Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/131 E. 2023/179 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/131 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/179
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
ESAS-KARAR NO : 2015/754 E 2020/286 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari ilişki kapsamında davalıya mal satıp teslim ettiğini, 11/03/2010 tarih ve 77.880,00 TL bedelli faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme savunmasında bulunduğunu ancak ödeme yapılmadığını belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, çek ve banka havalesi yoluyla tüm borcun ödendiğini, ödeme belgelerinin şirket kayıt ve defterlerinde mevcut bulunduğunu, davacının 2010 tarihli fatura için 2015 tarihinde takip başlatmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ticari defterlerini ibraz etmediği, davalının ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davaya konu faturanın KDV’siz şekilde 66.000,00 TL olarak davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerine KDV’yi kaydetmemesinin davacının fatura bileşeni olan KDV’yi talep etmesine engel oluşturmayacağı, davacının davalıya KDV dahil 77.880,00 TL bedelli fatura konusu malı satıp teslim ettiğinin sabit olduğu, davalının 2011 yılına ilişkin yevmiye defterleri de incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi ek raporunda davalının alacaklı olduğu belirtilmiş ise de defterlerin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle davalı lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, davalının ödeme savunmasına dayanak delil sunmadığı, her nekadar davacı tarafa yemin teklif hakkı hatırlatılması üzerine davalı şirket yetkilileri yemini eda etmiş ise de, davacının faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle davacının mal teslimini ispatladığı, davalının ödeme savunmasını ispat etmesi gerektiği, ispat yükü davalıda olması rağmen sehven ispat yükü tersine çevrilerek davacıya ispat yükünün yüklenemeyeceği ve davalının yeminine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, gerekçeli kararın tebliği aşamasından önce davacı vekilinin 27/07/2020 tarihli dilekçesi ile kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinden dolayı kararın tashih yoluyla düzeltilmesi talep edilmiş, mahkemece 10/08/2020 tarihli ek karar ile yasal şartların bulunmadığı gerekçesiyle talep red edilmiş, davacının vekilinin 04/08/2020 tarihli dilekçesi ile tekrar HMK 305/A maddesi uyarınca hükmün tamamlanması talebi üzerine mahkemece 09/09/2020 tarihli ek karar ile talebin kabulüne ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine ilişkin bendin karara eklenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karardan sonra mahkemece 10/08/2020 tarihli red ara kararından sonra 09/09/2020 tarihli vekalet ücreti takdirine yönelik ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama aşamasında sunulan beyan, delil ve bilirkişi raporları ile şirket yetkililerinin yemin beyanının mahkemece nazara alınmadığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, müvekkilinin tüm borçlarını ödediğini, herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin ticari defterlerine göre de herhangi bir borcun bulunmadığını, davacıya çek ve banka havalesi yoluyla ödemeler yapıldığını, ödeme belgelerinin şirket kayıt ve defterlerinde mevcut olduğunu, banka ödeme dekontları ile cari hesap dökümünün dava dosyasına sunulduğunu, 2010 yılına ait fatura nedeniyle 2015 yılında takip yapılmasının kötüniyetli olduğunu, ticari defterlerin tasdikleri zamanında yapılmamış ise de kayıtların dayanağı belgelerin işlemleri doğruladığını, müvekkilinin imal ettiği malları yurt dışına ithal ettiğini, KDV tutarının geri iade aldığını, Maliye Bakanlığının risk raporuna göre davacının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen firmalardan mal aldığının Vergi Dairesi tarafından bildirilmesi nedeniyle KDV iadesinde sıkıntı yaşamamak adına KDV tutarının kayıtlardan çıkartıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.

Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2015/22595 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, davacı tarafından davalı aleyhine 77.880,00 TL asıl alacağın tahsili için 11/03/2010 tarihli 77.880,00 TL bedelli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde borcun ödendiği gerekçesiyle takibe ve borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, faturaya dayalı alacak isteminde bulunmuş, davalı ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü ödeme savunmasında bulunan davalı borçlu üzerinde olup davalının ödemeyi yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Davacı ticari defterlerini sunmamış, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresinde yapılmaması nedeniyle lehe delil niteliğinde olmadığı tespit edilmiştir. Davalın ticari defterlerine göre, dava konusu fatura dışında başkaca davacı faturalarının ve davalı tarafından çek ve banka yoluyla yapılan ödemelerin kayıtlı olduğu ve davalının alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ticari defterlerde kayıtlı olan ödemeler dışında kalan ödemelerle ilgili davalı tarafından bir kısım banka ödeme dekontları dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda belirtilen faturalar ve ödemelere ilişkin kayıtların davalı tarafından bilirkişi incelemesine sunulduğu belirtildiği halde dosyaya eklenmediği anlaşılmıştır. Usulüne uygun tutulmayan ticari defterler lehe delil olarak değerlendirilemez. Ancak borcu sona erdiren sebepler yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir.
Ödeme borcu sona erdiren bir nedendir. Bu durumda davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemelere ilişkin dayanak belgelerin ve gerekirse diğer faturaların dosyaya kazandırılarak takibin faturaya dayalı olduğu dikkate alınarak dava konusu faturanın ödenip ödenmediğinin araştırılması, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle gerektiğinde davalıya yemin teklif hakkı da hatırlatılarak sonucunu göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalının istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/754 Esas, 2020/286 Karar ve 18/06/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 20/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”