Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/14 E. 2023/711 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/14 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/936 E 2020/115 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin Fransa’da faaliyet gösteren grup şirketi …’ı 7 Temmuz 2017 tarihinde resmen devraldığını, bu tarih itibariyle … şirketinin bütün alacaklarının müvekkiline geçtiğini, icra takibine konu faturaların devralınan şirket tarafından düzenlendiğini, satım sözleşmesini konu alan faturadan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3083 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, … ile müvekkili arasında akdedilmiş ve … işine ait bir sözleşme bulunmadığını, böyle bir işin müvekkili tarafından yapılmadığını, işin yapılıp yapılmaması üzerinde görüşmeler gerçekleştiğini, ancak İran’a uygulanan ambargo nedeniyle yaşanacak olan sorun düşünülerek müvekkilinin işi yapmaktan imtina ettiğini, icra takibine konu faturanın taraflarına kesilmiş bir fatura olmadığını, … firmasının fatura konusu ürünü direk olarak ve ambargoyu delme pahasına … Şirketine kestiğini, müvekkiline gönderildiği iddia edilen ürünlerin tamamının İran’a gönderildiğini, takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığını bildirerek davanın reddi ile müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının takip konusu fatura nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığı, takibe konu faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı, takibe konu faturanın salt davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde tek başına malın ve hizmetin teslim edildiğini ispata yeterli bulunmadığı, takibe konu faturanın … İşletmesi ile yapılan satın alma sözleşmesi kapsamında düzenlendiği ve bu sözleşmede davalının taraf olmadığı gibi davalının bu sözleşmeye aracılık ettiğine dair bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, davalı ile… Şirketi arasında organik bağ olduğu iddia edilmiş ise de davacının dava dilekçesinde organik bağ iddiasına dayanmadığı gibi… şirketinin de davada taraf olmadığı için bu şirketin defterlerinin incelenemediği, bu itibarla davacının bu iddiasının da ispat edilmediği, organik bağ olduğu ispat edilse dahi ayrıca… şirketinin defterleri de incelenemediği için bu şirketin de davacıya borçlu olup olmadığının tespit edilemediği, bu sebeplerle davacının davasını ispat edemediği, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davacının takibinde kötü niyetli olduğu tespit ve ispat da edilemediği bildirilerek davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
İcra takibinin sahte fatura ile başlatıldığı, davacının kendi defterlerinde dahi kaydı olmayan faturaya istinaden başlattığı takibinde haksız olduğu, yargılama sırasında dava dilekçesinde dayanmadığı organik bağ iddiasında bulunduğu, mahkemece müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmemesinin doğru olmadığı,
Katılma yoluyla istinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece davalı ile dava dışı… arasındaki organik bağ iddiasının delilleri ile ortaya konulduğu, dava dışı… un ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talebinin yerine getirilmediği, müvekkili tarafından mal tesliminin yapılmasının ardından dava dışı… hesabına ödemede bulunulduğu, … tarafından söz konusu paranın davalıya ödendiği hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalının fatura nedeniyle organik bağdan kaynaklanan sorumluluğunun ispat edildiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3083 sayılı takip dosyasının UYAP üzerinde bulunan örneğinin incelenmesinden; davacı – alacaklı tarafından davalı – borçlu hakkında cari hesap alacağına dayalı olarak toplam 721.074,29 Euro (3.602.523,17 TL)’nun tahsili amacıyla ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde sunulan dilekçe ile borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği, iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda bilirkişiler, dava dışı … firması, davacı … firması tarafından 07.07.2017 tarihinde devralınmadan önce, … İşletmesi tarafından açılan ihaleye iştirak ederek proforma fatura düzenlediği ve ihaleyi almasını müteakip 16.12.2011 tarihinde Satın Alma Sözleşmesi imzalayarak tüm malzemeyi 21.02.2014 tarihinde Fransa’dan İran’a sevk ettiği, davalı … Şirketi, bu süreç içinde sadece para transferinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak… … … A.