarın vade farkına mahsup edildiğinin belirtildiğini, davalı taraf verilen çeklerden bir tanesinin de … Bankasına ait … seri numaralı 30/06/2016 tarihli 50.000,00 TL’lik çek olduğunu, vadesine az kaldığını ve bu çekin 32.867,00 TL’lik kısmının bedelsiz olduğunu, kalan kısmını vade tarihinde hesapta hazır tutacağını ya da başka türlü ödeyeceğini ileri sürerek; davalı tarafa elden teslim etmiş oldukları çekin 32.867,00 TL’lik kısmının bedelsiz kaldığının tespiti ile karşı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında cam alımına ilişkin bir anlaşma yapıldığını, davacı tarafın iddia ettiği şekilde bir borcun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline teslim edilen 31/03/2016 tarihli 1.100,00 TL bedelli senet, 30/06/2016 tarihli 1.250,00 TL bedelli senet ve 30/06/2016 tarihli 1.300,00 TL bedelli senet olmak üzere 3 ayrı senedin ödenmediğinden dolayı protesto edildiğini ayrıca müvekkili tarafından davacıya 02/06/2016 tarihinde 35.099,27TL’lik mal teslimi yapıldığını, davacıdan toplam 71.329,38TL alacaklı konumunda olduklarını savunarak davanın reddi ile müvekkili lehine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalının istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen 25/03/2021 tarih, 2018/1606 esas ve 2021/468 karar sayılı ilam ile aslolanın peşin satış olup satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, ödeme aracı olan çekin borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği ve aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği ve mal teslim edilmediğini iddia eden davacı tarafından bu durumun yazılı delillerle ve koşulları varsa yemin delili ile ispatı gerektiğinden yemin delilinin hatırlatılması için kabule dair kararın kaldırıldığı, mahkemece davacı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekili verilen kesin süre içerisinde yemin deliline dayanmadığından davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine; verilen ihtiyati tedbirin yargılama sırasında kaldırılmış olması ve dava konusu çekin dava dışı üçüncü kişi tarafından bankaya ibraz edilerek tahsil edilmiş olması nedeniyle davalının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almadığı kanaatine varılmakla İİK’nun 72/4. maddesindeki koşullar oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna davacı vekili tarafından;Davalının çekleri defterlerine işlediği karşılığı mal teslim faturaları ile kapadığı ilişkiyi ve çeklerin verilme nedenini kabul ettiği davalının tek savunmasının açık hesap bakiyesinin 2016 yılına ait 2 adet fatura konusu malın teslimi ile ifa edildiği temeline oturttuğu davalının ne peşin satış karinesine ne de senet ve çeklerin mücerret borç ikrarı niteliğine dayandığı aksine dava olunan çeklerin bedelini mal teslimi yaparak ödediği savunmasında bulunduğu bu savunmasına delil olarak da 2016 yılına ait 2 adet faturaya dayandığı çeklerin teslim tarihinin çek tebliğ bordroları ve davalı defterine işlenmiş tarihleri itibariyle sabit olduğu üzere 2015 yılı olduğu, son 2 adet fatura dışında diğer çeklerin peşin satış karinesine uygun olarak düzenlenen faturalar ile kapatılmışsa da davalının savunmasına dayanak gösterdiği 01.04.2016 ve 02.06.2016 tarihli faturaların düzenleme tarihi çeklerin tesliminden sonra olmakla olayda peşin satış karinesinin uygulama yeri bulunmadığı, ispat yükünün malın teslim edilip edilmediğinin davalıca kanıtlanması gerektiği, iddialar kanıtlandığı için yemin teklif etmediklerini bildirmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının borçlu olmadığı hususunu kanıtlayıp kanıtlayamadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve davacı yanın iddialarını yazılı delille kanıtlayamadığı gibi davalıya yemin de teklif etmediğinin anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 21/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”