Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1300 E. 2021/2247 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
ESAS-KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, dava dışı …’ın davacı şirkete olan borcuna karşılık… A.Ş.’nin … Şubesi’ne ait … numaralı ve 28/02/2019 vade tarihli 280.000,00-TL bedelli çeki teslim ettiğini, çek bedelinin … tarafından … Bankası aracılığı ile 28/02/2019 ve 07/03/2020 tarihlerinde ödenmesi nedeniyle çekin …’a iade edildiğini, bu hususun yazışmalar ile sabit olduğunu, kargo şirketi ile çekin …’a gönderildiğinin belli olduğunu ancak davacı şirket tarafından çek iade edilirken sehven çekin arkasında bulunan cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu, çekin borçlu …’a iade edildiği tarihten yaklaşık 1,5 yıl sonra … tarafından çekin keşide tarihinin 02/11/2020 tarihi olarak değiştirilerek çeki davacı şirket aleyhine kötü niyetli bir şekilde …’e teslim ettiğini, …’in kötü niyetli olarak davacı şirketin hiçbir sorumluluğu kalmadığı halde söz konusu çeke istinaden davacı aleyhine Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, çekin kambiyo vasfında olmadığını, takibe konu çek incelendiğinde keşideci tarafından 30/04/2019 keşide tarihi paraf edilerek 02/11/2020 tarihi olarak düzeltilmiş ise de 28/02/2019 tarihinin paraf edilmeden sadece üzerinin çizildiğini, bu durumda 28/02/2019 tarihinden yasal 10 günlük sürede alacaklının çeki bankaya ibraz etmediğinden takibe konu çekin kambiyo vasfının kalmadığını, çekte ciro zincirinin de kopuk olması nedeniyle davacının sorumlu tutulamayacağını, davacının çek dolayısıyla borcunun kalmadığını belirterek, takip dosyası ve takibe dayanak çeke ilişkin davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca teminat karşılığında icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe konu çekin müvekkiline olan borcu ödemek isteyen dava dışı … tarafından müvekkiline teslim edildiğini, keşideci … tarafından çek üzerindeki ödeme tarihinin başta 30/04/2019 olduğu halde üzerinin çizildiğini ve 28/02/2019 yazıldığını, son olarak da 28/02/2019 tarihinin üzeri çizilerek keşideci tarafından 02/11/2020 ödeme günü olarak imza edilerek düzeltildiğini, davacı şirket tarafından ciro edildiğini, son olarak da müvekkili tarafından çekin arkası imza edilerek muhatap bankaya ibraz edildiği ve karşılıksızdır işlemi yapıldığını, bu cironun iptal edilmesi için en basit anlatımla 2 paralel çizgi arasına iptal yazılması gerektiğini, çek üzerinde ise davacıya ait herhangi bir iptal işleminin bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 11/02/2021 tarih ve 2020/1018 E. 2021/188 K. Sayılı kararı ile davaya konu icra takibinin iptaline karar verildiği ve verilen kararın 03/06/2021 tarihinde de kesinleştiği, bu haliyle davaya konu icra takibinin iptal edilmesi nedeniyle menfi tespit istemli asıl talep bakımından davanın konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri bakımından davacı tarafın talebi değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi hükümlerine göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre değerlendirme yapıldığı, davanın 09/02/2021 tarihinde açıldığı, 11. İcra Hukuk Mahkemesinin dosyasının ise 11/02/2021 tarihinde karara bağlandığı ve 03/06/2021 tarihinde de kararın kesinleştiği, İcra Hukuk Mahkemesinin dosyasında takip konusu senedin düzenleme tarihinde 30/04/2019 tarihi ve 28/02/20219 tarihinin üzerinin çizildiği ve senette 02/11/2020 tarihi bulunduğunu, ancak senette sadece 1 adet parafın yer aldığı, senedin düzenleme tarihinin bu 2 tarihten biri olduğu, bu nedenle vaktinde bankaya ibraz edilmeyen çek açısından takibin 170/A gereğince, takibin iptaline karar verildiği, tüm bu veriler, tarafların yazılı ve sözlü beyanları ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde takibin davalı tarafça kötü niyetli olarak başlatıldığı anlaşılmakla Davacının davaya konu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. Sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti istemi bakımından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Takibin kötü niyetli olarak yapıldığı anlaşılmakla, dava değerinin (308.000,00-TL) % 20’si oranında 61.600,00-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 30.010,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde maktu değil nispi vekâlet ücretine hükmedildiği gibi kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğu göz önünde bulundurularak Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.”
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Kötüniyet tazminatı ve vekalet ücreti uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. Sayılı dosyası incelendiğinde, davalı/alacaklı … tarafından davacı şirket ve dava dışı … aleyhine ”02/11/2020 günlü …. numaralı 280.000,00-TL bedelli çek(28.02.2019 tarihi çizilmiş- keşideci Ahmet Dikyar, lehdar … Turkey Şirketi)” dayanak gösterilerek 05.11.2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, buna ilişkin ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği görülmektedir.
Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/1018 E. 2021/188 K Sayılı dosyasında; 20.11.2020 tarihinde davacı … Şirketi tarafından davalı … aleyhine asıl dosyada icra memurunun muamelesine yönelik şikayet talebinde, birleşen 2020/1027 E. Sayılı dosyasında ise davacı şirket tarafından davalı aleyhine icra takibine borca itiraz istemli olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, 11/02/2021 tarih ve 2020/1018 E. 2021/188 K. Sayılı kararı ile; asıl dava yönünden Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. Sayılı dosyasında davacı borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 16/11/2020 olarak düzeltilmesine, takibin iptali talebi yönünden ise senedin düzenleme tarihinin birinin üzeri çizilip paraflandığı, iki tarih olduğu, keşide tarihinin bu iki tarihten biri olduğu, vaktinde bankaya ibraz edilmediğinden Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. Sayılı icra takibinin davacı borçlu açısından İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptaline, diğer yandan birleşen 2020/1027 E. Sayılı dosyası yönünden ise takip iptal edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, verilen kararın 03/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davalı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması itirazı yönünden; AAÜT Davanın konusuz kalması halinde hükmedilecek vekalet ücreti 6.maddede düzenlenmiştir. Buna göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.”
Tensip 12/02/2021 tarihinde yapılmış ön inceleme duruşması 25/05/2021 günü yapılmış, icra mahkemesi kararının kesinleşmesi ise 03/06/2021 olup, Mahkemece sonraki celse 28/06/2021 tarihinde davanın konusuz kaldığı belirtilerek karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece tarifede yazılı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmuştur.
Davalı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik istinaf itirazına gelince; davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için takibin haksız olması yanısıra davalının takibinde kötüniyetli olduğunun da kanıtlanmış olması gereklidir. Bu kapsamda Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesinde dava 20.11.2020 tarihinde açılmış ve karar 03.06.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı tarafça takip 05.11.2020 tarihinde başlatılmış eldeki dava ise 09.02.2021 tarihinde açılmış olduğu gözetilerek davalının kötüniyetle takip yaptığı kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile;
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/106 Esas, 2021/402 Karar ve 28/06/2021 tarihli kararının HMK’ nin 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-1-Davacının davaya konu Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/9619 E. Sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti istemi bakımından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 59,30-TL maktu harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 5.259,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.200,57-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 59,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 30.010,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan 49,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde iadesine,
8-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KABULÜNE karar verilmesi sebebiyle DAVALIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.