Ş. firmasının banka hesap numaralarını iletmek suretiyle olaya müdahil olduğunu ve gönderdiği 23.02.2013 tarihli e-mail ile sorumluluğun kendisinde olduğunu beyan ettiğini, Türkiye dışında gerçekleşen bu ticari faaliyet kapsamında. … firmasının, … firmalarının hiçbiri ile ilgili yazılı bir anlaşması veya bu satış işlemine aracılık edeceğine dair bir sözleşmenin dosya kapsamında bulunmadığını, ayrıca, davacı … firması ile 2013 yılı öncesi ve sonrası ticari faaliyetlerine ilişkin olarak da kayıt altına alınmış bir sözleşmenin dosyaya ibraz edilmediğini, dosya muhteviyatı içinde bulunan yetki belgelerine göre … firmasının Türkiye sınırları dışmda yetkili olunduğuna dair herhangi bir kayıt yer almadığını, mahkemece verilen yetki doğrultusunda, … firması ticari defter kayıtlarında yapılan incelemede, tarafların birbirleri ile ticari ilişkileri bulunduğu, bu ilişkinin yalnız Türkiye sınırları içinde olmadığı, yurtdışı projelerin uygulanmasında da birlikteliklerinin de bulunduğu, ancak davaya konu 574.580,00 Euro (07.07.2015 tarihli kur:2.55380 TL’den 1.467.362,40 TL) tutarında bir meblağın kayıtlarda görülmediğinin belirlendiğini, ayrıca, … firması kayıtları içinde yer alan… firması ile olan ticari ilişkisi araştırılmış olup, davaya konu edilen alacak tutarına yakın bir tutarın kayıtlarda görülmesine rağmen, İran tarafından… transfer edilen ödeme ile bağlantısı bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, davacı tarafından icra takibi yapılan faturanın asıl fatura olmadığı, bu faturaya ilişkin malzemenin Türkiye’ye gönderilmediği, asıl faturanın İran’a tanzim olunduğu, icra takibine konulan faturanın İran’dan transfer edilen ödemenin kendilerine aktarılmasını teminen düzenlendiği, İran’dan para transferinin yapıldığı… firmasına ait ticari defter kayıtlarına bakılması yönündeki talep doğrultusunda mahkemece herhangi bir karar alınmaması ve tarafımıza yetki verilmemesi sebebiyle, söz konusu firmaya para transferi yapıldığına ilişkin belgelerin doğruluğu üzerinde kanaat getirilecek somut bir bulguya ulaşılamadığını bildirmişlerdir.
Davacı vekili, dava dışı… … Ltd. Şti.’nin defterlerinin incelenmesine yönelik talepte bulunmuş; mahkemece dava dışı … … Ltd. Şti.’ne defterleri için davacı tarafça bildirilen adrese davanın tarafı olmadığından ihtar yapılmaksızın davertiye çıkartıldığı, tebligatın adresten taşındığından bahisle iade edildiği, … … A.Ş. adına yetkilisinin 03/01/2020 tarihli beyan dilekçesi sunduğu, iş bu dilekçesinde görülmekte olan ve tarafı olmadıkları davada, ticari defterlerin ibraz için gönderilen tebligatın sehven verilen beyan neticesinde bila tebliğ iade edildiği, ticari defterlerin tarafı olmadıkları bir davada incelenmesine muvafakatlerinin olmadığını bildirdiği, mahkemece 05/02/2020 tarihli oturumda… … Ltd. Şti. davanın tarafı olmayıp üçüncü kişi olduğundan defterler için de ihtarlı tebligatın da tarafa çıkarılabileceğinden dava dışı üçüncü kişiye çıkarılmasına yönelik talebin reddedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece dava dışı 3. kişiye ait ticari defterlerin 3. kişinin muvafakatı olmaksızın incelenemeyeceği ve ihtaratlı davetiye çıkarılamayacağına yönelik değerlendirmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamına sunulan belgelerden ve incelenen ticari defterlerden davacı yanca alacağın varlığı ispat edilememiştir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın katılma yoluyla istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davalı yanın istinaf başvurusu şimdilik incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2018/936 Esas, 2020/115 Karar ve 04/03/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 15/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”