Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1341 E. 2023/1505 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1341 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/1505 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
ESAS NO : 2020/256 E 2021/514 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya 31/07/2018 tarihinde iki fatura konusu toplam 35.000,00 TL bedelli mobilya satıp teslim ettiğini, davalının 17.500,00 TL bedelli çekle kısmi ödeme yaptığını, kalan 17.500,00 TL’yi ödemediğini, yaklaşık bir yıl sonra ürünlerde hata olduğu ve tamir ettirdikleri gerekçesiyle tamir bedeli olarak 7.500,00 TL’nin kabul edilmesi halinde kalan 10.000,00 TL’yi ödeyeceklerini belirterek buna dair bir protokolü 2019 yılı Mayıs ayında müvekkiline bildirdiklerini, ürünlerde hata ve tadilat bulunmadığını, ayıp ihbarı yapılmadığını, 28/08/2019 tarihli iadeyi taahhütlü mektupla alacağın talep edildiğini, davalının itirazda bulunduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe ve borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasında takip sebebinin ‘cari hesap gereğince ödenmeyen borç yekunu olarak gösterildiğini ancak taraflar arasında TTK m.87’ye göre yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının davaya konu ettiği faturaları icra dairesine tevdi etmediğini, davacının teslim ettiği ürünlerden 2 adet berjerin defolu ve kirli çıktığını, masa üstü mermerin 2 defa değiştirilmesine rağmen davacı tarafından kırık mermer gönderildiğini, yine 2 adet sandalyenin defolu gönderildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından 16/08/2018 tarihli 17.500,00 TL bedelli fiyat farkı faturasının düzenlenerek davacıya gönderildiğini, bu faturada ayıpların hepsinin tek tek davacıya ihtar edildiğini, davacının müvekkiline ait faturayı ticari defterlerine aldığını, TTK m.21/2 maddesi kapsamında 8 gün içinde itiraz etmediğini, bu şekilde anlaşmazlık son bulmasına rağmen davacının müvekkiline borcun ödenmesi yönünde ihtar gönderdiğini ve ayrıca 24/09/2018 tarihli fatura oluşturarak müvekkilini sanal olarak borçlandırdığını ileri sürerek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından mal satımına ilişkin düzenlenen faturalara davalının usulüne uygun olarak itiraz etmediği, fatura içeriklerinin kesinleştiği, usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığından borcun kesinleştiği, davacının ticari defterlerine göre alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacının teslim ettiği ürünlerin ayıplı olduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından 16/08/2018 tarihli 17.500,00 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiğini, faturada ayıpların yazılı olduğunu, davacının ayıp ihbarını da içeren müvekkiline ait faturayı ticari defterlerine aldığını ve faturaya itiraz etmediğini, uyuşmazlığın bu şekilde sona erdiğini, davacının ürünler için 2 yıl garanti vermekle ayıp ihbarına da gerek olmadığını, davacının 24/09/2018 tarihli fatura düzenleyerek sanal olarak müvekkilini borçlandırdığını, bu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının davalıdan cari hesap nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Ankara 31.İcra Müdürlüğünün 2019/14485 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 23/09/2019 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine “01/01/2018-31/12/2019 tarihleri arası cari hesap gereğince ödenmeyen borç yekunü”açıklaması ile 17.500,03 TL asıl alacak, 25,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.525,92 TL alacağın tahsili için ilk olarak Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2019/10885 Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, davacı alacaklının yetki itirazını kabul etmesi üzerine dosyanın Ankara 31.İcra Müdürlüğünün 2019/14485 Esas sayılı sırasına kaydedildiği, davalı borçluya gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edildiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı adına 31/07/2018 tarihli 20.000,02 TL ve 15.000,01 TL bedelli iki adet muhtelif mobilya içerikli fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacı adına 16/08/2018 tarihli 17.500,00 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiği, fatura içeriğinde iki adet berjerin defolu ve kirli olduğu, masa üstü mermerin iki kez değiştirildiği, kırık geldiği, iki adet sandalyenin defolu olduğu hususlarının da yazılı olduğu görülmüştür.

Tarafların ticari defterleri incelenmiş, bilirkişi raporlarında özetle; davacı tarafından davalı adına düzenlenen mal satışına ilişkin 31/07/2018 tarihli iki adet faturanın, davalı tarafından çekle yapılan 17.500,00 TL ödemenin, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 16/08/2018 tarihli 17.500,00 TL bedelli fiyat farkı faturasının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının bu kayıtlar nedeniyle ticari defterlerine göre borcunun bulunmadığı, davacının ise, bu kayıtlardan ayrı olarak ticari defterlerinde davalı adına düzenlediği 24/09/2018 tarihli 17.500,00 TL bedelli davalının 16/08/2018 tarihli faturasına istinaden düzenlendiği belirtilen faturasının kayıtlı olduğu, bu nedenle davalıdan 17.500,03 TL alacaklı göründüğü, davacının ilgili faturasının davalıda kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı her nekadar takibin cari hesap alacağı nedeniyle yapıldığını, cari hesap sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürmüş ise de, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, takibin de bu ilişkiye dayalı alacak için başlatıldığı anlaşılmakla davalının bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak davalı teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, davacı adına fiyat farkı faturası düzenlenerek ayıpların faturaya yazıldığını, faturanın da davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu savunmuş olup bilirkişi raporları ile davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturasının davacı tarafından kabul edilerek defterlerine işlendiği tespit edilmiştir. Her nekadar davacı taraf davalının 16/08/2018 tarihli fiyat farkı faturasını ticari defterlerine kaydettikten sonra 24/09/2018 tarihli aynı bedelli faturayı davalı adına düzenlemiş ise de faturanın TTK 21/2 maddesi uyarınca süresinden çok sonra düzenlenmiş olması ve davacının bu faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle faturanın dikkate alınmaması gerekir. Davacının bu faturası dikkate alınmadığında tarafların ticari defterlerine göre davalının borçlu olmadığı sonucu ortaya çıktığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı tarafın istinaf itirazlarının kabulü ile yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir durum bulunmadığından davanın reddi ve şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 Esas 2021/514 Karar sayılı 28/06/2021 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a-Davanın REDDİNE,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 299,30 TL harçtan çıkartılarak artan 29,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 17.525,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL’nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
g-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan 23,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”